Casusluk soruşturmasının 1 numarası

''Şantaj ve askeri casusluk'' iddialarıyla ilgili soruşturma kapsamında 16'sı tutuklu 56 kişi hakkında hazırlanan iddianamede şok iddialar var...

Casusluk soruşturmasının 1 numarası

''Şantaj ve askeri casusluk'' iddialarıyla ilgili soruşturma kapsamında 16'sı tutuklu 56 kişi hakkında hazırlanan iddianamede, bir numaralı sanık emekli Albay İbrahim Sezer'in, ''suç işlemek amacıyla örgüt kurmak'' ve ''gizli belgeleri siyasal ve askeri casusluk maksadıyla temin etmek'' gibi suçlardan 60 yıl 8 ay ile 172 yıl 6 ay arasında değişen hapis cezasına çarptırılması talep edildi. İddianamede, tutuklu sanık Sezer'in ''suç işlemek amacıyla örgüt kurmak'' suçundan 2 ile 6 yıl, 33 kez ''özel hayatın gizliliğini ihlal etmek'' suçundan 16,5 ile 66 yıl, 22 kez ''haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek'' suçundan 11 ile 44 yıl, ''kişiler arasındaki konuşmaların dinlenilmesi ve kayda alınması'' suçundan 2 ile 6 ay, ''kişisel verilerin kaydedilmesi'' suçundan 6 ay ile 3 yıl, zincirleme olarak ''kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme ve ele geçirmek'' suçundan 1,5 ile 6 yıl, ''fuhşa teşvik etmek'' suçundan 2 ile 4 yıl, ''devletin gizliliğine ilişkin belgeleri yok etmek, sahtecilik yapmak veya çalmak'' suçundan 8 ile 12 yıl, ''devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek'' suçundan 3 ile 8 yıl, ''gizli belgeleri siyasal ve askeri casusluk maksadıyla temin etmek'' suçundan 15 ile 20 yıl ve ''yasaklanan bilgileri temin etmek'' suçundan da 1 ile 3 yıl olmak üzere toplam 60 yıl 8 ay ile 172 yıl 6 ay arasında değişen hapis cezasına çarptırılması istendi. Gözaltına alındığında TÜBİTAK'ta daire başkanı olarak görev yapan sanıklardan Yücel Çipli'nin ise ''suç işlemek amacıyla örgüt kurmak'' suçundan 2 ile 6 yıl, ''kişisel verilerin kaydedilmesi'' suçundan 6 ay ile 3 yıl, zincirleme olarak ''kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme ve ele geçirmek'' suçundan 1,5 ile 6 yıl, ''devletin gizliliğine ilişkin belgeleri yok etmek, sahtecilik yapmak veya çalmak'' suçundan 8 ile 12 yıl, ''devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek'' suçundan 3 ile 8 yıl, ''yasaklanan bilgileri temin etmek'' suçundan 1 ile 3 yıl ve ''gizli belgeleri siyasal ve askeri casusluk maksadıyla temin etmek'' suçundan 15 ile 20 yıl olmak üzere toplam 31 ile 58 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması talep edildi. İddianamede, temin ettiği gizli belgeleri örgüt üyelerine verdiği iddia edilen sanıklardan Tuğamiral Şafak Yürekli'nin, ''örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek'' suçundan 1 ile 3 yıl ve ''yasaklanan bilgileri temin etmek'' suçundan da 1 ile 3 yıl olmak üzere toplam 2 ile 6 yıl, ''askeri okulda okuyan bazı öğrencilerin disiplin cezası almaması amacıyla örgütün talimatlarına uygun olarak aracı olduğu ve örgüt yöneticisi emekli Albay İbrahim Sezer'e elinde bulunan bazı belge ve bilgileri dijital ortama kaydedip ilettiği'' öne sürülen sanık Tuğamiral Fahri Can Yıldırım'ın da ''suç örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek'' suçundan 1 ile 3 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması talep edildi. ''Suç örgütü kurmak ve yönetmek'' ve benzer suçlardan sanıklar Mehmet Seyfettin Alevcan'ın 115, Zeki Mesten'in 67,5 ve Tamer Zorlabaş'ın da 50 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, 49 sanığın da benzer suçlardan 1 ile 50 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması istendi. ''Şantaj ve askeri casusluk'' iddialarına ilişkin 56 sanık hakkında hazırlanan iddianamede, oluşturulan suç örgütünün yaklaşık 5 bin kişinin kişisel verilerini hukuka aykırı olarak kaydettiği öne sürüldü. