Elitaş, DTP'li bazı milletvekillerin zorla ifade vermeye götürmelerini önlemeye yönelik
Anayasa değişikliği konusunda gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.
''Nasıl bir
Anayasa değişikliği öngörüyorsunuz?'' sorusuna karşılık veren Elitaş, ilk etapta gözüken sorunun Anayasanın 83. maddesindeki 14. maddeye yapılan atıfta olduğunu söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün Mecliste verilen resepsiyonda konuyla ilgili açıklama yaptığını anımsatan Elitaş, Anayasa değişikliğinde toplumsal mutabakatın sağlanmasının gerekli olduğunu, ana muhalefet ve diğer muhalefet partisinin desteklemesinin, toplumsal mutabakata katkı sağlayacağını kaydetti.
Elitaş, ''Açıkçası
Türkiye, 12 Eylül'de yasaklı bir Türkiye'yi yaşarken, 'yasaksız Türkiye' diye ortaya çıkanlar rahmetli Türkeş, rahmetli Ecevit,
Demirel,
Erbakan, Sayın
Baykal olmak üzere şimdi bunlar... İfade özgürlüğünün varlığı konusunda Anayasa değişikliğinin bu Mecliste, bu
çatı altında söylenen her sözün
ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini, milletin teveccühüyle milletvekili olmuş şahısların ifade özgürlüğü konusunda daha öneme mazhar olduğunu hepimizin bilmesi gerekir'' dedi.
Mustafa Elitaş, şöyle devam etti:
''Açıkça siyasetçiler Anayasanın 2. maddesinde
vücut bulan demokratik, laik, sosyal hukuk devleti konularındaki birinci sırada sayılan demokratik devlet ilkesinin hayata geçmesi konusunda samimi gayret içerisinde bulunurlarsa, Türkiye'nin
demokrasisinin önündeki engeller ortadan kalkmış olur. Demokrasinin birinci vazgeçilmez koşullarından biri konuşma özgürlüğü, düşünme özgürlüğü, ifade özgürlüğüdür. Bunu bütün siyasetçilerin iyi bir şekilde değerlendirmeleri gerekir. Artık, Anayasanın 2. maddesindeki demokratik devleti, laik devleti, sosyal devleti ve hukuk devletini tartışmayı, 21. yüzyılın Türkiye'sinde bırakmamız gerekir.
Yasal
düzenleme konusunda arkadaşlarımız çalışıyorlar. Bu konuyla ilgili yan etkileri olmayacak şekilde bir düzenleme yapılabilirse, ki bu konuyu çözmek için gayret gösteriyoruz.
AK Parti'nin samimiyetinin bütün siyasi partilerde olduğu kanaati içindeyiz. Çünkü bir problem, sorun var. İfade özgürlüğü konusunda bir sorun var. Bu sorunu çözmek, siyasetçilerin özellikle TBMM'nin görevi. Herkes üzerine düşeni yapmalı.''
Elitaş, gazetecilerin ''muhalefet partisinin, Anayasanın 14. maddesindeki değişiklikle beraber dokunulmazlıkların tamamıyla kaldırılması istediğine'' ilişkin sorusu üzerine, ''Muhalefet önce kendisini bir samimiyet testinden geçirmeli, ne istediğini çok iyi bilmeli. Anayasanın 2. maddesindeki ilkeleri, kendi politikaları, kendi düşünceleri, zihinleri, dilleri ve kalpleriyle teyit etmeli, gözden geçirmelidir.
-''SÖYLEMLERİN ÖZLÜ OLMADIĞINI GÖSTEREN BİR DURUM''-
AK Parti Grup
Başkanvekili Elitaş, Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül'ün dünkü Genel
Kurul konuşmasına katılımında CHP'li milletvekillerin ayağa kalkmaması konusundaki soruları da cevaplandırdı.
Muhalefet partilerin birinin ''Sayın Cumhurbaşkanı, farklılıklar ülkesinin Cumhurbaşkanı gibi konuştu'' şeklinde
eleştirisi bulunduğunu anımsatan Elitaş, ''Herhalde o rehavet içerisinde yapılmış bir eleştiri gibi. Sayın Cumhurbaşkanına,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları dışında yapılan bir saygısızlığa hepimiz, hep beraber tepki gösteririz. O tepkinin haklılığını, kuvvetini ortaya koyabilmek için ne olursa olsun, bu ülkenin devletin başı olan Cumhurbaşkanına herkesin saygı göstermesi gerekir. Başkasından beklediğimiz minimum seviyedeki bir saygıyı biz burada göstermiyorsak önce kendimizi eleştirmemiz gerekir. Asıl önemli olan Sayın Cumhurbaşkanı Başbakanken, Sayın Cumhurbaşkanı
Dışişleri Bakanıyken kendisinin emrinde çalışan bürokratların da en arka tarafta sayın Cumhurbaşkanı girerken ve çıkarken ayağa kalkmamaları çok manidar, çok dikkat
çekici'' diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Gül'ün ''farklılıklarımızı bütünleştirmeliyiz ve bunu demokrasi içerisinde hazmedebilmeliyiz'' anlamına gelen mesajlar verdiğini kaydeden Elitaş, Cumhurbaşkanı Gül'ün, siyasi düşüncesi farklı olmasına rağmen, kendi düşüncesinden daha da farklı olmasına rağmen 5 yıl süreyle bir şahsı görevlendirebildiğini, en azından
mesai arkadaşlığı nezaketine binaen bazı milletvekillerinin ayağa kalkarak saygı göstermeleri gerektiğini savundu.
-''AK PARTİ SEZER'E GEREKEN SAYGIYI GÖSTERDİ''-
Elitaş, şunları kaydetti:
''İzledim...
Milletvekili arkadaşlarımız içlerinden gelen duyguyla kalkmak için hamle yapacaklar ama ön sıraya bakıyorlar, ön sıradaki kalkarsa ben de kalkayım düşüncesindeler. Maçlarda olur ya hani
Meksika hareketi gibi bir taraftan başlar, en önden başlayınca arkaya doğru dalga dalga yayılan bir hareket. Bu milletvekilinin özgür iradesine yakışmayan, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bekasına ve saygı duyulması konusunda sözlü söylemlerin özlü olmadığını gösteren bir durumdur.
Sayın Sezer (Ahmet Necdet), bundan önceki Cumhurbaşkanıydı. Takdir edersiniz etmezsiniz ama AK Parti Grubu, Sayın Sezer'in katıldığı bütün toplantılarda, hiç önden dalga hareketi beklemeden, 'Cumhurbaşkanımız devletimizin temsilcisidir' diye saygıyı göstermiştir ve göstermektedir. Aslında bu söylenecek bir şey değil, olması gereken bir şey. Tartışılmaması gereken bir konu. Başka ülkelerin cumhurbaşkanları TBMM'de konuşurken ayağa kalkan zevat, maalesef kendi ülkesini temsil eden... oy verirsiniz vermezsiniz, sindirirsiniz sindirmezsiniz ama şu anda Sayın Abdullah Gül, Türkiye Cumhuriyeti Devletini temsil ediyor. Bugün de hepimizi temsil etmek üzere
yurt dışı seyahatine çıktı. Açıkça partizanlığı bırakmamız gerekir.''