BM şemsiyesi altında oluşturulması planlanan askeri güç konusunda
Türkiye'nin çekinceleri var.
Ankara,
Hizbullah ile çatışmaya girme ihtimalinin belirmesi halinde uluslararası bir güce iştirak etmeyi düşünmüyor. Türkiye, Hizbullah'ın silahsızlandırılmasıyla ilgili
Birleşmiş Milletler kararının uygulanmasında da Hizbullah'ın konuya olumlu yaklaşmasını şart koşuyor. Zaman'ın sorularını cevaplayan diplomatik kaynaklar, “Çatışma noktasına asker göndermeyiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün de katıldığı Roma'daki konferansta, Türkiye'nin herhangi bir taahhütte bulunmadığı vurgulandı. Uluslararası güce ilişkin hususların tüm yönleriyle ‘netlik kazanmadığına' dikkat çeken kaynaklar, “Böyle bir durumda net biçimde ‘hayır' denmesi doğru olmazdı. Türkiye'nin Ortadoğu'daki etkinliği 1990'lı yıllara oranla artıyor.” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin söz konusu güce ilişkin koyduğu ‘şartlar’ın altını çizen üst düzey bir yetkili, “
ateşkesin sağlanması ve taraflar arasında bir uzlaşmanın tesisi gerektiğine” işaret etti. Gücün karşı karşıya kalabileceği sorunlar, çatışma ihtimali gibi konuları da değerlendiren yetkili, “Çatışma noktasına asker göndermeyiz.” değerlendirmesinde bulundu. Ankara’da, Hizbullah’la çatışmaya girme ihtimali halinde uluslararası güce iştirak edilmeyeceği net şekilde ortaya konuyor. Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını da kapsayan BM kararının uygulanmasıyla ilgili bir görevin barış gücüne verilmesi durumunda Türkiye’nin tutumunun ne olacağı sorusuna “Bu, taraflar (Hizbullah dahil) olumlu yaklaşırsa olabilir.” cevabı veriliyor. Dışişleri yetkilileri ise aynı yöndeki sorular üzerine, “Uluslararası güç oluşturulmasıyla ilgili önce BM kararı alınacak. Katılıp katılmamak devletlere kalmış. Gücün nerede, ne zaman görev yapacağı, görev tanımı çok önemli. Silahlar sustuğunda, ateşkes tam sağlandığında görev yapacak bir güç, barışı koruma amaçlı olarak bulunmalı.” görüşünü belirtiyor. Birliklerin karşılaşabileceği zorluklar hatırlatıldığında ise aynı kaynaklar, “Hiçbir
ülke kendi askerini bilerek tehlikeye atmaz.” karşılığını veriyor. Kaynaklar, barış gücüyle ilgili tartışmaların en az birkaç hafta daha süreceğine; zira önceliğin ateşkesin sağlanması olduğuna işaret ediyor.