Cindoruk,
Ergenekon davasında uygulanan gizli
tanık sisteminin kaldırılmasını istedi.
Ermenistan ile imzalanan protokolü de eleştiren Cindoruk, tarihte milli bir ayıp olarak kalacağını iddia etti.
DP Genel İdare Kurulu, Genel Başkan
Hüsamettin Cindoruk'un başkanlığında parti genel merkezinde son kez toplandı. Toplantı öncesi açıklamalarda bulunan Cindoruk, 31 Ekim'de
Anavatan Partisi ile yapılacak
birleşme, bütünleşme öncesi bunun DP'nin kendi organlarıyla yaptığı son toplantı olduğunu söyledi.
Başarılı bir çalışma yürütüldüğünü anlatan Cindoruk, 26 yıl sonra iki partinin bir araya geldiğini belirterek, bunun uzlaşma kültürünün somut bir örneği olduğunu savundu. Bu yolu takip edecek siyasi partilerin çıkacağını dile getiren Cindoruk, yoğun bir siyasi trafiğin yaşandığını ve kamuoyunda yorgunluğun başladığını ifade etti.
Türkiye-Ermenistan maçının olaysız bitmesine sevindiklerini dile getiren Cindoruk, FİFA'nın
Azerbaycan bayraklarını maça almamasının
futbol seyircisinin özgürlüğünü kısıtladığını söyledi. Türk halkının Azerbaycan'a karşı çok duyarlı olduğunu vurgulayan Cindoruk, Ermenistan'ın
saldırgan bir devlet olduğunu ve bu devletin korunmasının ise Azerbaycan'ı incittiğini savundu. Saldırganı ödüllendiren bir
anlaşma ile karşı karşıya bulunduklarını ileri süren Cindoruk, bu protokolün içlerine sinmediğini vurguladı. Komşulara şefkatli davranılmasının doğru olduğunu anlatan Cindoruk, anlaşmanın ise tarihte milli bir ayıp olarak kalacağını iddia etti.
Türkiye'nin sınırlarını haklı sebeplerle kapattığını kaydeden Cindoruk, bu nedenlerin henüz ortadan kalkmadığını belirtti. Cindoruk, protokolün Meclis'te kabul edilmesinin
Anayasa'nın 90. maddesine aykırı olacağını ileri sürdü.
AB ilerleme raporlarına karşı olmadıklarını ve
eleştirilerin bir kısmına katılabileceklerini dile getiren Cindoruk, iktidarın Türkiye'nin
Orta Doğu ülkesi olması için çalıştığını ileri sürerek, AB çalışmalarının yavaşladığını savundu. AB'nin ilerleme raporunda eleştiri yapıldığını, ama
öneri olmadığını anlatan Cindoruk, Ergenekon'un Türkiye'nin iç hukukta bir yargı organı gibi algılandığını ileri sürdü.
Demokratik açılımın içinin boş olduğunu iddia eden Cindoruk, kapı kapı dolaşılarak mektuplaşma ile zaman kaybetmeye gerek olmadığını söyledi. Cindoruk, açılıma yönelik şu önerilerde bulundu: "Temsil
adaleti için makul bir
baraj olmalı. Siyasetin finansmanı,
seçim masrafları denetlenmeli, partilerin bütçeleri Sayıştay'ın denetimine açılmalı. Memurlara
toplu görüşme ve
grev hakkı tanınmalı. Gizli şahitlik iflas etti. İftira kurumu haline geldi. Bu kaldırılmalı. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda
Adalet Bakanı ve müsteşarlar çıkarılmalı. Anayasa delik deşik oldu. Sağduyu anayasasına ihtiyaç var." (CİHAN)