Çare aile değerlerinde

Emniyet ve Adalet Bakanlığı verileri Türkiye için ürkütücü bir tablo ortaya çıkardı. Kapkaç, gasp, hırsızlık, cinayet gibi olayların sürekli arttığı ülkemizde toplum, adeta 'suç makinesi'ne döndü.

Çare aile değerlerinde

Komşu komşunun külüne muhtaçtır' dönemi kapanırken, insanlar kapı komşusundan bile çekinir hale geldi. Adalet Bakanlığı'nın istatistiklerine göre sabıkalı sayısı 8 milyonu, mahkûm sayısı 68 bini geçti. Emniyet'in rakamları da facianın boyutlarını gözler önüne seriyor. Son 10 yılda işlenen suç sayısı üçe katlandı. 1995'te 229 bin suç işlenirken, rakam 2006'da 785 bin 510'u buldu. Suçların yüzde 42'si İstanbul, Ankara ve İzmir'de işleniyor. Ürkütücü tablonun temelinde yatan sebepler konusunda ise uzmanlar hemfikir. Eğitimsizlik, göç, terör, gelir adaletsizliği gibi maddelerin sıralandığı listenin başına aile değerlerinin tahribatı konuluyor. Önü alınamayan boşanma ve aile facialarının bedelini çocukların ödediği vurgulanıyor. Aile terbiyesi görmeyen ve yeterli eğitim alamayan çocuk ve gençler alkol-uyuşturucu batağına saplanırken, suça bulaşanların yaş ortalaması da düşüyor. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün cezaevlerinde yatan 44 bin 551 mahkûm çocuk üzerinde yaptığı bir araştırma, onların neden suça yöneldiğine ilişkin çarpıcı ipuçları veriyor: Yüzde 95'i köyden kente göç etmiş, düşük gelirli ailelere mensup. Yüzde 45'inin babası işsiz. Yüzde 51'i okul yüzü görmemiş. Yüzde 15'inin de anne-babası ayrı yaşıyor ve ailelerinde sabıkalı bir fert daha bulunuyor. AİLE DEĞERLERİ TAHRİP EDİLEN TÜRK TOPLUMU 'SUÇ MAKİNESİ'NE DÖNDÜ Birlik, beraberlik ve hoşgörüsüyle övündüğümüz Türk toplumu son yıllarda hızlı bir erozyona uğruyor. Kapkaç, gasp, hırsızlık ve cinayet derken Türkiye 'suç toplumu' olmaya başladı. Eğitimsizlik, plansız göç, terör, gelir adaletsizliği, aile değerlerinin tahribatı ve sosyal hayattaki yozlaşmayla birlikte insanların birbirine güveni kayboldu. 'Komşu komşunun külüne muhtaçtır' dönemi kapanırken, insanlar kapı komşusundan bile çekinir hale geldi. Büyük şehirler başta olmak üzere Türkiye'nin her yanında suç ve suçlu sayısı artıyor. Boşanma ve aile facialarının önü alınamazken, toplumdaki yozlaşmanın bedelini en çok çocuklar ödüyor. Aile terbiyesi görmeyen ve yeterli eğitim alamayan çocuk ve gençler, alkol ve uyuşturucu batağına saplanıyor. Öte yandan çocuk suçluluğu da her geçen gün artıyor. Hızla silahlanan insanlar, en basit tartışmalarda bile tetiğe basmaktan çekinmiyor. Emniyet güçleri, hızla artan suç ve suçlularla mücadelede yetersiz kalıyor. Adalet Bakanlığı'nın verilerine göre sabıkalı sayısı 8 milyonu geçti. Cezaevlerinde tutulan mahkum sayısı ise 68 bini aştı. 'Şehirleşme ve modernleşmenin bedeli' olarak adlandırılan bu süreç, rakamlara yansıtılınca daha net görülebiliyor. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre son 10 yılda işlenen suç sayısı üç kattan fazla arttı. 1995 yılında 229 bin suç işlenirken bu sayı 2005'te 526 bine yükseldi. 