Ahmet
Özal tarafından babası
Turgut Özal suikastının arkasındaki isim olarak gösterilen eski MGK Genel Sekreteri
emekli Orgeneral Sabri
Yirmibeşoğlu, Özel
Harp Dairesi'ni anlatırken, kargaşa ortamı ve provokasyon için bugüne kadar hep tekrarlanan
Özel Harp eylemini
itiraf etti. Yirmibeşoğlu, Özel Harp olarak 1974 Barış Harekatı öncesi
Kıbrıs Türklerini galeyana getirmek için
cami yaktıklarını itiraf etti.
ÖZEL HARP KIBRIS'TA CAMİ YAKTI
Cami yakma ve
bombalama eylemleri ile yaratılan kargaşa ve kardeş kavgalarını en iyi bilen
ülke Türkiye'de cami ve
bayrak gibi kutsal değerler üzerinden pekçok kez provokasyonlar yapılmıştı. Eski Özel Harpçi emekli Orgeneral Yirmibeşoğlu “Eğer bir yerde
halkın galeyana gelmesini bir mukavemet hareketini göstermesini arzu ederseniz sizin saygın değerlerinize düşmanın, karşı tarafın bir şey yaptığını, küçültücü hareket yaptığını gösterirseniz, halkı galeyana getirirsiniz. Özel Harp'te bir
kural vardır; halkın mukavemetini artırmak için düşman yapmış gibi bazı değerlere
sabotaj yapılır. Bir cami yakılır. Kıbrıs'ta cami yaktık biz. Cami yakılır mesela” dedi.
Gazeteci “Cami mi yaktınız” diye sorunca itirafının farkına varan Yirmibeşoğlu “Mesela diyorum...” diyerek çarketmeye çalıştı.
6-7 EYLÜL OLAYLARI İÇİN MİT'İ SUÇLADI
Yirmibeşoğlu'nun “Özel Harp'te bir kural vardır.
Provokasyon için cami yakılır” anlamındaki sözleri, Türkiye'deki cami ve
bombalama ile yaratılan kargaşa ve korku imparatorluğu eylemlerini gündeme getirdi. Yirmibeşoğlu, önceki gün de kendisinin sorumlu tutulduğu 6-7 eylül olaylarıyla ilgili olarak “6-7
Eylül olaylarını MİT yaptı” iddiasında bulunmuştu. Yirmibeşoğlu'nun itirafının ardından Özel Harp'in isminin geçtiği pekçok olayın da gündeme yeniden gündeme geleceği ifade ediliyor.
KARGAŞA VE DARBELERE ZEMİN İÇİN BİRİLERİ YAPMIŞ GİBİ YAPILAN PROVOKASYONLAR
‘PKK camİ yaktI'
“Cami yakıldı” iddiasıyla kargaşa yaratma eylemlerinden son dönemde akılda kalan en büyük eylem 6
Nisan 2005'te Trabzon'da yaşanmıştı. Bir grup TAYAD'lının F Tipi Cezaevleri'ni
protesto eyleminin ardından yaşanan gerginlik bir anda lince dönüşmüştü. Trabzon'u karıştıran olayda yaşanan gerginliğin kulaktan kulağa yayılan “PKK'lılar bayrak yaktı”, “PKK'lılar cami yaktı” iddialarıyla tüm şehri kapladığı belirlenmişti. Hatta bölgede yayın yapan bir televizyon kanalının “
Son dakika... PKK'lılar camiye saldırdı” diye altyazı geçtiği de tespit edilmişti.
Erzİncan'da kaos son anda engellenebildi
•
Ergenekon iddianamesinde, Erzincan'daki provokasyon girişimi anlatılmıştı. Trabzon'daki provokasyondan hemen sonra
Mayıs 2006'da 15 kişilik bir grup Erzincan'da cezaevlerindeki tecridi protesto eylemi yaptı.
Polis göstericileri dağıttı. Bir gün sonra 300 kişilik bir grup polisi protesto için toplandı. Bu sefer vatandaşlarla göstericiler birbirine girdi. Polis zor kullanarak grupları dağıtırken, internetten “
Aleviler camiyi ateşe verdi” yalanı kente bir fısıltı halinde duyuruldu. Birkaç saat içinde 4 bin kişi
Cumhuriyet Meydanı'nda birikti. Kanaat önderleri halkı zor yatıştırdı.
