Aile, eski
Başbakan Tansu Çiller, dönemin Emniyet Genel Müdürü
Mehmet Ağar ve
Veli Küçük'ün de aralarında olduğu bazı isimler hakkında suç duyurusunda bulundu.
Susurluk davası hükümlüsü eski
özel harekat polisi
Ayhan Çarkın'ın itirafları
faili meçhul yakınlarına umut oldu.
Ankara'daki faili meçhuller davasında tutuklanan Çarkın'ın,
Altındağ İlçesi
Nüfus Müdürü Mecit Baskın'ın nasıl öldürüldüğüne dair açıklamaları üzerine hareket geçen Baskın'ın eşi Raife Baskın ve ağabeyi
Necip Baskın, avukatları Taha Ayhan aracılığıyla Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdu.
Suç duyurusunda dönemin Başbakanı
Tansu Çiller, İçişleri Bakanı
Nahit Menteşe ile Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar'ın yargılanması istendi.
Ergenekon tutuklusu
emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile dönemin Özel
Harekat Daire Başkan Yardımcıları İbrahim
Şahin,
Korkut Eken, özel harekat polisleri Ayhan Çarkın,
Oğuz Yorulmaz, Ayhan Akça,
Ziya Bandırmalıoğlu, Seyfettin Lap ve Ahmet
Sakarya hakkında da 'suç işlemek amacıyla
örgüt kurmak ve adam öldürmek'ten suç duyurusunda bulunuldu.
CİNAYET EMİR KOMUTAYLA
Aile avukatı Taha Ayhan sorumluların tespit edilerek haklarında işlem yapılmasını istediklerini belirtti. Ayhan, Susurluk ve Ergenekon süreçlerinin faili meçhul davalarına da önemli katkı sağladığını söyledi.
Suç duyurusunda Çarkın'ın basına yansıyan itiraflarına atıfta bulunduklarını ve Baskın'ın 17 yıl önce öldürüldüğünde bu tarz
infazların olağan hale getirildiğini hatırlatan Ayhan, "Şimdiye kadar bu
cinayetlerle ilgili etkin bir
soruşturma yapılmadı. Aile, Çarkın'ın anlatımları ile olayın örtüştüğünü söyledi. Ancak dilekçemizde de belirttiğimiz gibi bu tarz
cinayetler, emir komuta zinciri olmadan işlenemez. Diyarbakır'daki faili meçhul davası birçok
ailenin umutlarını artırdı. Ancak Baskın ailesi gibi tüm aileler, sadece tetikçilerin değil arkasındaki gücün ortaya çıkartılmasını istiyor" diye konuştu.
GEREKİRSE AİHM'YE GİDERİZ
Türkiye'nin geçmişiyle yüzleşip bir daha böyle günlerin yaşanmaması için failleri belli olmayan bu cinayetleri aydınlatması gerektiğini vurgulayan Ayhan şöyle konuştu:
"Veli Küçük ve diğerleri üzerine somut bir suçlamamız yok. Ancak 94'ten bu yana ortaya çıkan kirli ilişkileri bağlamında adı çeken görevlilerle ilgili etkin bir araştırma talep ediyoruz. Çünkü faili meçhuller kanayan bir yara. 17 bin kişi öldürüldü, failleri bulunmadı. Soruşturma etkin devam ettirilirse hakikatleri
araştırma komisyonu işlevini yerine getirebilir. Çünkü devletin görevlileri devlet yetkileri, imkanı ve gücünü de kullandı. Dilekçeyi verdik işleme koyacaklar.
Araştırma sonucu dava açılabilir veya
takipsizlik kararı verilecek. Ancak biz davamızın arkasındayız. Etkili bir soruşturma yapılmazsa AİHM'e kadar gideceğiz"
'Gölbaşı'nda infaz ettiler'
Mecit Baskın'ın öldürülmesi ile ilgili Çarkın şu bilgileri vermişti: "Özel Harekat Daire Başkanı
İbrahim Şahin'di. Bize söylenen bu kişinin
emniyete intikalini sağlamaktı. Bilgisine başvurulacağı söylendi. Oğuz Yorulmaz, Ercan
Ersoy ve ben 1 haftalık çalışma sonucunda kendisini Nüfus Müdürlüğü'nden emniyete davet ettik. Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Seyfettin Lap ve Ahmet Sakarya'nın olduğu araçta Mecit Baskın emniyete götürüldü. 'Daire Başkanlığı'na gidiyoruz' diyerek Ayhan Akça'nın içinde bulunduğu araçta diğerleri daire başkanlığına gitti. Ancak orada yoktular. Gölbaşı'nda yanlarına gittiğimizde Baskın'ın ölmüş olduğunu gördük. Kimin öldürdüğünü bilmiyorum. Orada Ayhan Akça ile
kavga ettik, 'Bu ne biçim görev, bu ne biçim iştir' diye söyledim. 'Bu işi daire başkanı biliyor, sen karışma' dedi. Ceset orada kaldı."
Çarkın bildiklerimi anlatırım demişti
Ayhan Çarkın, Susurluk kazası ile ilgili olarak
Şubat ayında verdiği bir röportajda "Hakikatleri Araştırma Komisyonu" kurulması durumunda tüm bildiklerini anlatacağını ifade etmişti. Çarkın, "Benim girdiğim tüm silahlı çatışmalarda imzam vardır. Bu işte bir
adalet varsa ben o işte varım.Hiçbir yere kaçmayacağım. Öcalan'ın önerdiği hakikatleri araştırma komisyonu açılsın, namusum ve şerefim üzerine
yemin ediyorum gider her şeyi anlatırım. Benimle birlikte olanları, bu ülkeye
ihanet edenleri söyleyeceğime yemin ediyorum. Ama o komisyona başkaları da gelmeli. Mehmet Ağar, İbrahim Şahin ve daha başkaları da gelmeli" demişti. Kumarhaneler kralı Ömer Lütfi
Topal cinayetinde yer aldığı gerekçesiyle gözaltına alınan Çarkın, Susurluk kazasında yaralı kurtulan DYP'li
Milletvekili Sedat Bucak'ın altı korumasından biriydi. Çarkın Susurluk davasında
İstanbul DGM tarafından Ocak 1997'de tutuklandı. 4 yıl ceza aldı, 291 gün
hapis yattı.