Dünyanın en çok sözü dinlenen stratejik araştırma şirketlerinden Stratfor'un kurucusu
siyaset bilimci Dr. George Friedman Ocak ayının sonunda yeni bir kitap çıkardı: Gelecek 100 Yıl- 21. Yüzyıl için Öngörüler (The Next 100- A Forecast for the 21st Century).
Kitapta inanılmaz senaryolar var. Mesela
Rusya ve Çin gerileyip çöküyor, Üçüncü Dünya
Savaşı çıkıyor ama uzayda gerçekleşiyor. Üstelik
Türkiye de olayların merkezinde. Çünkü Orta
doğu,
Balkanlar, Arap Yarımadası ve
Kuzey Afrika'ya hakim bir imparatorluğa dönüşüyoruz yeniden, hilafeti de canlandırmışız, ABD'nin sinirini bozuyoruz.
Bir yanda Türkiye-Japonya bir yanda ABD-Polonya
RUSYA'NIN SONU GELİR
2010-
2020 arasında Rusya güney sınırını genişletir, Gürcistan'ı içine alarak yeni komşusu Ermenistan'la ilişkileri sıkılaştırır. Bu durum Türkiye'ye
Soğuk Savaş döneminde yaşadığı tatsızlıkları anımsatır. Bu kez karşılık verecektir, ulusal güvenliğini sağlamak için Kafkasya'daki sınırlarını gerektiği kadar ilerletecektir.
Rusya'nın Kafkasya'da ilerlemesi elbette Türkiye kadar ABD'yi de rahatsız eder. Polonya,
Çek Cumhuriyeti,
Macaristan ve
Romanya, Rusya'nın
Avrasya hakimiyetine karşı ABD'yle her türlü
anlaşmayı yapar. Böylece Soğuk Savaş gibi, yeniden
Amerika-Rusya arasında bir sınır çizilir, ama bu kez Berlin'de değil, Karpat Dağları'nda. Ama endişelenmeye gerek yoktur çünkü Rus ordusu ve ekonomisi giderek zayıflar. 1917 ve 1991'de olduğu gibi bu kez 2020'de çöker.
ÇİN KAĞITTAN KAPLAN
Şu anda herkesi korkutan Çin'in
ekonomik büyümesi, uzun vadede kárlı değildir. Dev
ülke, ekonomik
krize girer ve dünya lideri olma ihtimali ortadan kalkar.
Ekonomik kriz, 2010'un sonlarında ülkede merkezi devletin gücünü de zayıflatır, bölgeler arasında
rekabet başlar, geleneksel
yabancı düşmanlığı hortlar. Çin 1920-30'larda yaşadığı
kaosun içine yuvarlanır yeniden. Bundan yine o dönemde olduğu gibi en çok Japonya yararlanır.
NATO BİTER
2020'de Rusya ve Çin'in zayıflaması iki ülkenin sınırlarını savunmasız hale getirir. Türkiye'nin de dahil olduğu komşu ülkeler tarafından bir avlanma cennetine dönüşür Avrasya.
Japonya, Rusya'nın doğu kıyılarına ve Çin'in doğusuna gözünü
diker. Çünkü nüfusu 107 milyona düşmüştür, bunun 40 milyonu 65 yaşın üstündedir.
Enerji kaynakları tükenmiştir. Geleceğini garanti altına almak için bölgesel bir lider olmaya çalışmalı, Rusya'nın yeraltı kaynaklarından yararlanmalıdır.
Türkiye ise, Kafkasya'dan kuzeye doğru ilerleme niyetindedir. O sırada Polonya şahlanır. Rusya'ya doğru ilerlemeyi planlar; hem eski sınırlarına dönmek hem de Rus tehdidini tamamiyle bertaraf etmek istemektedir. Peşine de Doğu
Avrupa ve Baltık ülkelerini takar.
