Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, BDP Genel Başkanı Sehalattin Demirtaş ile görüşmesini, ''olağan, olması gereken, geçmişte de zaman zaman yapılmış bir görüşme'' olarak nitelendirdi ve ''Bu diyaloğun devam etmesinde fayda görüyoruz.
Umut ediyoruz ki yeni sayfa açılmış olur'' dedi.
Çiçek, BDP Genel Başkanı
Selahattin Demirtaş ve BDP Genel Başkan Yardımcısı
Gültan Kışanak ile yaptıkları görüşmeye ilişkin gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Demirtaş'ın açıklamasını tamamlamasını bekleyen Çiçek,
Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile gazetecilerin karşısına çıkarak, görüşmeye ilişkin bilgi verdi.
Çiçek, görüşmelere çok fazla özel bir anlam yüklemenin doğru olmadığını belirterek, ''Görüşmeden hemencecik her şeyin çözüldüğü, çözüleceği veya çözülemeyeceği gibi olumlu, olumsuz anlam yüklemeyi, bundan sonraki değerlendirmeleri bunun üzerinde yapmayı doğru bulmuyoruz. Neticede olağan, olması gereken, geçmişte de zaman zaman yapılmış olan bir görüşmedir'' diye konuştu.
Bu görüşmelerin sadece kendileriyle değil tüm partilerle, tüm partilerin de kendileriyle bu görüşmeleri yapmasının milletin de özlemi, arzusu olduğunu vurgulayan Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Çünkü konuştuğumuz konular, sorunlar Türkiye'nin sorunu, konularıdır. Bir partinin, iktidarın sorunu değil. İktidarda başka bir parti de olsa, onlar da bu sorunlarla karşı karşıya kalacaktır. Dolayısıyla bu diyaloğun devam etmesinde, şahsen fayda görüyoruz. Umut ediyoruz ki yeni sayfa bu manada açılmış olur.
Maalesef bu görüşmeler gizli görüşme olarak takdim edildi. Bu hiç doğru değil. Gizli görüşme olsa, bu kadar basın mensubu burada nasıl toplanacaktı? Gizli bir görüşme olsa, bu
Meclis çatısı altında niye yapılsın, herkesin rahatlıkla girip çıktığı bir yerde? Gizli bir görüşme yanı yok.''
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, seviyeli bir tartışmaya, konuyu saptırmadan kendi bağlamında tutarak yeni bir anayasa çalışmasına ihtiyaç olduğunu belirterek, yeni bir anayasa çalışması çağrısında bulundu.
Çiçek,
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada,
halk oylamasıyla beraber yeni bir sayfa açılması gerektiğini belirtti. Çiçek, vatandaşın yüksek standartta bir
demokrasiden yana tavır koyduğunu ifade ederek, referandumdan çıkan yüzde 58 oranındaki ''evet''in birinci
mesajının bu olduğunu kaydetti.
Milletin,
toplumun, temel
tercih olarak demokrasiyi seçtiğini dile getiren Çiçek, ''Demokrasiyi tercih ettiğimize göre, bu mevsimlik, geçici değil, bir temel tercih. Kaliteli bir demokrasi, yüksek standartta bir demokrasi... Bunun yolu çağdaş normlara, anlayışlara uygun yeni bir anayasadan geçiyor'' dedi.
Çiçek, bunu 2007 seçimlerine giderken de sonrasında da söylediklerini anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ama maalesef hepinizin bildiği ve
halk oylaması süresince de uzun uzun anlattığımız sebeplerden dolayı bunu gerçekleştirmek mümkün olmadı. Şimdi böyle bir ortamın var olduğunu düşünüyoruz. Bunun için de yeni bir anayasa müzakeresine, seviyeli bir tartışmaya, konuyu saptırmadan kendi bağlamında tutarak yeni bir anayasa çalışmasına, tartışmasına ihtiyaç var. Çünkü biz biliyoruz ki bir çok sorun bugünkü anayasadan kaynaklanıyor. Toplumdaki bir kısım gerginliklerin ya da bir kısım sorunların çözülememesinin temelinde anayasanın felsefesi, anayasanın öncelikleri yatıyor.
