TV 8'de yayınlanan "8. Gün" adlı programda, bir araya gelen Nuray Mert ve Ahmet Tezcan, Erdoğan konusunda sert bir
tartışmaya girişti. Nuray Mert'in "Erdoğan'ın
sivil diktatörlük yarattığı" eleştirilerine karşı çıkan Tezcan, bu söylemlerin, belirli bir medya grubu tarafından bi
linçli olarak seslendirildiğini söyledi ve toplumsal bir linç mekanizmasının devreye sokulmaya çalışıldığını iddia etti. Tezcan'ın sözlerine "bu sözleri ben söyleyerek, tartışmayı yine ben başlattım" diyerek karşı çıkan Mert, kimsenin sözcüsü olmadığını söyleyerek Ahmet Tezcan'a karşı çıktı. Mert, bir ara sesini iyice yükselterek Tezcan'ı susturmaya çalıştı.
Nuray Mert: Benim bir grubun sözcüsü olmamam, Başbakanın despotik eylemler içerisinde olmadığını göstermez. Yani, bir dakika lütfen! Benim durumum gayet net ve kesin.
(Ahmet Tezcan, Nuray Mert'in sözlerini keserek, karşılık veriyor)
Ahmet Tezcan: O zaman ben de şunu söylerim, onun öyle olmaması sizin de böyle olmamanızı gerektirmez. Nuray Hanım, sizin Başbakan'ı ya da
AK Parti'yi sivil diktatörlükle...
Nuray Mert: Müsade edin, söyleyeceğim.
Ahmet Tezcan: Sizin son cümleniz için söylüyorum. Sivil dikdatörlük için bulduğunuz bulgular kadar, diğer tarafta da bunun bir stratejisinin oluşturulacağı, bunun bir kampanyaya dönüştürüleceği
psikolojik harekat ya da medya harekatı oluşturulacağı konusunda bulgular da var.
Nuray Mert: Ne bulgular olacak efendim!
Allah Allah...
Bakın, dur bi dakika!
Ahmet Tezcan: Geçmişine bakalım...
Nuray Mert: Geçmişine geleceğine bakmayalım. Bir dakika, hayır bir dakika! Bir saniye size saygısızlık olmasını istemiyorum. Bir saniye, neden bahsediyoruz biz ya! Bir
siyasi hareket, Türkiye'nin gidişatıyla ilgili bir tartışma bir tarafta, bir medya gurubu da "onunla ilgili emare varsa sizinle ilgili de emare var" diyorsunuz. Yahu kardeşim, karşınızdayım ben.
Ahmet Tezcan: Hayır sizinle ilgili emareler var demiyorum.
Nuray Mert: Ben de içerisinde değil miyim? Bu tartışmayı ben çıkarmadım mı? Benim haberim yok mu neyi çıkardığımdan, ne zaman çıkardığımdan?
Ahmet Tezcan: Şöyle ki...
Nuray Mert: Ya kardeşim benim haklı görmeniz için benim fikrimi mi değiştirmem gerekiyor. Bu iş adil değil, neticede adil değil kusura bakmayın. Yani karşı karşıya koyduğunuz şeyler çok belli.
Ahmet Tezcan: Bu öfkeye neden katılıyorsunuz efendim?
Nuray Mert: Öfkelenirim efendim! Sakin söylenen birşey öfkelendirmeyecek değil. Sizin söylediğiniz şu;
Ahmet Tezcan: Sizin kuracağınız bir hükümetin ben diktatörlüğe gideceği konusunda şu anda emarelere sahibim.
Nuray Mert: Olabilirim zaten bende hükümet kurmuyorum, kendime güvenemediğim için. Kurmuyoruz efendim. Beni karşılaştırmayın bunları.