TBMM eski Başkanı
Hüsamettin Cindoruk, "
Asker sussun, kışlasına çekilsin" türü eleştirilere karşı çıkarak, "Asker düşence atmosferinde ve düşüncenin hakim olduğu her alanda yazılı, çizili, sözlü fikirlerini söylesin. Bizi bu fikirlere muhtacız.Asker niye sussun?" dedi.
Cindoruk, Beykent Üniversitesi
Stratejik
Araştırmalar Merkezi'nce düzenlenen 2. Uluslararası Strateji ve
Güvenlik Çalışmaları Sempozyumu'na katılarak bir konuşma yaptı. Cindoruk, "Asker konuşsun mu?" şeklindeki tartışmalara değinerek bir değerlendirmede bulundu.
Politikacının hareket halindeki
halk kitlelerinin temsilcisi olduğunu, fazla rasyonel davranmaya vakti ve hakkının olmadığını söyleyen Cindoruk, buna karşın askerin düşünebilen, tartışabilen, hadiseleri sadece
ülke değil dünya ölçeğinde gören bir güce sahip olduğunu söyledi. Son zamanlarda Türk ordusunun bu gücü çok iyi kullandığını ve bunun en son örneğinin de
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral İlker Başbuğ'un önceki gün
Harp Akademilerinde yaptığı konuşma olduğunu hatırlatan Cindoruk "Bu konuşmaya katılmayabilirsiniz. Eleştirebilirsiniz. Ancak konuşma bilimsel bir desteğe sahipti ve düşünen orduyu temsil ediyordu" dedi.
Siyasetçilerin zaman zaman "Asker kışlasına dönsün" sözlerini hatırlatan Cindoruk, "Asker kışlasından çıksın. Ama silahlarını bırakarak çıksın. Asker işte bu gün olduğu gibi düşence atmosferinde ve düşüncenin hakim olduğu her alanda yazılı, çizili, sözlü fikirlerini söylesin. Bizi bu fikirlere muhtacız. Asker sussun. Niye sussun asker? Hiçbirimiz susmayalım. Demokratik bir rejim kuruyorsak herkes
Anayasa çerçevesinde düşündüklerini söylesin" diye konuştu.
Siyasi hayatında hep bunları dile getirdiğini anımsatan Cindoruk şunları söyledi:
"Ben siyaset içinde bulunduğum süreçte devlete el koyma işlemleriyle hep muhatap oldum. Askeri cezaevlerinde yattım. Dönüp şöyle baktığımız zaman siyasi hadiselerin kesintiye uğramasında acaba siyasi kesimlerin kusuru yok mu? Siyasi kesimlerin ihmalleri, zaafları yok mu? Ben içtenlikle söylüyorum. Çok kusurumuz vardı. Uzlaşmazlık kültürü Türk siyasetinden çıkmadıkça bu durum devam edecektir."
(CİHAN)