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Fikret Seçen tarafından hazırlanan iddianamede, 28 Nisan 2010'da emniyet birimlerine gelen bir elektronik mektup ihbarında, Vika, Dilara ve Gül isimli kişiler elebaşılığında bir fuhuş çetesinin yurt dışından kadın getirerek zorla fuhuş yaptırdığı, bu çete içerisinde 18 yaşından küçük kadınların da bulunduğu ve fuhuş yaptırılan kadınların uyuşturucu bağımlısı haline getirildiğinin bildirildiği anlatıldı. Söz konusu suç örgütüne yönelik başlatılan soruşturma kapsamında, örgüt ile bağlantılı şüphelilerin kullandıkları telefonların dinlenmesi sonucunda örgütle irtibatı belirlenen şüpheliler İbrahim Sezer ve Zeki Mesten'in TSK mensubu olduklarının ve özellikle Sezer'in bu fuhuş çetesinden sık sık fuhuş amaçlı kadın temin ettiğinin belirlendiği kaydedilen iddianamede, Sezer'in Kadıköy'deki ikametini fuhuş amaçlı kullandırdığı, şüpheli Zeki Mesten'in de diğer bir fuhuş örgütüyle irtibatlı olduğu, çetenin fuhuş yaptırdığı kadınları Mesten'e tedavi ettirdiği ve hamile kalan kadınlara kürtaj yaptırdığı ifade edildi. Sezer ve Mesten'in bazı telefon görüşmelerindeki konuşmalarına yer verilen iddianamede, yürütülen soruşturma kapsamında fuhuş amaçlı yer temin ettikleri ve fuhuş organizasyonlarıyla irtibatlı oldukları anlaşılan şüpheliler Aykut Çağatay Tekerek, Fatih Alpogan, İbrahim Sezer ve Zeki Mesten'in ikametlerinde de arama yapıldığı, çok sayıda bilgi, belge, doküman ve dijital veriye el konulduğu kaydedildi. İddianamede, 4 Ağustos 2010'da, 155 Polis İmdat hattına gelen bir ihbarda, ''TSK içerisindeki bir fuhuş çetesinin özel olarak kiraladığı evlerde, temin ettikleri kadınlarla üst düzey komutanların, subayların ve hatta öğrencilerin fuhuş yapmasını sağladığı, bu çete içerisinde Burak Çetin, Mehmet Irak, Emrah Karaca, Yahya Sezer ve Alpay Aksu'nun bulunduğu, bu kişilerin fuhuş amaçlı kadınları Vika ve Nona Burdilli isimli kadın satıcılarından temin ettikleri ve bu kişilere ait Kocaeli'de fuhuş amaçlı kullanılan 3 ayrı adres olduğunun'' öne sürüldüğü anlatıldı. -POŞETTEKİ KİRLİ İÇ ÇAMAŞIRLARI- Belirtilen adreslerde yapılan aramalarda çok sayıda bilgi, belge, doküman ve dijital veriye el konulduğu kaydedilen iddianamede, aramada ayrıca, delil poşeti şeklindeki poşetlere konulmuş üst rütbeli komutanlara ait olduğu iddia edilen kirli iç çamaşırları ve benzer eşya ele geçirildiği aktarıldı. Söz konusu adreslerde ele geçirilen dijital materyallerin ve dokümanların incelenmesi sonucunda, Halil Can Ekince'nin ikametinden elde edilen dijital veriler arasında toplam 7 bin 654 adet ''yasaklanan bilgileri temin'' suçu kapsamında kalan ve niteliği itibariyle gizli kalması gereken belgeler bulunduğu belirtilen iddianamede, Ekince ile diğer örgüt üyeleri arasında herhangi bir irtibat tespit edilemediğinden