Taraf Gazetesi, Başbakan başta olmak üzere hükümet üyelerinin son dönemde sık sık gündeme getirdiği, “casusluk soruşturmasına” dayanak teşkil edeceği öne sürülen, “dinleme kararının” belgesine ulaştı. MİT Ankara Bölge Başkanlığı’nın 6 Eylül 2013 tarih ve 2013/354 sayılı yazıları üzerine TMK’nın 10. maddesi ile yetkili Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi, yüzlerce kişi hakkında “teknik takip kararı” verdi. Kararda, “Talebe konu evrakın incelemesinden, ülkemiz aleyhine yürütülen casusluk ve terör faaliyetlerinin önlenmesinin amaçlandığı başka bir yol ile ülkemiz aleyhine söz konusu faaliyetleri önlemenin mümkün olmadığı, talebin yukarıda açıklanan bilgilere göre çıkarılan milli yasalara uygun olduğu anlaşıldığından talebin kabulüne karar vermek gerekmiştir” dendi.

Mahkeme kararının ekinde ise teknik takip yapılması öngörülen isimler ve ülkeleri yer aldı. Ancak listede isimlerin kodlanarak sıralanması dikkat çekti. Telefon numaralarına ise listede yer verilmedi. Yüzlerce kişiden oluşan dinlenecekler listesinde, isimler örneğin TIFVUSMA United States, TIFVUSMB United States, TEFVSEWA Sweden, TIFVJPKA Japan şeklinde yer aldı. Listede, dünya genelinde bulunan her ülke ile ilgili isim bulunuyor. Mahkemenin verdiği dinleme kararı, Türkiye’de ikamet eden yerli veya yabancı kişilerin, “yurtiçi-yurtdışı” görüşmelerini kapsıyor. Dinleme kararı üç ay süreyle alındı. Ancak daha sonra alınan ek kararlarla birlikte bu süre uzatıldı. Listede isimler “sahte olduğu” için, karar kapsamında kimlerin telefonlarının dinlendiği bilinmiyor. Uzmanlar, söz konusu karar doğrultusunda Türkiye’de bulunan tüm yerli ve yabancı vatandaşların yurtdışı ile yaptıkları görüşmelerin dinlenmesinin mümkün olduğunu kaydettiler. Listede, büyükelçilik personelinin de olup olmadığı ise bilinmiyor. Kararla yurtdışı ile yapılan tüm görüşmelerin “dinlendiği” tahmin ediliyor. Ve bu karar, binlerce kişinin de telefonunun teknik takip altında olabileceği endişesinin gündeme gelmesine yol açtı.

MİT, geçmişte Taraf gazetesi yönetimini ve bazı yazarların telefonlarını da dinlemeye almıştı. MİT’in 2008-2009’da “terörle mücadele” gerekçesiyle dönemin Taraf gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan, Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Yasemin Çongar, Yayın Koordinatörü ve yazarı Markar Esayan, Taraf yazarları Amberin Zaman ile dönemin Star gazetesi başyazarı Prof. Dr. Mehmet Altan’ı dinlediğine ilişkin mahkeme kararı iki yıl önce Taraf’ta yayımlanmıştı. İstanbul 11. ve 14. Ağır Ceza mahkemelerince farklı tarihlerde verilen kararlarla, “iletişimin dinlenmesi, tespiti, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi ve kayda alınması” talebi doğrultusunda gazetecilerin kimlikleri gizlenerek ve “hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği” bölümü çeşitli yabancı kod isimlerle doldurularak MİT İstanbul Bölge Başkanlığı’na teknik takip yapmasına izin verildi. Dinleme süresince Mehmet Altan için “Pastör” ve “Quaramaddin Fatimi” gibi sahte isimler kullanıldı.

MİT’in, yaklaşık altı ay önce casusluk suçu kapsamında aldığı yurtdışı dinleme kararı, telekulak tartışmalarına yeni bir boyut kazandırdı. Bugüne kadar MİT’in daha çok yurtiçi dinlemeler için aldığı kararlar gün yüzüne çıkmıştı. Casusluk kapsamında yüzlerce kişinin yurtdışı ile yaptığı görüşmeler için dinleme kararı alınması bu açıdan, yeni bir tartışmanın başlamasına neden oldu. Ankara’da, konunun uluslararası boyutu olduğu ifade edilerek, birçok ülkenin kendi ülkelerindeki kişilerin dinlenmesinden rahatsız oldukları öğrenildi. Türk makamları da uyarıldı.

Bu arada MİT’in yaklaşık altı ay önce aldığı yurtdışı telefonları dinleme kararı, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin bir süre önce internette yayınlanan telefon görüşmelerinin gündeme gelmesine yol açtı. Söz konusu görüşmelerin de bu karar kapsamında gerçekleştirilmiş olduğu tahmin ediliyor. Başbakan Erdoğan da, söz konusu görüşmelerde elde edilen bilgileri seçim mitinglerinde de kullanmaktan çekinmemişti.