Mustafa Karaalioğlu: Ben cık cıklarla konuşmak istemiyorum.
Nuray Mert: Sen beni böyle anlarsan tabi ki cık cık ederim.
Mustafa Karaalioğlu: Ben kişileri muhatap alarak konuşmuyorum.
Nuray Mert: Tabi bütün algınız yakın tarihte yaşanan askeri darbelere odaklandığı için aklınıza başka bir şey gelmiyor. Askeri, yüksek bir gücün dayattığı bir kurucu meclisten söz eden olmadı ki.
Mustafa Karaalioğlu: Ben burada bu tarz konuşmaları meşrulaştırmak istemiyorum. Bu değerlendirmeleri saygıdeğer de bulmuyorum.
Nuray Mert: Saygıdeğer bulsan ne olur bulmasan ne olur? Benim bulunduğum yerde bulunma saygı duymuyorsan.
Nuray Mert:
Hayır sanki ben ordu önderliğinde bir kurucu meclis demişim gibi. ne alakası var, aklınıza başka bir şey gelmiyorki.
Mustafa Karaalioğlu: Ben bu işleri öğretirim sana. Düpedüz öyle söylüyorsun. '
Meclisin, sivillerin belli bir hareket alanı vardır, bunun dışına çıkamaz' diyorsun.
Nuray Mert: Ruşen lütfen müdahele eder misin, düzeni sağlar mısın! Bu ne çirkin bir durumdur. Ben bıktım artık burada '
darbeci' olarak yargılanmaktan.
Mustafa Karaalioğlu: Ben çekiliyorum tamam. Ağırlasın herkes istediğini.
Nuray Mert: Kimmiş bu darbeciler bulsunlar da atsınlar içeri biz de rahatlayalım ya. Be AKP'nin kapatılma davasında
muhalif tavır koyunca muteber oluyorum da şimdi niye böyle? Sinirim de bundan, cık cıklarım da...