eylemine ilişkin tahkikat evrakının ayrıldığı bildirildi. İddianamede, ''Şüpheliler İbrahim Sezer, Zeki Mesten, Tamer Zorlubaş, Mehmet Seyfettin Alevcan ve Yücel Çipli'nin yöneticiliğinde fuhuş, şantaj ve tehdit amaçlı bir suç örgütü oluşturulduğu, bu suç örgütünün devlet güvenliğine ilişkin belge temin etmek ve saklamak, casusluk faaliyetlerinde bulunmak, özel hayatın gizliliğini ihlal etmek, haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek, kişilerin sesini gizlice kayda almak ve kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetmek eylemlerini gerçekleştirdikleri anlaşılmıştır'' denildi. Şüphelilerin adreslerinde yapılan aramalarda ele geçirilen dijital verilerde yer alan çocuk, hayvan ve şiddet içerikli pornografik fotoğraf ve görüntülerle ilgili olarak evrak tefrik edilip, suç yeri Cumhuriyet başsavcılıklarına görevsizlik kararıyla gönderildiği ifade edilen iddianamede, şüphelilerden elde edilen gizli belgelerin devletin güvenliğine ilişkin bilgiler içerdiği, ayrıca tespit tutanakları ile müştekilerin beyanlarında özel hayatın gizliliğiyle ilişkili bilgilerin yer aldığı hususları göz önüne alınarak, bu dosyaların adli emanete alındığı kaydedildi. Elde edilen tüm delillerden, şüpheliler İbrahim Sezer, Zeki Mesten, Tamer Zorlubaş, Mehmet Seyfettin Alevcan ve Yücel Çipli'nin, çevresine topladıkları diğer şüphelilerle birlikte suç örgütü kurdukları ve ayrı ayrı hücre yapılanmasına girdikleri, ancak örgüt kapsamındaki tüm faaliyetleri birlikte koordine içerisinde gerçekleştirdikleri belirtilen iddianamede, ayrıca şüpheliler Ali Sabri Sanal, Mehmet Kutlu, Mehmet Aygün, Şafak Yürekli, Fahri Can Yıldırım, Kemalettin Yakar ve Birdem Çetinkaya'nın örgüte bilerek ve isteyerek yardım ettikleri öne sürüldü. -EN STRATEJİK KURUMLARDA ÖRGÜTLENME- İddianamede, şöyle denildi: ''Suç örgütünün, yaklaşık 5 bin kişinin kişisel verilerini hukuka aykırı olarak kaydettikleri ve saklandıkları, değişik kurumlarda görev yapan binlerce kişi hakkında toplanan bu detaylı bilgilerin, ancak ciddi bir hiyerarşik yapılanmaya sahip, örgüt mensupları arasında eylem ve görev paylaşımı bulunan, azami ölçüde gizliliğe dikkat edilen bir suç örgütü tarafından gerçekleştirilmesinin mümkün olduğu, buradan hareketle, öncelikle bu suç örgütünün TSK, TÜBİTAK, HAVELSAN ve GES Komutanlığı gibi devletin en stratejik kurumlarında örgütlenerek ayrı hücre yapılanmalarına gittiği, gizliliği ön planda bulunduran örgütün özellikle telefon görüşmesi yapmamaya özen gösterdiği, yukarıda belirtilen kurumlardaki örgüt mensuplarının birbirleriyle irtibatlı oldukları, diğer hücre yapılanmasındaki örgüt mensuplarını tanımadıkları ya da irtibat kurmadıkları, bu hücrelerin başındaki örgüt yöneticilerinin kendi bölümlerinde uzman ve etkin şahıslar oldukları, örgütün amaçları doğrultusunda alınan kararları örgüt üyelerine ulaştırdıkları ve örgüt mensuplarının özellikle çalıştıkları kurumlarda elde ederek kendilerine getirdikleri her türlü bilgi, belge ve materyalleri aynı zamanda örgütün arşivini de saklayan İbrahim Sezer'e gönderdikleri, örgüt mensuplarının özellikle şantaj amaçlı gizli görüntü elde edilmesi, casusluk faaliyetlerine yönelik gizli belge temin edilmesi, yine örgütün kullanmayı planladığı kişilere kadın