Balyoz davasında hakkında yakalama kararı verilen emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın avukatı Celal Ülgen, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne dilekçe vererek, Askeri Savcılık tarafından 28 Haziran 2010 tarihinde hazırlanan askeri raporun müvekkilinin lehine olmasına rağmen iddianame hazırlanırken dikkate alınmadığını öne sürdü. Ülgen, yakalamaya itiraz talepleri değerlendirilirken söz konusu raporun ayrıntılı olarak incelenmesini ve yakalamanın kaldırılmasını talep etti. Emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın avukatı Celal Ülgen, yakalamaya itirazları değerlendirecek olan İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne 11 sayfalık dilekçe verdi. Avukat Ülgen, dilekçesinde 28 Haziran 2010 tarihinde Askeri Savcılık tarafından hazırlanan bilirkişi raporuna değindi. İddianamede sanıkların aleyhindeki delillerin değerlendirilmesine rağmen müvekkillerinin lehine olan söz konusu raporun irdelenmediğini öne süren Ülgen, bu rapora rağmen müvekkilleri hakkında yakalama görüntülü tutuklama kararı verildiğini öne sürdü. Müvekkillinin mahkeme kararı ile serbest bırakılmasından sonra dosyaya tutuklamayı gerektirecek önemde ve aleyhte bir kanıt girmediğini ileri süren Ülgen, "Buna karşın müvekkillimizin masumiyetine yönelik kanıtlar dosyaya girmiştir. Somutlaştıracak olursak 28 Haziran 2010 tarihli bilirkişi raporu dosyaya girmiştir. Sanıkların lehine olan ve 'Balyoz Harekat Planı' adı verilen planın, sahte bir plan olduğunu ve hangi yöntemlerle bu planın hazırlandığını anlatan bu bilirkişi raporuna ve içindeki verilere ve bilirkişi beyanlarına göre bu yakalama görünümlü tutuklama karırının nasıl çıkartıldığını yanıtlamak oldukça güçtür." dedi. Avukat Celal Ülgen, 1. Ordu Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında verilen talimat sonucu bilirkişiler Tümgeneral Mehmet Daysal, Kurmay Albay Bayram Uğur, Kurmay Albay Erdal Toğaç, Kurmay Binbaşı Ö. Cüneyt Akyol ve Mühendis Üstteğmen Hüseyin Erol tarafından hazırlanan raporun dosyaya sunulduğunu belirterek "Ancak, gerek sayın savcılar ve gerekse yakalama kararı veren İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi dosyadaki eksik ve bilimsel nitelik taşımayan iki raporu esas almakta direnmişlerdir. Bunların biri Hava Binbaşı'nın kendisine sunulan verilerin gerçek olduğunu varsayarak verdiği rapor, diğeri ise TÜBİTAK bilirkişi raporudur. Bizim tarafımızdan da ayrıca Amerikalı adli bilişimcilerden alınan ve TÜBİTAK raporunu çürüten iki ayrı rapor dosyaya sunulmuştur." dedi. Ülgen dilekçesinde, 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nden 28 Haziran 2010 tarihli söz konusu bilirkişi raporunu detaylı inceleyerek yakalama emrinin iptaline karar verilmesini istedi.