Can Dündar'dan ikinci 'yargılanacaksınız yazısı. Daha önce kaleme aldığı 'Erdoğan yargılanacaktır' başlıklı köşe yazısından dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dündar'a dava açmış ve davayı kaybetmişti. Can Dündar, '25 Aralık kapatılamaz' başlıklı köşe yazısında yolsuzluk soruşturmasını kapatmaya çalışanlara 'Kaçış yok;sonunda yargılanacaksınız' mesajı gönderiyor.
İşte Can Dündar'ın dikkat çeken o yazısı:
Ne komik görüntü:
25 Aralık yolsuzluk soruşturmasını yürüten Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Yakub Saygılı’yı Emniyet takibe alıyor.
Yıllarca takip eğitimi veren Saygılı, takip ekibini hemen fark edip atlatıyor. Ardından da dalga geçmek için tweet atıyor:
“Bir takip eğiticisine bir çaylak… Alındım doğrusu…”
Sonra, panikleyen “çaylak”a yardımcı olmaya karar veriyor:
Emniyet’in haline bakar mısınız?
***
Ne hazin durum:
Genel Başkan seçildiği kongrede, “Tüyü bitmemiş yetimin hakkına uzanacak eli, kardeşimizin olsa koparırız” diyerek işe başlayan Davutoğlu’nun ilk icraatı, tüyü bitmemiş yetimin hakkına uzanan ellerdeki zinciri çözmek oluyor.
Hükümet, hırsızı salıverirken, onu yakalayan polisin elini zincirliyor.
Devletin haline bakar mısınız?
***
Ne vahim manzara:
25 Aralık fezlekesini satır satır okudum; uzun bir yazı dizisiyle sizlerle paylaştım. 900 sayfanın herhangi bir satırındaki iddia bana yöneltilse dünyayı ayağa kaldırır, suçsuzluğumu ispatlamak için “Hodri meydan, gelin soruşturun” derdim.
900 sayfada hırsızlıkla suçlananlar ne yaptı:
İddiayı belgeleyen polisleri görevden aldı.
İddiayı soruşturan savcıyı sürdü.
İddia dosyasına yayın yasağı koydu.
İddiayı yazanlara dava açtı.
Ve nihayet kendilerine takipsizlik kararı çıkarttırdı.
Şimdi de dosyayı hepten kapatmak için, yolsuzluğu soruşturan polisleri tutukluyorlar.
Peşinden delilleri, belgeleri yok edecekler.
Unutulmasını bekleyecekler.
Türkiye’nin haline bakar mısınız?
***
Ne nafile çaba:
İstediğiniz kadar yakın, silin, imha edin o ses kayıtlarını, dosyaları, fotoğrafları...
Hepsi dinlendi, okundu, görüldü, kopyalandı, kaydedildi bir kere; ebediyen yok etmeniz imkânsız...
Şehir şehir, sokak sokak, hane hane, oda oda, bilgisayar bilgisayar basıp silseniz; yine de nereye gitseniz, gelecek peşinizden; ille çıkacak karşınıza, valla sorulacak hesabı…
Kaçış yok; sonunda yargılanacaksınız.