Zaman'ın
Ankara Temsilcisi Mustafa
Ünal,
Sorgun,
Kırşehir ve
Nevşehir mitinglerini,
Dışişleri Bakanı
Abdullah Gül'ün davetlisi olarak izledi.
Bir güne sığdırdığı Sorgun, Kırşehir ve Nevşehir mitinglerinin ardından Zaman'a önemli açıklamalarda bulundu. Abdullah Gül, son günlerde manşetlerden düşmeyen çete
operasyonları konusunda hassas. Şebekelerin
Türkiye'de bu kadar etkin olmalarını, bazı kesimler tarafından kollanmış olmalarına bağlıyor. Ardından da ekliyor: "
Çeteler maalesef Türkiye'nin olgusu. Eğer bunlar yeri geldiğinde kollanmamış olsalardı asla böyle etkin olamazlardı. Her dönemde mevcudiyetleri olmuş. Bir şekilde görmezlikten gelindiği için her yeri sarmışlar. Siyasî irade kendisini açık belli ettiği için güvenlik güçleri kararlı biçimde üzerlerine gitmeye başladı. İnanılmaz yapılanmaları ve ilişkileri ortaya çıkıyor. Amaçları, milli iradeyi etkisiz hale getirmek, Türkiye'yi olağanüstü ortama hazırlamak. Çetelerle mücadele dinamik bir süreçtir. Yeni kurumlar yeni metotlar gündeme gelebilir. Yargıdan sonuç çıkacak."
Abdullah Gül,
Anayasa Mahkemesi'nin cumhurbaşkanlığı
seçimiyle ilgili
referandum kararını Nevşehir'deki miting öncesinde öğrendi. Karar, kendisi için sürp- riz oldu. "İlk yorumunuz nedir?" sorusuna, şu karşılığı verdi: "Mahkeme
halkın önünü açtı, artık geriye dönüş yok."
Terör, seçim meydanlarının en hararetli konusu. MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Erzurum'da halka attığı ip, 22 Temmuz kampanyalarının unutulmazları arasına girdi. Bahçeli'nin tavrını yanlış bulan Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çok şehit olursa
AK Parti budanır, bizim ekmeğimize yağ sürülür gibi anlayış çıktı. Liderleri tenzih ediyorum; ama kamuoyunda böyle bir hava oluştu. Türkiye, bölücü
terörle 30 yıldır mücadele ediyor. Geçmişte, yılda verdiğimiz şehit sayısı binlerle ifade ediliyordu. Şimdi onlar unutuldu. Bir tane şehit bile hepimizi derinden yaralıyor. Terörle mücadelenin silahlı boyutu kaçınılmaz. Biz kapsamlı mücadele yapıyoruz. Böyle yaparsanız terörün bataklığını kurutursunuz. Terörist öldürülür,
bataklık kurutulmazsa yenileri çıkar, doldur boşalt olur. Çok yazık olur."
Nevşehir'de Gül'ü izleyenler arasında
yabancı basın mensupları da vardı. Meydanlar kadar, cadde ve binaların pencerelerinden yansıyan ilgi de Gül'ü memnun etti. Üç mitingli güne şehrin özelliklerini, AK Parti hükümetinin bölgeye yaptığı
hizmetleri anlatan notları okuyarak hazırlandığını anlattı.
Üniversite konusuna özel önem verdi. Hem Kırşehir'de hem de Nevşehir'de 'Üniversite istediniz, biz de getirdik.' dedi.
Kürsüye çıkarken neler hissettiğini sordum. İşte cevabı: "Ben halka inanarak konuşuyorum. Bu enerji veriyor. Tüm vücudumla konuşuyorum. Bir metin okumak, inanmadığın şeyleri söylemek insanı yorar. Heybenin dolu olması önemli... Mesai gününde 40 derecede insanları meydana toplayabilmek kolay değil. Gittiğiniz yerde birkaç bin kişi toplanırsa fiyasko olur. Bizim yaptığımız cesaret işi. Halkımız çok kadirşinas. Hizmetleri takdir ediyor, yanlışları unutmuyor."