ve yer temin edilmesi, örgüte düşman veya dost olan veya örgüt tarafından kullanılabilecek kişilerin belirlenmesi, ayrıca bu kişilerle ilgili kişisel verilerin kaydedilmesi işlemlerini yürüttükleri, örgüt mensuplarının, Kocaeli ve İstanbul'da faaliyet gösteren bir kısım fuhuş çeteleriyle irtibatlı olduğu, bu çetelerden çevrelerinde önemli yerlerde görev yapan askeri personele fuhuş amaçlı kadın temin ettikleri ve örgüte ait evlerde fuhuş yapılmasını sağladıkları, evlere yerleştirdikleri gizli kamera düzenekleriyle bu kişilerin kadınlarla cinsel ilişkilerini gizlice kaydettikleri ve daha sonra şantaj amaçlı kullandıkları, şüphelilerin şantaj amaçlı temin ettikleri ve sakladıkları bu materyallerle istifa etmesini ya da emekli olmasını istedikleri askeri personele şantaj yaparak emekli olmasını, bazen de terfisini engellemek istedikleri kişilerin görev yaptığı kuruma ihbar ve posta yoluyla göndererek hakkında soruşturma başlatılmasını temin ettikleri ve böylelikle terfi etmesini engelledikleri, şüphelilerden ele geçirilen dijital verilerde yer alan gizli belgelerin mahiyeti, sayısı, bu hususta örgütün talimatları ve özellikle elde edilen belgelere ilişkin tutulan notlar göz önüne alındığında, özellikle devletin stratejik kurumlarına sızan örgüt mensuplarının çalıştıkları kurumlardan elde ettikleri devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri bağlı bulundukları örgüt yöneticilerine ulaştırdıkları, kendilerine bu belgeyi getiren ancak örgüt üyesi olmayan kişilere ücret ödedikleri, özellikle TÜBİTAK tarafından TSK için yürütülen ve ülke yararına gerçekleştirilen projeleri durdurmaya, yavaşlatmaya veya engellemeye çalıştıkları, casusluk faaliyeti kapsamında elde ettikleri bazı belge veya projeleri yabancı ülkelere pazarlamayı planladıkları, eylem ve faaliyetlerine devam etmek amacıyla çalıştıkları kuruma alınacak elemanlar arasına örgüt mensuplarını veya örgüte yakın kişileri yerleştirmeye çalıştıkları anlaşılmıştır.'' 'Şantaj ve askeri casusluk'' iddialarıyla ilgili soruşturma kapsamında 56 kişi hakkında hazırlanan iddianamede, bir numaralı sanık emekli Albay İbrahim Sezer'in ikametinde ele geçirilen CD'de, Aselsan ve Havelsan'a ait TSK'nın modernizasyonu ve savunma sanayinin geliştirilmesine yönelik gizli proje dosyaları bulunduğu belirtildi. İddianamede, tutuklu sanık Sezer'den ele geçirilen flash bellekteki ''Sipariş Verenler'' dosyasında, TSK personeli 54 kişinin isimlerinin karşısında özel ve cinsel yaşamlarıyla ilgili notların yazılı olduğu, başka bir dosyada ise kadın temin edilen kişilerin adlarının, alınan paranın, aracı olanların ve birlikteliklerde çekim yapılıp yapılmadığının belirtildiği vurgulandı. ''A. Kızları'' adlı dosyada, amiral rütbesindeki toplam 10 askerin isimlerinin karşısında, kızların isim ve yaşlarının yazılı olduğu, bu isimlerin yanında özel hayatları ve cinsel yaşamlarıyla ilgili notların yer aldığı kaydedildi. İddianamede, ''Gizli Kameralar'' adlı klasörde, İbrahim Sezer'in fuhuş faaliyetleriyle ilgili tutmuş olduğu notlar, askeri personellere şantaj amaçlı kullanılmak üzere temin edilen erkek ve kadınlara ait pornografik gizli çekim görüntüleri ve askeri tesislere ait gizli çekilmiş görüntülerin bulunduğu vurgulanarak, Sezer'den ele