İşte 12
Eylül'de yapılan halk oylaması,
siyaset kurumuna da konuya ilgi duyanlara da bir mesajdır. Toplum diyor ki 'bize yeni bir anayasa yapın'. Bunun için de bugünden çağrıda bulunuyoruz. Öncelikle, konuya ilgi duyan hemen herkes, en başta
siyasi partiler,
sivil toplum örgütleri ve meslek kuruluşları dahil, her defasında esasın önüne geçen ve en önemli konuların gerçekleşmesinin önündeki en büyük engel gözüken 'yöntem' konusunu tartışılmamız gerekiyor.''
''YÖNTEM VE İÇERİK OLARAK GÜNDEME GELDİ''
Cemil Çiçek, ''Bir
taslak hazırlayalım, toplumun önüne sunalım'' dediklerinde, ''Siz anayasayı kendinize göre mi hazırlıyorsunuz'' şeklinde tepki gösterildiğini anımsattı.
Mecliste uzlaşma komisyonu kurulması önerilerine, bazılarının olumlu
cevap vermediklerine işaret eden Çiçek, şunları kaydetti:
''Halk oylamasına sunulan şekliyle bir yöntem denemeye çalıştık, 'bize danışılmadı, bizimle konuşulmadı, uzlaşma olmadı...' 2 aydan uzun bir süre bunu tartıştık. Şimdi o zaman millet
12 Eylül ile beraber böyle bir mesaj verdiğine göre kim bu konuyla ilgili fikir söyleyecekse evvela nasıl bir yöntemle bu yeni anayasanın yapılmasını istiyorsa bunu açıklığa kavuşturmalı. İkinci olarak da içeriğiyle ilgili bu çalışmaları şimdi başlatalım. Herkes kendi yönünden başlasın. İcap ediyorsa bir araya gelip başlatalım. Çünkü her defasında bu anayasa değişikliği veya önemli konular olduğunda klasik bir mazeret gündeme geliyor; 'aceleye getiriliyor, şimdi sırası değil, daha sonra'... Niye bunları yeteri kadar tartışmıyoruz. Şimdi önümüzde yeteri kadar zaman da var fırsat da var. Dolayısıyla bugünkü görüşmede, bu anayasa konusu, bu çerçevede gündeme gelmiştir. Hem yöntem hem de içerik itibariyle.''
''KAN, GÖZYAŞI DÖKÜLMEDEN ÇÖZME İMKANI VAR''
Konuştukları ikinci konu hakkında da bilgi veren Çiçek,
ülkede herkesin yüreğini yakan, yeteri kadar kan ve
gözyaşı döküldüğünü dile getirdi. Çiçek, bu işlerin bitmesi gerektiğine işaret ederek, artık cebir, şiddet ve
terörü bir sorun çözme yöntemi olarak gündemlerinden kesinlikle çıkarmaları gerektiğini vurguladı.
Cemil Çiçek, demokrasi ve hukuk çerçevesinde zaten her konuyu tartıştıklarını, tartışabileceklerini kaydederek, ''Böylece bu ülkenin ne sorunu varsa demokrasi, hukuk kanallarından giderek çözüme kavuşturabiliriz veya çözüm yolunda önemli bir mecraya bu sorunları yönlendirmiş olabiliriz. Biz inanıyoruz ki bu ülkenin çözülemeyecek sorunu yok ve bunu da kan, gözyaşı dökülmeden çözme imkanı vardır. Yeter ki bu noktada demokrasiyi ve hukuku çözüm noktasında bir önemli imkan, atmosfer olarak görelim'' diye konuştu.
''HERKESLE KONUŞMAYA VARIZ''
Vatandaşın,
diyalog yoluyla sorunların çözülmesini istediğini belirten Çiçek, halk oylaması sürecinde gittikleri her yerde vatandaşların, ''Niye oturup bir araya gelmiyorsunuz, niye bu işleri konuşmuyorsunuz?'' dediğini anlattı.
