Bu bilgi, suç örgütlerinin elinden kaçmayı başaran çocukların polise verdikleri ifadelerde yer alırken, çetelerin işi hangi boyutlara kadar taşıdığı da gözler önüne serildi.
Çeteler, uyuşturucu ve
ölüm tehdidi ile kendilerine bağımlı hale getirdikleri çocukları, eğilimlerine göre eğitip
hırsızlık,
gasp ve
kapkaç gibi suçlarda kullanıyor. Kaçmaya çalışan
Çocukların “Her mahallede adamlarımız var. Kaçtığınız gibi geri getirilirsiniz. Bizden kaçanların aileleri perişan olur.” denilerek umutları kırılıyor. Suç işl
erken yakalanarak hapse giren çocuklar ise başka örgütler kapmasın diye cezaevinde de
kontrol altında tutuluyor. Diyarbakırlı M.A. çetenin elinden kurtulmayı başaranlar arasında. 18 yaşına yeni basan M.A., yaşadıklarını Emniyet’te ayrıntılarıyla anlattı. Verdiği bilgiler arasında en dikkat
çekici noktayı, ‘uyuşturucu’ kullanımı oluşturuyor. Hap almadan işe çıkmadıklarını belirten M.A., tutuldukları evde, her türlü hap ve uyuşturucu maddenin bulunduğunu belirtiyor. Suç işlemekte ‘becerikli’ çocukların çete üyelerinin gözbebeği olduğunu vurgularken, “Kapkaç ya da hırsızlık yapamayanlar
akşam evde hor görülür ve terslenir, yapanlar ise ‘sen geleceğin mafyasısın’ denilerek daha da özendirilir.” diyor.
H.A. da 2 ay önce başına
silah dayanarak Diyarbakır’dan İstanbul’a götürülen yaklaşık 20 çocuktan biri. İstanbul’a kaçırılış ve oradan tekrar evine dönüş öyküsünü şöyle anlatıyor: “Arkadaşlarım U.K. ve R.B. ile
Tekel Mahallesi’ndeki bir düğüne gitmiştik. Düğünün olduğu mahallenin ara sokaklarında yanımıza bir
araç geldi. 2 kişi bizi zorla arabaya bindirdi. U.K. kaçarak kurtuldu. Beni Diyarbakır’da bir eve götürdüler. Orada tanıdığım 2 çocuk daha vardı. Ertesi gün İstanbul’a geldik, Kocamustafapaşa’daki bir eve kapattılar. Başımızda silahlı 2 kişi bekliyordu. Gece yarısına kadar bekledim. Adamların uyuduğunu görünce mutfak penceresinden kaçtım. Otogara gelerek otobüsle Silvan’a döndüm.”
H.A.'nın Silvan'da durumu polise bildirmesiyle
operasyon başlatan
Emniyet Müdürlüğü, çetenin elinden 5 çocuk daha kurtardı. Yaklaşık 2 ay çetenin elinde kalan çocuklardan M.K., kendilerine günlük
hedef verildiğini söylüyor. "Çete üyeleri uzaktan bizi takip ediyordu. Yeni olduğumuz için hangi kişinin çantasının çalınacağına onlar karar veriyor, bizi yönlendiriyordu. Kaçmaya yeltensek vurulacağımızı biliyorduk." diyen M.K., çetenin içinde 2-3 yıldır bulunan kişilerin çalışma listesinin olduğu ve bunlarda hedeflerinin yazıldığını kaydediyor. Kapkaçın nasıl yapılacağının kendilerine detayıyla öğretildiğini anlatan M.K., bu konuda evin salon kısmında bulunan
tahta üzerine plan ve çizimler yapılarak eğitildiklerini dile getiriyor.
"Bizleri sabahın erken saatlerinde kaldırıp hareketler yaptırıyorlardı. Gidecekleri semte göre giyiniyorlar. Evde söz sahibi olan biri, telefonuna gelecek
çağrıyı bekliyordu. Çağrı gelmeden evden çıkılmıyordu. Her evde yaklaşık 7 çocuk, 3 de yetkili bulunuyor." diye konuşuyor. Farklı yerlerde değişik gruplar halinde gezdiklerini ifade eden M.K., "Örneğin Yeşilköy'e bir gün giden grup, en az 4 gün süreyle o semte uğramıyor. Ertesi gün gruptaki elemanlar karışarak başka bir semte çıkıyor." şeklinde konuşuyor.
3 ay önce kaybolan ve daha sonra çetenin elinde olduğu belirtilen
Behçet Yavuz'dan ise hâlâ haber yok. Behçet'in kaybolmasından 5 gün sonra çete başı olduğunu belirten bir kişi ailesini arayarak ‘polise haber vermemelerini, en kısa zamanda çocuklarına kavuşacaklarını' söylemiş. Hâlâ eve gelmeyen çocuğun babası Bişar Yavuz, başına kötü işler gelmesinden korkuyor. Diyarbakır'da çocuğu kaçırılan annelerden biri olan G.Ç., 3 yıldır haber alamamanın sıkıntısını yaşıyor. 6 çocuklu ailenin ortanca oğlu üç yıldır İstanbul'da bir çetenin elinde. Oğlunun adını vermeyen anne G.Ç., "Oğlumun çeteler tarafından kullanıldığını biliyorum. Hırsızlık ve kapkaç yaptırılıyor. Her gün oğlumun dönmesi için dua ediyorum." diye konuşuyor.
Anne G.Ç., oğlunun 2003 yılında ‘iş vaadiyle' götürüldüğünü dile getiriyor