geçirilen ve üzerinde ''T.C Deniz Kuvvetleri Komutanlığı 2'nci Muhrip Filotillası Komodorluğu Aksaz-Marmaris/Muğla'' ibaresi bulunan DVD'de, TSK'ya ait ''Gizli'' ve ''Hizmete Özel'' ibareli çok sayıda askeri belgenin yer aldığı aktarıldı. -GİZLİ PROJE DOSYALARI- Sezer'in ikametinde yapılan aramada ele geçirilen CD'de, Aselsan ve Havelsan'a ait TSK'nın modernizasyonu ve savunma sanayinin geliştirilmesine yönelik gizli proje dosyalarının bulunduğunun anlaşıldığı ifade edildi. El konulan mavi föy dosyadaki CD'de ''Albay Tamer Zorlubaş'' adlı klasör içerisinde Zorlubaş'a bağlı olarak Armerkom'da çalışan örgüt üyelerinin temin ettiği gizli askeri proje dosyalarının ve Armerkom'da çalışan diğer askeri personelin özel ve cinsel yaşantısıyla ilgili bilgilerin bulunduğu belirtilen iddianamede, başka bir klasörde de birçoğu askeri şahıs olduğu anlaşılan toplam 28 kişinin isimlerinin yazılı olduğu, isimlerinin karşısında özel ve cinsel yaşantılarıyla ilgili fişleme tarzı notların yazılı bulunduğu aktarıldı. İddianamede, ''İbrahim Sezer'in Tamer Zorlubaş ile irtibatlı olduğu ve Zorlubaş'ın kendisine bağlı hareket eden örgüt üyelerinin yapmış oldukları çalışmaları Sezer'e gönderdiği sonucuna varılmıştır'' denildi. Sezer'den ele geçirilen flash bellekteki ''Milyoner'' adlı klasörde TSK'ya ait 8 belge ve savaş gemisi fotoğrafları, kışlalara ait fotoğraflar ile bazı askerlere ait cinsel ilişki görüntüleri, ''Devrim Arabaları'' adlı dosyada ise 100 askeri personelin ismiyle oluşturulmuş klasörler olduğu, bu kişilerin özel hayatları ve cinsel yaşamlarıyla ilgili yazışmaların yer aldığı, bazı mail eklerinde pornografik video ve fotoğraf dosyaları olduğu belirtildi. İddianamede, ''İtalyan İşi\Baywatch'' adlı klasörde de Sahil Güvenlik Komutanlığında görevli olduğu anlaşılan çok sayıda askeri personel ve sivil memurun yaptıkları mail yazışmaları ve birbirlerine gönderdikleri pornografik, erotik video ve fotoğraflara yer verildiğinin tespit edildiği anlatılan iddianamede, ''İtalyan İşi\Arge'' adlı klasörde ise Genelkurmay Elektronik Sistemler (GES) Komutanlığında görevli 109 subay ve astsubayın siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırk kökenlerine ve ahlaki eğilimlerine ilişkin bilgilerin kaydedildiği bildirildi. -''SEZER, ÖRGÜT ÜYELERİNİN TÜM EYLEMLERİNDEN SORUMLU''- İddianamede, şu görüşlere yer verildi: ''Sonuç olarak, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, örgüt yöneticileri Tamer Zorlubaş, Mehmet Seyfettin Alevcan, Zeki Mesten ve Yücel Çipli'nin, kendilerine bağlı faaliyet gösteren örgüt üyelerinden elde ettikleri gizli belge, doküman, görüntü ve ses kayıtları, msn görüşmeleri, bazı askeri personele ait kişisel verileri toplatarak örgüt yöneticisi İbrahim Sezer'e ulaştırdıkları anlaşılmıştır. Şüphelinin de bu verileri toplayarak sakladığı ve örgütün amaçları doğrultusunda kullandığı, ayrıca şüpheli İbrahim Sezer'in kendisine bağlı olarak hareket eden örgüt üyelerini emir ve talimatlarıyla yönledirerek, örgütün fuhuş faaliyetlerini organize ettiği, diğer örgüt yöneticileriyle aynı paralelde bazı askeri personelin özel hayatlarına ilişkin görüntüleri elde ettiği, kişisel verilerinin hukuka aykırı olarak temin edilmesini sağladığı, casusluk çalışmalarında kullanılmak