''Biz konuşmaya başladık. Biz ülkenin her sorununu herkesle konuşmaya varız. Herkesle konuşacağız, tartışacağız ve sorunları demokrasi, hukuk içinde kalarak çözmeye gayret edeceğiz. Bu manada bu günkü görüşme şahsi kanaatim itibariyle faydalı bir görüşme olmuştur'' diyen Çiçek, şöyle devam etti:
''(Görüştüler de ne oldu) gibi ne küçümsenecek ne de abartılacak bir zemine oturtmadan, görüşülmüş olmasının bile önemli olduğu kanaatini taşıyoruz. Bundan sonra da
ümit ediyoruz ki fırsat buldukça sadece BDP ile değil, Meclisteki her partiyle her konuyu konuşma noktasında yeni bir sayfayı başlatmış oluruz. Biz görüştüğümüz gibi partilerimiz de birbirleriyle görüşebilirler ve görüşmeliler ki bu çatı,
TBMM sorunların çözüleceği tek adres olsun. İnancımız bu. Bu çatının dışında da çözüm aranacak başka bir yer yoktur, olamaz, olmamalıdır.''
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ''Hiçbir ülke kendi sorununu başkalarına ciro edemez. Başkalarından da bu noktada çok fazla katkı beklemesi gerçekçi olmaz'' dedi.
Çiçek, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak ile yaptıkları görüşmeye ilişkin açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
''Diğer partileri de siz mi davet edeceksiniz?'' sorusu üzerine Çiçek, ''Ben bir yöntem telkin etmiyorum. 'görüşmeliyiz' diyorum. Bunun 50 tane yolu, yöntemi vardır. Biz gidebiliriz, onlar gidebilirler. Karşılıklı gelebilirler, iadeyi ziyaretler olur. Bizim ziyaret ettiklerimiz var, iade edilmesi gereken ziyaretler var. Bunların hepsini yan yana getirdiğinizde zaten bir diyalog zemini başlamış olur diye düşünüyorum'' dedi.
Çiçek, Hakkari'de meydana gelen saldırının gündeme gelip gelmediği sorusuna Çiçek, şunları söyledi:
''Bu olay, menfur bir olaydır. Hakikaten vahşettir ve masum insanlar hayatlarını kaybetmiştir. Bunu kim yaparsa yapsın evvela bu konudaki tavrımız nettir ve net olmalıdır, herkes için. Bu olayın üzerine zaten devlet, yargı kendi yönünden gidiyor. Eninde sonunda bu işin önünde, içinde, arkasında kim varsa bunlar ortaya çıkar biz de çıksın diye elimizden gelen çabayı, gayreti sarfederiz. Çünkü olaylar tüm yönleriyle ortaya çıkmalı ki suçlamalar, yanlış anlamalar, ithamlar ortadan kalkmış olsun.
Bu ülkede herkes demokrasi,
insan hakları,
özgürlük diyor. Demokrasi de insan hakları da özgürlük de insanlar içindir. İki yaşındaki çocuk bacağını kaybediyor, beş yaşındaki çocuk hayatını kaybediyorsa, kadınlar gençler,
yaşlı insanlar hayatlarını kaybediyorsa, onlar için demokrasi, özgürlüğün bir anlamı olmaz. Biz onları geri getiremeyiz. Onun için insanlar bu ve benzeri vahşetlerle, cinayetlerle hayatlarını kaybetmemelidir. Artık yeteri kadar hepimiz üzüldük, hepimiz belli sıkıntıları yaşadık. Yapacağımız her türlü çaba, böyle sonuçların bir daha yaşanmaması içindir.''
Bir gazetecinin, ''Terör sorunun çözüleceği konusunda nasıl bir hava hissediyorsunuz. Olumlu mu?'' sorusuna Çiçek, ''Ben her zaman olaylara olumlu baktım. Devlet olarak bu sorunları biz çözeriz, çözeceğiz. Bizim sorunlarımızı da başkası çözmez zaten. Hiçbir ülke kendi sorununu başkalarına ciro edemez. Başkalarından da bu noktada çok fazla katkı beklemesi gerçekçi olmaz'' karşılığını verdi.
Çiçek, bir gazetecinin, ''İmralı'nın muhatap alınmasına ilişkin mesajlar bulunduğunu'' söylemesi üzerine, bu konuların halk oylaması süresince sorulduğunu, meydanlarda konuşulduğunu, dolayısıyla sorunun ve cevabın aynı olduğunu söyledi.
Açıklamasının başında, elindeki notların görülmesini engellemek için, yanındaki gazetecilerin uzaklaşmasını isteyen Çiçek, ''Notları görüyorsunuz sonra gazetelere onlar çıkıyor. Bu hatayı bu defa yapmam. Notları göremeyeceğiniz bir yere geçin'' diye espri yaptı.
Çiçek, gazetecilerden beş soru kabul etti.