Suskunluğunu ilk kez BUGÜN'e bozan
Abdi İpekçi cinayeti ve Papa suikastının
kilit ismi Oral Çelik'ten şok
itiraflar. 1970'in tamamı ve 80'nin ortalarına kadar
Kapıkule, Büyükdere ve Gürbulak sınır kapılarının ülkücülerin kontrolü altında olduğunu söyleyen Oral Çelik, Bulgaristan'a, Yunanistan'a ve İran'a kolaylıkla giriş-çıkış yaptıklarını belirtti.
Sınır kapılarında şimdilerde yaşanan olayları, "
küçük çaplı" olarak nitelendiren Çelik, "O yıllarda kara delik çok büyüktü. Bugünle kıyaslamak mümkün değil. Öyle ki üzerimize muhafaza memuru
üniforması giyip görev yapıyorduk. Pasaporta
mühür vuruyor, hesabımıza gelmeyeni geri çeviriyorduk" dedi. Üniforma giyenler arasında
Susurluk kazasında hayatını kaybeden, "Reis" lakaplı
Abdullah Çatlı'nın da olduğunu anlatan Oral Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çatlı ve ben 1.5 yıl üniformalı görev yaptık. Sınırlarınıza hakim olmadığınız müddetçe başınıza her türlü belâ gelir. Boşu boşuna '
PKK sınırdan sızdı' denilmiyor. Bunun acısını hep birlikte yaşıyoruz. Oralara hakimdik.
Hakimi olmasaydık dün yaşananların büyük bir kısmı olmazdı. Ben, Abdullah Çatlı,
Mehmet Ali Ağca ve adını anmadığım arkadaşlarımız o kapıları kullandı."
O yıllarda sınır kapılarının kendileri için para kaynağı da olduğunu belirten Çelik, "Kendisini zorda hisseden arkadaşlarımızı dışarı çıkartıyorduk. 'Tehlike geçti' sinyali verdiğimiz arkadaşlarımızı da içeri alıyorduk" dedi.
RÜŞVET BİLE TOPLADIK
Yurtdışındaki arkadaşları için rüşvet bile aldıklarını belirten Çelik, "Geliyordu Almancılar, 'Yahu bavulu aramayın' diyorlardı. Tarifemiz de vardı.
Bavul indirmemenin bedeli 50 marktı. Alan memnun, veren memnun. Geçip gidiyorlardı. Bir saatte 1800 mark rüşvet topladığımı hatırlıyorum” dedi.
BUGÜN