'
Vatan,
Millet, Bayrak ve
Atatürk sevgisini kullandılar'
Alınan bilgiye göre,
mahkemenin
görevsizlik kararında, sanıklar hakkında 2863 sayılı
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na muhalefet, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, nitelikli yağma, mühürde sahtecilik, resmi belgede sahtecilik,
el bombası bulundurmak, ruhsatsız tabanca bulundurma, suç işlemek amacıyla
örgüt kurmak ve yönetmekten kamu
davası açıldığı anımsatıldı.
Kararda, ''İddianamenin düzenleniş şekline göre,
Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 250/1-b maddesine göre sanıkların eylemleri, haksız
ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit uygulanarak işlenen suçlardan olması sebebi ile değerlendirilmesi gerektiğinden ve bu hususta da delillerin değerlendirilmesi ve takdirinin
Ankara 11.
Ağır Ceza Mahkemesi'ne ait olması sebebi ile CMK'nın 250/1-b maddesi gereğince mahkememizin görevsizliğine karar verildi'' denildi.
Sanıkların iddianamede belirtilen sevk maddeleri gereğince yargılanmalarının yapılması için dava dosyasının, görevli ve yetkili Ankara 11.
Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmek üzere Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığına verilmesine karar veren mahkeme, sanıkların tutukluluk hallerinin devamını kararlaştırdı.
23 YILDAN 57 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Tamöz tarafından açılan davanın iddianamesinde, VKGB Hareketi Derneği Genel Başkanı
Taner Ünal'ın da aralarında bulunduğu 19
dernek üyesi hakkında, 23 yıldan 57 yıla kadar
hapis cezası istendi.
İddianamede, Taner Ünal ve Ahmet Cinali'nin liderliğinde ve diğer sanıklardan Vehbi Şanlı,
Salih Zeki Balaban,
Halit Bozdağ Güngör, Mesut Sezer,
Savaş Karabali, Levent Bakıray, Yasin
Alparslan ve İlhami Demirtaş'ın katılımıyla
Nisan 2006 tarihinden VKGB adı altında, TCK'nın 220. maddesinde tanımı yapılan ''suç işlemek amacıyla örgüt kurulduğu'' kaydedildi. Bu örgütlenmeye, Fatih Koçak, Ferhat
Şahin,
Veli Baz, Hüseyin Ten, Osman Aydoğmuş, Mehmet Esen ve Recep Köse'nin üye olduklarının anlaşıldığı belirtildi.
Sanıkların bir araya gelmesinin soyut bir
birleşme olmadığı, bünyelerinde hiyerarşik bir birleşme olduğu ifade edilen iddianamede, ''Sanıkların kurmuş olduğu örgütün, işlenmesi amaçlanan suçlar açısından sadece bir
araç niteliğinde olduğu, söz konusu örgütün
toplum düzenini, kamu güvenliğini ve barışını tehlikeye soktuğu görülmektedir. Örgütün yapısı, sahip olduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaçlanan suçları işlemeye elverişli olduğu anlaşılmıştır'' denildi.
''VATAN, MİLLET, BAYRAK VE ATATÜRK SEVGİSİNİ KULLANDILAR''
İddianamede, örgütün, ''Her
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşında olması gereken ve olan; vatan, millet,
bayrak ve
Mustafa Kemal Atatürk sevgisini, kendi kişisel ve maddi menfaatleri için kullanmaya başladıklarının görüldüğü'' ifade edildi.
Sanıkların, ilişki içinde bulundukları
kamu görevlileri ile kamu görevinden
emekli olan şahısların nüfuzlarını kullanarak, kendilerine hatırlı çevre kurdukları, toplum içinde, kamu görevlileri üstünde etkin yere sahip oldukları imajı yaratarak, şahıslar üzerinde tehdit edici ve cebir uygulayan konuma geldikleri belirtilen iddianamede, sanıkların sahte kimliklerle kendilerini emekli üst düzey güvenlik görevlileri olarak tanıttıkları ve nüfuz kullandıkları kaydedildi.
Sanıkların suç işlemek amacıyla örgütlenme içinde oldukları Nisan 2006 tarihinden sonra, VKGB Hareketi Derneğinin, düşünce kuruluşu olmaktan çıktığının anlaşıldığı ifade edilen iddianamede, ''Sanıkların TCK'nın 220. maddesinde belirtilen örgütlenme içine girmelerinden sonra, söz konusu derneğin toplum önündeki imajını ve gücünü de kullanarak, iş adamlarını koruma adı altında maddi menfaat temin ettikleri, cebir ve tehdit uygulamak suretiyle para aldıkları, izinsiz kazı yapmak ve ticaretini yaparak 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na muhalefet ettikleri, ihalelere fesat karıştırdıkları, cebir ve tehdit yoluyla
baskı kurdukları tespit edilmiştir'' denildi.
AA