Cem Vakfı'nın açtığı
davayı karara bağlayan
Ankara 6. İdare Mahkemesi, ilginç tespitlerde bulundu.
Mahkeme, ideal olanın 'nötr devlet' olduğunu belirtirken 'dinsel norm ile hukuksal norm arasında kurulmaya çalışılan denge'nin laik devlet ilkesinden uzaklaşmaya yol açacağını savundu.
Alevilerin
inanç ve
uygulama biçimlerinde farklılıklar olduğunun altını çizen
mahkeme, bu taleplerin tüm Alevileri kapsamadığına dikkat çekti. Alevilerin inançlarıyla ilgili baskıya maruz kaldıklarına dair somut bir delilin olmadığını da vurguladı.
Dava konusu olay 2005'te gündeme geldi. Cem Vakfı, "cemevlerine
ibadethane statüsü verilmesi, ibadet için genel
bütçeden pay ayrılması ve
Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde kadro tahsis edilmesi" taleplerinde bulunmuştu.
19 Ağustos'ta
Başbakanlık, bu talebi reddetti. Cem Vakfı 2 bin kişi adına bu kararın iptali için İdare Mahkemesi'ne başvurdu. Oybirliğiyle başbakanlığı haklı bulan mahkeme, "Dinsel normla, hukuksal norm arasında kurulmaya çalışılan denge, giderek laik devlet ilkesinden uzaklaşmaya, farklı inanç biçimlerinin törpülenmesine ve nihayet din ve inanç özgürlükleri sınırlandırmalara yol açabilir.'' görüşünü savundu. Bu taleplerin yeni yasal düzenlemeler yapılmaksızın çözümlenmesinin mümkün olmadığına işaret edildi. Kararda şu ifadeler kullanıldı: "İdeal olan nötr bir devlet düzeninin varlığıdır.
Eşitlik ilkesi ile amaçlanan, farklılıkların yok edilmesi değil, farklı gruplara tanınan imtiyazların önlenmesidir. Oysa davacılar, İslam'ın farklı bir yorumunu benimseyen Alevi topluluğu adına pozitif bazı ayırımlar talep etmektedir." Alevilerin özgürlüklerinin engellendiğine dair somut olaylar ortaya konulamadığını dile getiren mahkeme, Cem Vakfı'nın 'temsiliyet' durumunu da sorguladı. Aleviler arasında inanç biçimleri ve kendilerini tanımlamada farklılıklar bulunduğu kaydedildi. Cem Vakfı'nın kararı temyiz etmesi halinde
dosya Danıştay'a gidecek.
AA