İletişim alanındaki gelişmelerin Türkiye'yi açık
topluma dönüştürdüğünü belirten Gül,
siyasetin kapalı kapılar ardında değil, halkın önünde şeffaf biçimde yapıldığını söylüyor. 'Demokrasiye en büyük hizmet Türkiye'yi açık toplum haline getirmektir.' derken ekliyor: "AK Parti aleyhine oynanan oyunların, tezgahların millet farkında. İsminde halk kelimesi taşıyan siyasi partinin halkla konuşulmasından rahatsız olmasını anlayamıyorum. Dünyada adında halk taşıyıp da halktan bu kadar uzak duran parti hiçbir ülkede yoktur."
Gül'ün, polemikten kaçınan yumuşak bir üslubu var.
Miting meydanlarında
rakip partilere yüklenirken özel bir dil kullanıyor, kalabalıktan yükselen kışkırtıcı talepler karşısında bile 'Siz her şeyi biliyorsunuz' diyor. 'Neden' diye sordum. Cevabı şöyle: "Polemik siyasi tarzım değil. Faydası da olmuyor. Dış
politika çok hassas... Bazı konuları konuşurken seçtiğim her kelimeye dikkat etmem lazım. Yoksa zararı ülkeye olur."
ABD ile
Kuzey Irak'a askeri harekat yapmama karşılığında 1 milyar dolarlık
anlaşma yapıldığı, seçim sürecinde yeniden gündeme geldi. Gül, muhalefet partilerinin eleştirilerine tepkili: "Ucuz polemik. Gizli dediler değil, anlaşma Hazine'nin internet sitesinde duruyor. Para aldılar, Kuzey Irak'a operasyon yapmamak için söz verdiler dediler. Bir
kuruş almadık. Hakkımız olan parayı almadık, herkes biliyor. Arşivlerde
gizlilik yok. ABD'yi bağlayan bizi bağlamaz. Metin ortada." Gül, 23 Temmuz için nasıl bir siyasi tablo öngörüyor? Birilerinin
CHP-MHP koalisyonu için çalıştığı görüşünde. Bunun kapalı kapılar ardında değil aleni yapıldığını anlatıyor. MHP milletvekili adaylarının Ankara'daki temaslarına dikkat çekiyor. Ancak son karar için siyaset mühendislerinin değil, halkın tercihinin önemli olduğunu kaydediyor.
Meydanlar, adaylığımın devam ettiğini gösteriyor
Abdullah Gül, dün NTV'nin sorularını cevaplandırırken cumhurbaşkanlığı adaylığının devam ettiğinin sinyalini verdi. Gül, "Adaylığınız devam ediyor mu?" sorusuna, "Meydanlar bunu gösteriyor. İhtiraslarıma, hırslarıma göre, duygusuna göre hareket eden biri değilim. Ancak halkın arzuları söz konusu olduğunda kararlılığımı muhafaza ederim." karşılığını verdi. Gül,
adaylık konusunu partili arkadaşlarıyla bir araya gelip konuşacaklarını da kaydetti.
Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla ilgili ise şu değerlendirmeyi yaptı: "Artık bu kadar yeter, baskılar hukuku siyasallaştırmasın, dediler. Bardağın taştığını herkes gördü. Hukuktan bir kez ayrılırsanız bunun sonu gelmez. Anayasa Mahkemesi üyeleri de rahatsız oldu."
Oy atmak cehenneme bilet almaksa biz yandık
Abdullah Gül'e, bir dönem birlikte siyaset yaptığı Necmettin Erbakan'ın, "AKP'ye oy vermek, cehennem
e bilet almaktır." şeklindeki sözleri de soruldu. Abdullah Gül, bir süre durdu ve ardından, "Oy atmak öyleyse... Adaylar olarak o zaman biz ne yapalım? Biz mahvolduk. Ne yapalım biz?" dedi.
Mustafa Ünal - Zaman