İstanbul'da Caferi mezhebine mensup kişilerin yoğun olarak yaşadığı Küçükçekmece, Esenyurt ve Arnavutköy ilçelerinde camilere yönelik 2014 Haziran ve Temmuz aylarında gerçekleşen saldırılar üzerine hazırlanmış olan raporda, saldırıdan bir hafta önce cami imamının tehdit edildiği, yakılan kütüphane de ise üç yüz hadis kitabının yakıldığı gibi tespitler ortaya çıktı. “İstanbul'un Esenyurt ilçesinde Caferi mezhebine mensup cemaatin yoğun olarak kullandığı iki ayrı camiye farklı zamanlarda üç kez girilerek ikisinde özellikle kütüphane kısımlarının ateşe verilmesi, birinde ise cami eşyalarına ve dini sembollere zarar verilen saldırılar kabul edilemez.” ifadelerinin yer aldığı raporda, incelemelerin ardından saldırıları gerçekleştiren faillerin, fiillerini bir plan çerçevesinde Caferilere karşı gerçekleştirdikleri ve bu planı profesyonel şekilde uyguladıkları tespiti yer aldı.
Cami saldırıarında failler bir kişiden fazla
İstanbul'da bulunan Caferi cemaatinin yoğunlukta olduğu ilk olarak Allahu Ekber Cami ardından Muhammediye Cami de yakılarak kundaklanmıştı. MAZLUMDER bu kapsamda saldırılara maruz kalan camilerden incelemelerde bulundu. Caferilerin yoğun olarak kullandığı camilerden birisi olan İstanbul Esenyurt'ta Tabela durağında bulunan Allah-u Ekber Ehlibeyt Cami, 12 Haziran 2014 tarihinde kimliği belirsiz kişilerce saldırıya uğramış ve yakılarak kundaklanmıştı. Caminin kütüphanesi başta olmak üzere yanma nedeniyle kapı ve pencerelerinde maddi hasar oluşmuştu. Faillerin cami içine kapı kilidini kırarak bayanlar kısmından girdiği, ardından kütüphane bölümünün cami içine bakan yönünün camlarını kırarak ateşe verdikleri bilgisinin yer aldığı raporda, incelemeler sonucunda bir kişinin kırabileceğinden daha sağlam olan caminin dolgu demirden yapılan korkuluklarının kırılması ile, olayın faillerinin bir kişiden fazla olduğunu belirtildi.
Cami imamı saldırıdan bir hafta önce tehdit edilmiş
İstanbul'un Esenyurt İlçesi, Yenikent Mahallesi, Aşık Şenlik Caddesi üzerinde bulunan ve Caferi cemaatin yoğunluklu olduğu diğer mabed olan Muhammediye Cami imamı Hamza Aydın, Muhammediye Cami'ne gerçekleşen saldırıdan bir hafta ila on gün kadar önce, yani 28.06.2014-01.07.2014 tarihleri arasında, kendisinin tehdit edildiği rapoda yer aldı. İmam Hamza Aydın, akşam namazını kıldırdıktan sonra caminin daha sonra girilen kısmını gözleyecek şekilde 27-28 yaşlarında bir gencin oturduğunu ve yanındaki yaşlarında iki gençle bir şeyler konuştuğunu gördüğünü, ancak Cami çevresinde cemaatin ve mahallelinin oturması ve sohbet etmesi normal olduğundan bu durumu önemsemediğini, akabinde gençlerin kendisini yanlarına çağırdığını ifade etti. Yaşı büyük olan gencin kendisine mezhebini ve inancını sorduğunu, yine yaşı büyük olan gencin düşmanca tavırlar sergileyerek “Siz taşa toprağa tapıyorsunuz” dediğini, daha sonra bu gencin yanlarından ayrılarak “Zafer İslam'ındır. Şeriat uygulanacak. Allah'a ibadet edilecek, taşa toprağa tapılmayacak.” şeklinde bağırdığı sözleri bulunuyor.
Bu olayın ardından Muhammediye Cami, 8 Temmuz 2014 günü, sahur saatleri olan saat 02.00 sularında kimliği halen tespit edilememiş olan kişilerce ateşe verildi. Görgü tanıklarının ifadesine göre yangından önceki bir tarihte Cami'de kimsenin bulunmadığı sabah saat 07.00 sularında iki kişi Cami'ye gelmiş, birisi dışarıda beklerken diğeri merdiveni pencereye dayayarak içeri girmiş. İçeriye giren ve yaklaşık on dakika orada kalan şahsın cami eşyaları ile müezzin odasını dağıttığı ifade ediliyor. 10 dakika sonra dışarı çıkan şahsın yüksek sesle “Ezanınızı okutmayacağız” diye bağırmasının ardından şahıslar olay yerinden uzaklaştığı bilgisi görgü tanıklarının ifadesi ile raporda yer alıyor.
Ateşe verilen kütüphanede 300 hadis külliyatı bulunuyordu
Raporda görgü tanığı olarak dinlenen cami imamı Hamza Aydın, saldırı yapılan camilerin özellikle kütüphane bölümünün ateşe verildiğini, kütüphanede kendisine ait olan üç yüze yakın hadis külliyatıyla birçok İslami kitabın ve Kuran-ı Kerim nüshalarının da yandığını beyan ediyor. Aydın, Cami'de görev yaptığı on altı yıl boyunca hem kendisine hem Cami'ye yönelik herhangi bir tehdit veya saldırı fiilinin yaşanmadığını, son olayların Türkiye'de cami ve cemaat tarihinde bir ilk olduğunu sözlerine ekliyor. Aydın, yaşanan tehdit, saldırı ve ateşe verme vs.. olaylarının Türkiye'de beklenmeyen olaylar olduğunu, olayın maddi zararlarının bir şekilde giderileceğini, ancak önemli olanın manevi zarar bırakmaması olduğunu raporda ki konuşmasında belirtiyor.
Caferilere karşı gerçekleştirilen bu planın profesyonel şekilde uygulandığı açıktır
Raporda yer alan sonuç bölümünde ise, İstanbul'un Esenyurt İlçesi'nde Caferi mezhebine mensup cemaatin yoğun olarak kullandığı iki ayrı camiye farklı zamanlarda saldırıların kabul edilemeyeceği yer aldı. “Cami imamının tehdit edilmesi, ard arda saldırıların yaşanması, saldırıda bulunan kişilerin konuşmalarında kullandığı dil göz önüne alındığında, saldırıları gerçekleştiren faillerin fiillerini bir plan çerçevesinde Caferilere karşı gerçekleştirdikleri ve bu planı profesyonel şekilde uyguladıkları açıktır.” denilen raporda, uygulanan planın Türkiye toplumunun hiçbir kesiminde uygulayıcıların beklediği etkiyi yaratmadığı, kamuoyu tarafından büyük tepki ile karşılandığı belirtildi.