Peki cemaati bile olmayan Türk Ortodoks Patrikhanesi nereden çıktı? Nasıl kuruldu?
İşte operasyonla gündeme gelen Patrikhane ile ilgili ilginç bilgiler:
Doç. Dr. Elçin Macar'ın İletişim Yayınları'ndan çıkan "
İstanbul Rum Patrikhanesi" kitabından Türk Ortodoks Patrikhanesi'yle ilgili bilgiler özetle şöyle.
Ankara Hükümeti,
Anadolu Hıristiyanları için bir kilise kurma planını, Anadolu’nun işgali sürerken, 1921’de bir bakanlar kurulu kararı ile gerçekleştirmeye başlar. 1922’de
Kayseri’de, Papa Efthim önderliğinde “
Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi” kurulur. Ancak bu kilisenin cemaatini oluşturması beklenen
Kapadokya Ortodokslarının mübadelesi kararının alınmasıyla, proje çöker. Fernau bu kararı, Rum Patrikhanesi’nin İstanbul’da kalacağının anlaşılmasına bağlar.
Türkiye böylece, kalacağı anlaşılan Patrikhane’nin Anadolu’da hiçbir etkisinin kalmamasını sağlamayı amaçlar.
1924 tarihli bir
kararname ile Papa Efthim ve ailesinin mübadele edilmeyip, İstanbul’a yerleşmesine izin verilmesi kararlaştırılır. Yalnız kız kardeşi onunla kalır, diğer iki kız kardeşi ve bir erkek kardeşi,
Selanik yakınlarında Pellas vilayetinin Arides kasabasına yerleşirler.
Efthim, Patrikhane ile arası kötü olan Galata Rum cemaatinin ileri gelenlerinin de teşvikiyle, Galata’daki Panayia
Kilisesi’ne yerleşir.
Burayı “Türk Ortodoks Patrikhanesi”nin merkezi, kendisini de
patrik ilan eder.
1965 yılındaki
kriz sırasında oğulları Turgut ve
Selçuk Erenerol, Galata’daki Ayios İoannis ve Ayios Nikolaos kiliselerine de el koyacaklar, böylece yönettikleri kilise sayısı üç olacaktır.
Papa Efthim’in ölümü üzerine 1968’de yerine büyük oğlu Turgut, onun 1991’deki ölümü üzerine de
küçük oğlu Selçuk Erenerol geçer. Selçuk Erenerol’un 2002’deki ölümünden beri yerinde oğlu Paşa Erenerol bulunmaktadır. Papa Efthim döneminden beri cemaati bulunmayan bu kilise, hiçbir kilise tarafından tanınmamış, Türkiye’nin Rum Patrikhanesi’ne yönelik olarak elinin altında bulundurduğu bir denge aracı işlevi taşımıştır.
Bu kilise, hiçbir zaman Ortodoks bir kilise örgütlenmesinin sahip olması gereken asgari koşullara sahip olmamıştır. Örneğin Ortodoks ilahiyatına göre episkoposların ilahiyat eğitimi almak zorunda olmalarına rağmen, ne Papa Efthim ne de oğulları bu eğitimi almışlardır. Bir diğer zorunluluk, patriği dinadamlarından oluşan bir Kutsal
Meclis’in seçmesidir ki bu da bu kilisede hiç gerçekleşmemiştir. Bir diğer koşul olan episkoposların evlenmeme geleneğine, ne Papa Efthim ne de oğulları uymuştur. (bianet'ten alınmıştır)