Tanzimat’tan sonra kurulması planlanan yeni üniversitelerin eğitim tasarımını yapacak kuruluşun adı da Encümen-i Daniş. Dönemin önemli bir adımı olarak kurulan Encümen-i Daniş’in adını kullanan şimdiki yapı ise oldukça ilginç.
Türkiye’nin yönetiminde kritik noktalarda bulunmuş isimler resmi hiçbir hüviyet taşımayan bir yapıyla periyodik olarak bir araya geliyor ve
ülke yönetimiyle ilgili can alıcı kararlar alıyorlar. Geçtiğimiz hafta basına duyurdukları toplantıda söylediklerine göre Türkiye’nin dış ilişkilerini konuşmuşlar. Ülkeyle ilgili bütün meseleleri konuşuyorlarmış söylediklerine göre ancak ne hikmetse Türkiye’nin bir numaralı
gündem maddesi
Ergenekon’u konuşmamışlar.
Kendilerini bu şekilde deşifre etme adımının Ergenekon davasıyla ilişkisinin ne olduğu tam olarak bilinmiyor. Ancak tarihimizde Encümen-i Daniş isminin önemli bir yeri var. 1839 yılında ilan edilen Tanzimat Fermanıyla birlikte başlatılan eğitim alanındaki reformlar çerçevesinde üniversiteler kurulması planlanıyor. Darülfünun ismiyle kurulan işte bu üniversitelerin eğitim planlamasını yapan kuruluşun adı Encümeni Daniş. 15
Nisan 1851 tarihinde Padişah'ın uygun bulmasıyla kurum resmiyetini alıyor. En önemli vazifesi eğitim kitaplarını hazırlamak. Kurulun üye sayısı 40 kişi ve bu kurula üyelik bir şeref payesi olarak veriliyor.
Tarihte önemli vazifeler gören bu kurulun isminin aynısı bugünlerde eğitimle hiç ilgisi olmayan Ergenekon gibi çok başka konularla anılıyor. Toplantılara gelen isimler çelişkili açıklamalar yaptı. Eski
Genelkurmay Başkanları
Hüseyin Kıvrıkoğlu ve İsmail Hakkı Kar
adayı isimleri ön plana çıktı.
Ortak noktaları bulunan başka üyeleri de var. Emekli Orgeneral'ler Necdet Üruğ ve Necdet Öztorun kritik 1987
Askeri Şurasında Turgut
Özal'ın müdahalesine muhatap olmuş isimler. Özal'ın 1987 yılında "adamlar kafalarına göre 2000 yılına kadar komuta kademesini dizayn etmişler, bizimde
seyirci kalmamızı bekliyorlar diyerek" tepki gösterdiği isimlerdi.
Özal o gün 13 yılı dizayn eden planın önüne geçmiş ve Necdet Öztorun'u da
emekli ederek
Necip Torumtay'ı Genelkurmay başkanı olarak atamıştı. Bu, yakın siyasi tarihte asker
sivil ilişkilerinde bir dönüm noktası olmuştu.
İşte tam da o tarihten bir kaç ay sonra şimdi Encümen-i Daniş'in başkanı olarak anılan Necmettin Karaduman'ın da rol aldığı yeni bir olay ortaya çıktı. 1987 yılında Özal Hükümeti
erken seçim kararı aldıktan sonra aday gösterilmeyen milletvekilleri seçimlerin iptalinin görüşülmesi için meclisi olağanüstü toplantıya çağırmak istemişlerdi. Kendisi de listelerde aday gösterilmeyen dönemin meclis başkanı Karaduman önceleri bu 101 milletvekilinden oluşan küskün hareketinin girişimini reddetmişti.
Daha sonra, Özal'ın bu konudaki itirazlarına rağmen meclisi olağanüstü toplantıya çağırdı.
Meclisin toplanması demek küskün milletvekillerinin inisiyatif alması ve seçimleri iptal ettirmesi demekti. O sırada
Anayasa mahkemesi adayların önseçimsiz belirlenemeyeceğini karara bağladı.
Tuzak çalışmaya başlamıştı. Özal listeye almadığı küskün milletvekillerinin seçimi iptal etmesini önlemek için olağanüstü enerji harcadı, bazı tavizlerde vermek zorunda kaldı. Neticede Özal çok zor bir işi başardı ve seçimlere ulaşabildi. O günlerde Karaduman’ın izlediği tutum meclisin saygınlığı konusunda telafi edilemeyen aşınmalara yol açtı. Bu Özal'ın içerden karşılaştığı ilk ciddi
sabotaj olmuştu.
Encümeni Daniş'in 28
Şubat sürecinde aldığı kararlarda geçtiğimiz günlerde kamuoyuna yansıdı. Post
modern darbe olarak tarihe geçen 28 Şubat sürecinde alınan kararlarla Encümeni Daniş'in kararlarının aynı olduğu ortaya çıktı. Can alıcı kararlara
imza atan bu kurulun ülke yönetimine dönük başka ne gibi tavsiyelerinin olduğu şimdilik bilinmiyor.
Seyid Kılıç - Samanyolu Haber