Avukat Kazan, Cihaner'in salıverilmesini ve bugüne kadar yapılan işlemlerin yok sayılmasını istedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na 2 sayfalık bir dilekçe sunan Avukat Turgut Kazan, Başsavcı İlhan Cihaner'in 2002 yılında birinci sınıfa ayrıldığını ve dolayısıyla Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nde yargılanabileceğini savundu. Dilekçede, "Özel yetkili Cumhuriyet savcılarının nezdinde bulundukları özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin bakamayacağı davaların soruşturmasını yapamayacaklarının kabul edilmesi gerekir" denildi. Başsavcı Cihaner'in soruşturmasında bu yasal yolun izlenmediğini öne süren Kazan, soruşturmanın 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'na aykırı başlatıldığını iddia etti. Yasaya aykırı olarak arama, gözaltı kararı verildiği ve yine yasaya aykırı olarak sorgu yapıldığı belirtilen dilekçede, yasanın 85. maddesine aykırı olarak görevli mahkemece değil, görevsiz ve yetkisiz bir naip hakimce tutuklama kararı verildiği anlatıldı. Dilekçede, tutuklamaya yapılan itirazın da yasanın 92. maddesinde gösterilen görevli mahkemece değil, görevsiz ve yetkisiz mahkemenin başkanı olan bir hakim tarafından reddedildiği ifade edilen dilekçede Avukat Kazan, "Dolayısıyla, tutuklama dahil, Erzurum Özel Yetkili Savcılığı ile naip hakimliğince alınan kararla yapılan işlemlerin yasal dayanağı yoktur. Tıpkı cumhurbaşkanı, başbakanın 'tutuklamaları' gibidir. Hepsi yok hükmündedir. Nitekim HSYK'nın yetkiye ilişkin kararı da söylediklerimizi doğruluyor. Bu nedenle, çuvallar dolusu yazılı belgenin tasnifi, incelenmesi ile yetki ve görev gibi sorunların düşünülüp değerlendirilmesi beklenmeden işlemlerin hepsi ve özellikle bir başsavcının fiilen tutulmuş olması, tümüyle yok sayılması gerekeceği gibi, öncelik ve ivedilikle müvekkilimin salıverilmesinin sağlanmasını diliyorum." dedi. (CİHAN)