Aleviler cami yaktı iddiası 57 can aldı
• “Cami bombalandı” iddiası
27 Mayıs-10 Temmuz 1980 arasında yaşanan ve tarihe “
Çorum Olayları” olarak geçen ve 57 insanımızın katledilmesine neden olan kardeş kavgasında da kullanılmıştı. Alevi-
Sünni kavgası çıkarmak isteyen derin yapı “Solcular, Aleviler cami bombaladı...” yalanını Çorum'da ortaya atmış ve muhafazakar yapısıyla bilinen Çorum halkı bu iddia üzerine ayağa kalkmıştı.
12 Eylül darbesine de gerekçe yapılan olaylarda 57 insanımız katledilmiş, 200'den fazla insanımız yaralanmış, 300 den fazla ev ve işyeri yakılıp yıkılmıştı.
Yunanlılar Selanik'te Atatürk'ün evini yaktı
•
Sabri Yirmibeşoğlu'nun da suçlandığı 6-7 Eylül 1955 Olaylarını da yine ‘dokunulamaz değerlere' yapılan bir saldırı başlatılmıştı. Olaylarda halkı galeyana getiren “Selanikte Atatürk'ün doğduğu ev Rumlarca bombalandı” haberi oldu. Başta
İstanbul olmak üzere,
İzmir ve Adalar'da Rumlara ve diğer gayrimüslimlere karşı büyük bir
linç ve yağma hareketi başladı. 2 gün süren olayların ardından birçok Rum ve gayrimüslim, sahip oldukları her şeyi geride bırakarak yaşadıkları alanları terk etti. Yıllar sonra Selanik'teki bombayı
derin devlet attığı ortaya çıktı.
‘Hakimleri bombayla hizaya getirdim'
• Doğu ve Güney
doğu'da PKK ile mücademle adı altında istediklerini almak isteyen bazı kamu görevlilerinin, bölgede görevli hakim ve savcılara gözdağı vermek amacıyla bombalama eylemleri yaptırdıkları da ortaya çıkmıştı. Emekli Korgeneral
Altay Tokat 2006'daki röportajında “Güneydoğu'da görev yaptığı yıllarda, bölgeye yeni gelen memur ve hâkimleri ‘hizaya getirmek' için evlerinin yakınına birkaç bomba attırdığını” itiraf etmişti. Gelen tepkiler üzerine Tokat, bunu sadece kendisinin yapmadığını, pekçok komutanın yaptığını öne sürmüştü.
Balyoz'da iki cami bombalanacaktı
Balyoz Darbe Planı'nda darbe ortamı yaratmak için İstanbul'daki Fatih ve
Beyazıt camilerinin bombal
anması eylemleri vardı. Kargaşa ortamı yaratıp
sıkıyönetim ilan ettirmek için Fatih ve Beyazıt camilerine yerleştirilecek bombalar cuma namazı sırasında patlatılacak, galeyena getirilen halk ve s arıklı cübbeli insanlar sokağa çıkarılacak, provakatörler aracılığıyla öfkeli kalabalıklar
Askeri Müze'yi basmaya yönlendirilecek, burada askerler bu kişilere ateş açarak
katliam yapacaktı. Bu olaylar medya aracılığıyla ‘irtica yaygarası'na dönüştürülecek ve hükümetten acilen sıkıyönetim ilan etmesi istenecek ve asker kabus gibi şehrin üstüne çökecekti.
Allah Allah diyen ordu cami bombalamaz
Balyoz Darbe Planı ortaya çıktıktan sonra 25 Ocak 2010 günü
Genelkurmay Karargahı'nda düzenlenen Kazım Karabekir'i Anma toplantısında bir konuşma yapmış ve
Balyoz Planı iddialarını yalanlamıştı. Kazım Karabekir'in “Vatandaş gerçeği ara, öğren! Yanlış bilgi felakettir. Önce her işin hakikatı aranmalı. O zaman kendi yolunu bulabilirsin” sözlerini hatırlatan Başbuğ “Camilere
bombalı saldırı düzenlenecekti” iddialarıyla ilgili olarak “Allah Allah diye taarruz eden ordu camiye bomba koyar mı? İddialar vicadansızlık, lanetliyorum. Vicdansızlara sesleniyorum; Türk ordusunun da bir sabrı var. Nasıl böyle itham yapılabilir” demişti.