Dava; başından beri tuhaf gelişmelere sahne oldu. Ilk önce Cihaner'in
terör örgütü üyesi olmaktan yargılandığı dava
disiplin davası ile birleştirilip
Yargıtay'a alındı. Üstelik bu fotokopi üzerinden yapıldı. Sonra da Cihaner'e
tahliye kararı verildi.
Üstelik dava sürecinde yaşanacak her gelişme adım adım planlandı. Kirli planlar ise
ses kayıtları ile ortaya çıktı. Buna ramen süreç planlandığı gibi tıkır tıkır işletildi.
Son olarak Yargıtay
Ceza Genel
Kurulu'na taşınan davayla ilgili skandal ses kayıtları gündemi sarstı. Bu ses kayıtlarının hemen ardından verilen skandal karar ise hukuk tarihine geçti.
Çünkü hukukçulara göre davaya bakma yetkisi, Yargıtay'a değil yerel mahkemelere ait. Alınan karara göre sahtecilik suçlarına bakmakla görevli
Yargıtay 11. Ceza Dairesi kanunlara aykırı bir şekilde terör davasından yargılama yapacak.
Yargıtay'ın iç hukukunu da çiğneyen karar, 11. Ceza Dairesi'nin hukuksuz birleştirme kararlarının da önünü açmış oldu. Skandal ses kayıtlarında da
Ergenekon davalarının Ankara'da birleştirilmesinin planı yapılıyordu.