Bütün bunların uluslararası sonuçları müthiştir. Bir kere Avrupa'daki
Fransız-
Alman üstünlüğü yerini Polonya liderliğinde Doğu Avrupa ülkelerinin üstünlüğüne bırakır.
Fransa ve
Almanya'nın Polonya'nın istilacı ruhuna karşı
küçük Baltık ülkelerini savunmakta çekimser davranması, NATO'yu pratik olarak bitirir.
BU ADAMI NİYE CİDDİYE ALALIM
Friedman'ın 1996'da kurduğu, yaklaşık 70 analistin çalıştığı
Teksas merkezli Stratfor (Strategic Forecasting Inc.), dış
politika ve ekonomi konularında
Pentagon dahil pek çok kuruluşa danışmanlık yapıyor. Analistlerinin çoğu eski CIA ajanı, o yüzden de Stratfor için ABD'de "gölge CIA" diyorlar. Friedman, kehanetlerini jeo-politikaya ve tarihe dayandırıyor. Tahminleri ABD halkı tarafından da çok ilgi görüyor. Örneğin 2004'te yayınladığı "America's Secret War" (Amerika'nın Gizli Savaşı) çok satmış, hakkında çok konuşulmuştu.
NEO-HALİFELİĞİN MERKEZİ TÜRKİYE
Bugün dünyanın en büyük 17'nci ekonomisi olan Türkiye 2020'de 10'uncu sıraya yükselir. Rusya'nın çöküşüyle birlikte hem Avrasya'nın hem de Arap dünyasının en güçlü aktörü haline gelir... Türkiye'nin tarihi düşmanlarından
Yunanistan, Balkanlar'daki kaos nedeniyle giderek güçsüzleşmiştir. Arap Yarımadası da, sadece petrole dayalı ekonomisiyle bir krizin eşiğindedir.
2020'ye yaklaşırken ABD'ye karşı son kozlarını kullanan Rusya'nın karıştırdığı
Ortadoğu ve Balkanlar savunmasız ve güçsüz durumdadır. Türkiye için büyük fırsat! Bu fırsatı değerlendirecektir:
Etkisini Kafkasya'nın kuzeyine, Rusya ve
Ukrayna'ya kadar ilerletir, Don ve Volga ırmaklarının arasındaki vadiye oturur, Rusya'nın tarım cennetine kurulur.
Kazakistan'ı din kartını kullanarak hakimiyeti altına alır, Orta
Asya'ya iyice yerleşir. Artık
Karadeniz bir Türk gölü haline gelmiştir.
Kırım ve Ukrayna'nın Odessa şehri bütün alışverişini Türkiye'den yapmaya başlar.
Asıl amaç hem Karadeniz hem
Akdeniz'i
kontrol etmektir: Bölgesel güç olmak istiyorsan bu şarttır. Bunun için de Türkiye Avrupa ülkelerini Boğaz'dan uzak tutmaya çalışır. Giderek büyüyen sınırlarını korumak için Balkanlar'ı da kontrol altına almak ister. Tabii orada çıkarları, o sırada sıkı bir ABD müttefiki haline gelen Macaristan ve Romanya ile çatışacak, taraflar Ukrayna'da kafa kafaya gelecektir.
Irak ve Suriye'de karmaşa vardır,
Kürtler tam "Kendi ülkemizi kurmanın sırası" diye düşünürken Türkiye bu iki ülkeyi de kontrol altına alır. Bununla da yetinmez Arap Yarımadası'na kadar iner.
Türkiye'nin Akdeniz rüyasını gerçekleştirecek gelişme, Mısır'daki bir
iç savaş sayesinde yaşanır.
İslam dünyasının en önemli gücü haline gelen Türkiye, Mısır'daki huzursuzluğu bastırmak için bölgeye barış gücü gönderir. Böylece oraya da yerleşir ve Süveyş Kanalı'nı kontrol altına alır. Artık Kuzey Afrika'ya doğru ilerlemek çok daha kolaydır.