2006 yılında ise işlenen suç sayısı yüzde 60 artarak 785 bin 510'a çıktı. Büyük şehirlerde yaşayanların kabusu haline gelen kapkaççılar da suç dosyasının kabarmasında etkili oldu. Kapkaç ve yankesicilik suçları son 6 yılda 12 binden 39 bin 766'ya çıktı. Son 5 yılın rakamlarına bakınca suç patlamasının üç büyük ilden kaynaklandığı ortaya çıkıyor. Verilere göre toplam suçların yüzde 42'si İstanbul, Ankara ve İzmir'de işleniyor. Üstelik bu üç ilde işlenen suçların neredeyse üçte ikisinin failleri bulunamıyor. Türkiye, silah cenneti oldu Son yıllarda Türkiye'deki silah taşıyan vatandaş sayısı hızla artıyor. Bireysel silahlanma yarışıyla suç artışı arasında da doğrudan ilişki bulunuyor. 2005 yılı verilerine göre polis sorumluluk bölgelerinde yaşayan toplam 586 bin 965 vatandaşın ruhsatlı silahı bulunuyor. Ruhsatsız silahlarla bu rakamın milyonları bulduğu tahmin ediliyor. 2005'te işlenen 526 bin 335 suçtan 15 bin 582'si yani yüzde 3'ü ateşli silahlarla işlendi. Bunların 12 bin 978'i ruhsatsız, 2 bin 604'ü ise (yüzde 17) ruhsatlı silahlarla gerçekleştirildi. Çocuk suçları alarm veriyor Suç istatistiklerinde hırsızlık vakaları ilk sırada geliyor. Ev ve otomobil soygunlarıyla kapkaç ve yankesicilik olayları katlanarak artıyor. Suça bulaşanların yaş ortalaması de yıldan yıla düşüyor. Çocuklar, her geçen yıl daha fazla suç işliyor. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün cezaevlerinde yatan 44 bin 551 mahkum çocuk üzerinde yaptığı bir araştırma, ' çocukların neden suça yöneldiğine' ilişkin çarpıcı ipuçları veriyor. Cezaevlerinde yer kalmadı Adalet Bakanlığı'nın verilerine göre toplam sabıkalı sayısı 8 milyonu geçti. Adli Sicil Bankası'na kayıtlı kişi sayısı da 14 milyon. Buna göre Türkiye'de her beş kişiden biri hakkında fiş bulunuyor. Cezaevlerindeki tutuklu sayısı ise 68 bini geçti. DSP-MHP hükümeti döneminde çıkarılan af (Rahşan affı) sonrasında tutuklu sayısı 35 bine inmişti. Boşalan cezaevleri aradan geçen 6 yılda tekrar doldu. Boşanmalar artıyor Uzmanlar, suçlu sayısındaki temel artışın aile yapısındaki bozulmadan kaynaklandığını belirtiyor. Türkiye İstatistik Kurumu'nun verilerine göre 1995 yılında 28 bin çift boşanırken bu sayı 2005 yılında 95 bine çıktı. Boşanma davalarının yüzde 93'ü 'şiddetli geçimsizlik' gerekçesiyle açıldı. Boşanmalar içinde 'kocanın' alkol bağımlısı olması ve bu nedenle eşini sürekli dövmesi de önemli yer tutuyor. Her yıl artan boşanma olayları sonucu yüz binlerce çocuk parçalanmış ailelerde yetişiyor. Aile içi şiddette tırmanma Türk toplumunda aile içi şiddet olayları da gün geçtikçe artıyor. İstanbul Üniversitesi'nin yaptığı bir araştırmaya göre Türkiye'de her dört kişiden biri aile içi şiddete uğruyor. Şiddet mağdurlarının yüzde 75'ini kadın ve çocuklar oluştururken şiddet uygulayanların yalnızca yüzde 2'si cezalandırılıyor. 'Suçun temelinde maddî ve manevî yozlaşma var' Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Kemal Sayar, Türk toplumunda ortaya çıkan yozlaşma ve suça yönelişin, milli ve manevi değerlerin yeni kuşaklara aktarılamamasından kaynaklandığını düşünüyor. Sayar, çözüm için aile değerleri ve aile kurumunun korunması ve kuvvetlendirilmesi gerektiğini aktarıyor. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Balcıoğlu ise aile ve toplum değerlerindeki bozulmayı son yıllarda hızlanan köyden kente göç olgusuna bağlıyor. Balcıoğlu, gençleri suçtan korumak için meslek eğitimine ağırlık verilmesini öneriyor. ZAMAN
<< Önceki Haber Çare aile değerlerinde Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER