CELLATLARINA AŞIK OLANLAR
Türkiye son yıllarda yürütülen yargılamalarla neyin mücadelesini veriyor ?
Ele geçirilen bombalar, cephanelikler, topraktan çıkan lav silahları neyin nesi ?
Meclise el koyma girişimleri, siyasetçileri evlerden toplatma, tepesine
çökme nereden çıktı ?
Camilerin bombalanması, milletin stadyumlarda toplatılması, kimin hangi cezaevine konulacağının planlanması nedir ?
Fişlemeler, şantajlar, komplolar, çeteler, suikast planları neydi ?
Bu
ülke vesayetlerden, statükodan, milli iradeye karşı plan yapılmasından kurtulsun diye milletten yükselen sese ne oldu ?
Hani bütün bu soruşturmalar, iğneyle
kuyu kazar gibi yapılan
delil aramalar, yazılan binlerce sayfa iddianamelerdeki
belgeler “Yeni Türkiye” için ümitti ?
Ergenekon,
Balyoz ve Kck soruşturmaları; yıllardır bu ülkede kimin elinin kimin cebinde olduğunu ortaya koymadı mı ?
Kimin kimi kullandığını, danışıklı dövüşleri, kapalı kapılar ardında verilen sözleri, ses kayıtlarında nasıl işbirlikleri planlandığını bütün millet görüp dinlemedi mi ?
Ergenekon; meclisin tepesine çökecekti, Balyoz; milletin tepesine inecekti.
Yoksa bütün bunlar
şaka mıydı ?
Hakikaten bu
darbe planları falan yoksa
seminer miydi ?
Bu soruşturmaları yürüten savcılar, bütün bunları kafadan mı uydurdu, bu davalara
bakan hakimler hikayeden mi yargılama yapıyorlar ?
Daha iki ay önce Gölcük'ten, Eskişehir'den çıkan çuvallarla belge düzmece mi ?
Hani bu davalar Türkiye'nin demokratikleşmesi için büyük birer adımdı ?
Hani bu davaların kararlılıkla sonuna kadar devam ettirilmesi lazımdı ?
Hani bütün sulandırma, manipüle etme, itibarsızlaştırma çabalarına rağmen geri adım atılmamalıydı ?
Ne oldu şimdi ?
Bu ülkenin savcıları hakimleri, bu ülkeye gerçek
demokrasi gelsin, kimse milletin arkasından plan çeviremesin diye uğraşırken, Meclis'teki üç siyasi parti kaçak güreşip demokrasinin arkasından dolandı diye, şimdi bu davaların millet
vekili seçilen
tutuklu sanıklarının serbest bırakılması dillendiriliyor.
“
Millet onları vekil seçti, meclise girmeleri gerekir” deniliyor.
Üstelik bu söylemin oluşturduğu
psikolojik baskı altında rotasını şaşıranların, dün “bu davalardan geri dönüş olmamalı” derken, bugün “demokrasi açısından şık değil” demeye başlamaları ne kadar ilginç değil mi ?
Şimdi bazıları; mahkemelerin serbest bırakmama ihtimaline karşı
aday gösterilip seçtirilen Ergenekon, Balyoz ve Kck
terör örgütü sanıklarının,
tahliye edilmeleri gerektiğini savunuyorlar.
Bu davaların itibarsızlaştırılmasına, iflas ettirilmesine ve sulandırılmasına bundan daha güzel örnek olamaz.
Bu kişiler serbest bırakıldığında içerdekilerin isyanına nasıl bir çözüm bulmayı düşünüyorsunuz ?
Siz de bir yolunu bulup kendinizi milletvekili seçtirin mi diyeceksiniz ?
Bir kişi milletvekili seçildi diye kanunlar üstü bir konuma mı yükseliyor ?
Oysa hangi şart altında olursa olsun, yargının dik durması ve bu davalarda tutum değiştirmemesi takdir edilmeli değil mi ?
Yargı; dün ne diyorsa bugün de aynısını söylüyor diye, demokrasiyi yaralayan güç ilan ediliyor.
Her ne hikmetse; “vekil seçilenlerin tutukluluğu demokrasiye yakışmıyor” diyenler, bu sanıkların demokrasiye karşı suç işlemekten yargılandıklarını unutuyorlar.
Ergenekon, Balyoz ve Kck sanıklarının anayasa düzenlemesiyle parlamentoya gelebilmelerinin önünü açmayı savunmak ayrı şey, “hakimler bu kişileri sorgusuz sualsiz serbest bıraksın” demek başka şey.
Herkes ağız birliği yapmış, güya demokrasi adına, yargı üzerinde baskı kurmaya çalışıyor.
Maalesef bu süreçte; bütün bu çeteler karşısında dik durması beklenenler, ilk önce yüzlerini öne eğiyor.
Bu arkadaşlar, ya katıldıkları koronun hangi şarkıyı söylediğinin farkında değiller, ya da kulaklarına farklı bir güç bir şeyler üflüyor.
Cellatlarına aşık olmak dense dense buna denir.
ABDULLAH ABDULKADİROĞLU
[email protected]