Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, bakanlık ve hükümet olarak arzularının, sosyal güvenlik reformu ihtiyacının Türkiye'nin gündeminden düşmemesi, Türkiye'nin bu reformdan vazgeçmemesi olduğunu bildirdi. Başesgioğlu, Okan Üniversitesinde düzenlenen ''Sosyal Güvenlik Reformu Kapsamındaki Son Gelişmeler'' konulu panelin açılışına katıldı. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başesgioğlu, bir gazetecinin, ''Sosyal Güvenlik Reformunun gecikmesinin söz konusu olup olmayacağı'' yönündeki sorusu üzerine şunları kaydetti: ''Anayasa Mahkemesinin bu iptal kararı karşısında iki türlü davranmamız gerekiyor. Birincisi bu geçiş döneminde bir hak kaybına neden olmamak için kurumlarımızın yapacağı bir düzenleme varsa acilen bunları yaptırmak ve dolayısıyla sigortalılarımızın, emeklilerimizin bu geçiş döneminde herhangi bir hak kaybına, mağduriyete uğramalarına meydan vermemek. Birinci önceliğimiz bu. İkincisi, reformun geleceği, zamanlamasına ilişkin hep birlikte bir karar vermemiz gerekiyor. Şu anda o süreci tamamlamaya çalışıyorum. Bazı meslek kuruluşlarıyla görüştüm. Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulu ile görüştüm. Bugün saat 16.00'da Sosyal Güvenlik Yüksek Danışma Kurulu üyeleriyle bir toplantı gerçekleştireceğiz, ki buraya bütün ilgili taraflar, herkes geliyor. Onların görüşlerini dinledikten sonra bir-iki görüşme daha yapıp konuyu, buradan çıkan görüşleri Bakanlar Kuruluna takdim edeceğiz.'' Bakanlar Kurulunun reformla, planlamasıyla ve tarihle ilgili bir karar vereceğini dile getiren Başesgioğlu, ''Vermek zorundayız, bu konuyu bu şekilde askıda bırakamayız. Bu şekilde müdahil olmazsak ülkemizde kaos çıkar, kargaşa çıkar. Buna asla müsaade edemeyiz. Ama makul olan nedir, onu yapmamız lazım'' dedi. ZAMAN KONUSUNDA SIKINTI VAR Bu konuda zor olan tarafın henüz Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararının yayınlanmaması olduğuna işaret eden Başesgioğlu, sözlerin şöyle sürdürdü: ''Zaman konusunda bir sıkıntı var. Yani bir düzenleme yapmak isteseniz bile 2007'ye çok az bir süre kaldığı için bu zamanlamayı yapmak konusunda fiilen bir imkansızlığımız var. Bütün bunlar değerlendirilecek ve bir karar verilecektir. Verilecek bu karar geçici bir karar olacaktır. Bizim arzumuz bakanlık olarak, hükümet olarak arzumuz, sosyal güvenlik reformu ihtiyacının bu ülkenin gündeminden hiç düşmemesidir. Türkiye'nin bu reformdan geri adım atmamasıdır, vazgeçmemesidir. Bu geleceğe karşı bir sorumluluğumuzdur. Bütün dikkatlerimizi bu noktaya odaklıyoruz.'' ''Bu sözlerinizden, 'Bu reformdan vazgeçilebilir' diye bir anlam çıkarılabilir mi?'' yönündeki bir soru üzerine de Başesgioğlu, şu yanıtı verdi: ''2007'ye kadar istesek de bir düzenleme yapma imkanımız yok. Dolayısıyla bir zaman ihtiyacı olduğu ortada. Ama bu zaman ihtiyacı nereye kadar uzanır, bu önemli. Türkiye bir seçim atmosferine girmiş durumda. Seçim atmosferinde bu tür düzenlemeleri ne ölçüde yapabilirsiniz? Popülizme kaçmadan bunları nasıl gerçekleştirebilirsiniz, bunlar önemli. Onun için belki daha sakin bir ortamda, ortak aklın hakim olduğu bir ortamda bunun tartışılması lazım. Bu konudaki zaman biraz uzayabilir. 'Hem bu parlamento, hem bundan sonraki parlamento' dediysem, hiçbir zaman bu reformun yapılma hedefinden parlamentonun sapmaması lazım. Toplumun da sapmaması lazım. Bunu demek istiyorum.'' BİR HAFTA İÇİNDE KARARIMIZI PAYLAŞIRIZ Bir gazetecinin, ''Sözlerinizden genel seçimlerin ardından bu reformun yeniden gündeme geleceği anlamı çıkıyor'' şeklindeki bir yorum yapması üzerine de Başesgioğlu, ''Tabii onu size söyleyemiyorum. Çünkü bu istişareleri yaptıktan sonra buna Bakanlar Kurulu olarak karar vereceğiz. Açıkçası bu toplantılarda takvim konusunda, planlama konusunda gelen talepler de sivil toplumun, sosyal tarafların bu konudaki görüşleri de bizim için önemli. Bunları değerlendireceğiz. Bir hafta içerisinde bu konudaki kararımızı sizlerle paylaşırız'' dedi. Bakan Başesgioğlu, ''Anayasa Mahkemesinin kararı için 'Temel kurguyu değiştirecek bir karar' dediniz. Bu anlamda ne gibi bir değişiklik geliyor sizin aklınıza. Nasıl tekrar kurgulanacak, fikriniz nedir?'' yönündeki soru üzerine de şunları söyledi: ''Biz reforma başlarken norm ve standart birliğini gerçekleştirmeyi hedefledik. Bu ülkenin vatandaşlarının sosyal güvenliğe erişim konusunda adil, eşit haklara sahip olması bizim temel felsefemizdi. Hala o felsefemize, bunun böyle olması gerektiğine inanıyoruz. Yani statü farkından dolayı vatandaşlarımıza farklı emeklilik, farklı sağlık hizmeti sunumu olmaması gerektiğine inanıyoruz. Onun için önümüzdeki süreçte Anayasa Mahkememizin iptal kararı da yayınlandıktan sonra bu norm ve standart birliğinden sapmadan ne yapabiliriz ona bakacağız. Ama bunun için henüz erken. Gerekçeli kararda neye işaret ediyorlar, neden dolayı memur ve kamu çalışanlarının ayrı bir sistem içerisinde olması gerektiğini bir gerekçeleriyle birlikte görmemiz lazım.''