Ortadoğu'da Türkiye hakimiyetine girmeyen iki ülke kalmıştır:
İran ve
İsrail. İsrail direnir ama dört bir taraftan Türkiye'yle çevrilmiş durumdadır. Körfez'e hakim olan Türkiye, pratik olarak İran'ı da köşeye sıkıştırmıştır.
Ortadoğu'daki bu hakimiyetin sadece ekonomik ve askeri boyutta kalmasını yeterli görmeyen Türkiye işin içine dini de katar. Tam bir "halifelik" gibi davranır. Bu arada
Osmanlı döneminin gücünü tüm dünyaya hatırlatmak istercesine başkenti de Ankara'dan İstanbul'a taşır. Böylelikle bölgedeki varlığını
Müslüman ülkeler nezdinde meşrulaştırır.
Bu gelişmelerden hoşlanmayan ABD, boş durmaz ve bölgede Arap milliyetçiliğini körükler. Balkanlar'da da anti-Türk hissiyatı baş gösterir. Ne var ki büyük bir Avrasya ve Ortadoğu imparatorluğu haline gelmiş Türkiye için bunlar küçük sorunlardır.
2050-2052 ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI
* 2050'ye gelindiğinde dünya güçleri büyük bir gerilim içindedir. ABD, Türkiye'nin ve Japonya'nın
Orta Asya ve Avrasya'daki hakimiyetinden son derece rahatsızdır. ABD'nin
doğal müttefiki haline gelen Polonya, Ukrayna'yı ele geçirmesine ve Akdeniz'e inmesine engel olan Türkiye'yle çatışır. Türkiye ve Japonya da ABD'ye karşı
ittifak kurar.
* ABD, Türkiye ve Japonya'yı büyük bir tehdit olarak görmesine rağmen ilk etapta sıcak savaşa girmek istemez. Türkiye ve Japonya'nın başka ülkelerin sınırlarına saygı göstermediğini, insan haklarını çiğnediğini iddia eder, ekonomik ambargolar uygular.
* Bu arada ABD uzayda müthiş bir insansız ordu kurmuştur. Yıldız Savaşı Sistemi adını verdiği teknoloji sayesinde uzayda oluşturduğu platformlardan dünyanın her yerine birkaç dakika içinde hipersonik insansız uçaklar gönderebilecek durumdadır. Bu platformlardan birini Türkiye'nin güneyine doğrultur. Ve ültimatom verir: Ukrayna ve Balkanlar'ın kontrolünü Polonya'ya ver, Kafkasya'dan çekil, Boğaz'dan istediğimiz gibi geçelim!
* Türkiye, ABD'nin ülkeyi parçalamak istediğine inanmıştır. Japonya'yı da yanına alarak savaşa girmekten başka çaresi yoktur. ABD'nin uzay sistemini
hedef alan saldırı
Kasım 2050'de Japonlar'dan gelir. Bundan sonra savaş hem uzayda, hem de karada devam eder. Türkiye, Polonya'dan kurtulmak için Almanya'dan
yardım ister. Almanya, ABD'yi böyle bir savaşta yenmenin imkansız olduğunu bilmesine rağmen Türkiye'yi karşısına almamak için müttefik olmayı kabul eder.
* Üçüncü Dünya Savaşı 2052'de sona erer. Japonya, Türkiye ve Almanya harabeye dönmüştür. Neyse ki sivilleri hedef almayan ileri teknoloji uçaklar sayesinde sadece 50 bin kişi ölür. Sonuçta ABD'ye uzayda istediğini yapmasına imkan verecek bir anlaşma imzalanır.
* 2060'da hálá İslam dünyasının liderliğini elinde tutan Türkiye, Washington'la arayı düzeltir ve yeniden sevilen müttefikler listesine adını yazdırır...
Her şey eski hamam eski tas haline
döner.
Hürriyet Pazar / Ezgi BAŞARAN