üzere devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin ettiği, dolayısıyla kendisine bağlı örgüt üyelerinin tüm bu eylemlerinden sorumlu olduğu anlaşılmıştır.'' İddianamede, İbrahim Sezer'in ikametinde bulunan, üzerinde ''Ebru Yüzbaşı'' ve ''Deniz Harp Okulu Kızlar'' ibareleri yazılı, mavi renkli föy dosya içerisindeki dokümanlar ve elde edilen dijital verilerde yer alan ''Kızlar.doc'', ''Sevgili Ebru.doc'' ve ''Sevgili Ebrul.doc'' isimli word dosyalarındaki bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; şüpheli Yekdane Ebru Ercüment'in, Deniz Harp Okulunda okuyan bazı bayan öğrenciler hakkında bilgi ve belge toplayarak Sezer'e verdiğinin anlaşıldığı bildirildi. Elde edilen deliller ve hukuki değerlendirmeler sonucunda, Deniz Harp Okulu öğrencilerinin özel hayatları ve cinsel yaşamlarıyla ilgili bilgileri Selin Topal'ın hazırlayarak Yekdane Ebru Ercüment'e verdiği, Ercüment'in de bunları Sezer'e gönderdiği ileri sürüldü. İddianamede, şüpheli Emre Sezenler'in, İbrahim Sezer'in talimatıyla Deniz Harp Okulunda okuyan ve haklarında disiplin soruşturması açılan öğrencilerin bilgilerine ulaşarak, bu öğrencilerle ilgili yürütülen disiplin soruşturmalarına ilişkin bilgi ve belge topladığı, elde ettiği bu bilgi ve belgeleri Sezer'e verdiği öne sürüldü. Şüpheli Deniz Mehmet Irak'a ait hard diskin içerisinden çıkan ''Emre yb'' isimli klasörde; ''Gizli'' ibareli askeri içerikli belge ve sunum dosyaları olduğu, söz konusu belge ve sunumların Sezenler tarafından Deniz Mehmet Irak'a verildiği sonucuna varıldığı kaydedildi. Sezer'den ele geçirilen flash bellekte ''Swinger'' (eş değiştirme şeklinde yapılan fuhuş organizasyonları) adlı dosyanın bulunduğu, dosya içerisindeki verilerin şüpheli Kubilay Şükrü Özdemir tarafından hazırlandığı ileri sürülen iddianamede, Özdemir'in, Sezer'in talimatıyla hareket ederek, örgüt faaliyetleri kapsamında fuhuş amaçlı kadın ayarlanmasını organize ettiğinin anlaşıldığı kaydedildi. İddianamede, İbrahim Sezer'den ele geçirilen flash bellek içerisindeki dosyada, çoğunluğunun TSK personeli olduğu anlaşılan 66 kişi ve 3 ailenin isimlerinin karşılarında cinsel ve özel yaşamlarıyla ilgili tutulan fişleme tarzı notların yazılı olduğu ifade edildi. Şüpheli Hakan Çetinkaya'nın, suç örgütünün üyesi olduğu, örgütün faaliyetleri kapsamında fuhşa aracılık ettiği, bazı askeri personelin özel hayatlarıyla ilgili kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydedip örgüt yöneticisine verdiğinin anlaşıldığına işaret edilen iddianamede, şüpheli Burak Çetin'in de suç örgütü üyesi olduğu, Sezer'in talimatıyla hareket ettiği, bu kapsamda kişiler arasındaki konuşmaları gizlice kayda aldığı, bazı şahıslara ait fotoğrafları temin etmek suretiyle kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal ettiği, kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydettiğinin anlaşıldığı ileri sürüldü. İddianamede, şüpheli İbrahim Sezer'in, örgüt faaliyetleri kapsamında elde edilen askeri gizlilik dereceli belgeler ve askeri projelere ait belgeleri maddi menfaat karşılığında satılması amacıyla şüpheli Halil Hanbal'ı kurye olarak kullandığını da vurgulandı.
<< Önceki Haber Casusluk soruşturmasının 1 numarası Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER