Zekeriya Öz’ü görevden aldırmak için daha önce de
kampanya yapılmıştı
‘İktidar ve Toplumla Mücadele Planı’nda imzası bulunduğu iddia edilen Kurmay
Albay Dursun Çiçek’in
Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara ifade vermekten son anda vazgeçmesi
Başkent kulislerinde yeni bir
senaryoyu gündeme getirdi. Çiçek’in soruşturmayı uzatarak Ergeneon savcıları ile
mahkeme heyetinin
HSYK tarafından dağıtılmasına zemin hazırladığı öne sürülen o senaryo şöyle:
Belgedeki Albay Çiçek’e ait imzanın gerçek olma ihtimali yüksek. Çiçek, planlandığı gibi önceki gün Ergenekon savcılarına ifade vermeye gitse ve el yazısı örneği alınabilseydi, kriminal inceleme kısa sürede tamamlanacak, gerçek çıkması halinde soruşturmanın seyri değişecekti.
HSYK’DA ATAMA DÖNEMİ BAŞLIYOR
Ancak Albay Çiçek ‘gelecek’ denmesine rağmen Ergenekon savcılarına ifade vermeye gelmeyince soruşturmanın
sivil ayağı şimdilik durdu. Bu nedenle askeri alanda yapılan soruşturma kısa sürede tamamlansın istendi. Çünkü, HSYK yeni hakim ve savcılarla ilgili atama kararnamesi üzerindeki hazırlıklara başladı. Hazırlıkların ay sonuna kadar tamamlanması bekleniyor. HSYK’nın bu kararnameyle Ergenekon davasına
bakan mahkeme heyeti ve soruşturmayı yürüten bazı savcıların görev yerlerinde değişiklik yapabileceği konuşuluyor. HSYK’da hükümeti
Adalet Bakanı ve müsteşarı temsil ediyor.
DAHA ÖNCE DE DENENMİŞTİ
Mahkeme heyeti ve savcı grubunun değişmesi halinde Ergenekon davasının seyrinin farklı yöne kayacağını düşünen çevreler,
komplo soruşturmasının daha kolay yönlendirilebileceğini planlıyorlar. Daha önce de
Yargıtay eski Başsavcısı
Sabih Kanadoğlu ve
YARSAV Başkanı Ömer Faruk
Eminağaoğlu da Ergenekon savcıların değiştirilmesini talep etti. Sanıkların
avukatları HSYK’ya savcıların azledilmesi için birçok kez şikayette bulundu. HSYK’nın
Zekeriya Öz’ü başka bir yerde görevlendireceği ya da daha kıdemli bir savcı atayarak Öz’ü etkisiz hale getireceği konuşuldu. Bu tartışmaların ardından soruşturmaya 3 yeni savcı daha atanmıştı.
ASKERİ YARGI SİVİL SAVCIYA DEVRETMELİ
İktidar ve Toplumla Mücadele Planı nedeniyle askeri savcılığın yaptığı soruşturmanın yanında sivil savcıların da bir an önce devreye girmesi gerektiği belirtiliyor. İşte hukukçuların ve siyasetçilerin görüşleri:
BU BELGE ASKERİ BİR SUÇ DEĞİL
Aydın
Menderes: Genel
kurmay Başkanlığının konuyu askeri savcılara iletmesi doğrudur. Ama yeterli değildir. Anayasının 145. maddesinde ‘Bu mahkemeler, askeri kişilerin; askeri olan suçları ile... ilgili davalara bakmakla görevlidirler.’ ifadesi çok açıktır.
Genelkurmay’da hazırlandığı söylenen
belge askerler tarafından hazırlanmıştır. Ancak taşıdığı amaç itibari ile TCK’nin de suç saydığı eylemleri içermektedir. Eğer varsa söz konusu belge hem TCK’nın 309 ve 311. maddeleri ile birlikte bu eylemlerin gerçekleşmesine yardımcı olacak ve TCK’nın yine suç olarak nitelendirdiği diğer fiiller açısından ilintisi açıkça ortadadır. Bunun içindir ki askeri savcılar yeterli değildir. Sivil savcılara da görev düşmektedir. Bunu temin etmekle
Hükümet ve
Adalet Bakanlığı için zorunludur.
Askeri savcıların böyle bir belgenin olmadığı kanısına varmaları yeterli değildir. Aynı kanıyı sivil savcıların da paylaşması gerekir. Sivil savcıların yapacağı çalışma bu teşebbüsün yaygınlığını ve dolayısıyla da hangi aşamaya ulaştığını aydınlatacak ilk girişim olacaktır.
KARARGAHTA MI BİTİRECEKLERDİ
Avukat Kazım Berzeg: Söz konusu belgenin Genelkurmay’da bir hazırlığı iddia ediliyor. Anayasanın 145’
inci maddesine göre askeri mekanda işlenen suçlar,
askeri mahkeme tarfından takip edilir. Ancak
Albay Dursun Çiçek imzası taşıdığı söylenen ve soruşturma konusu olan bu fiil, askeri mekanda netilendirilecek fiil değildir.
AK Parti’yi karargahta oturarak mı bitirecek?
Gülen hareketini askeri mekanda mı durduracak? Netice itibariyle askeri mekan dışında uygulanacak bir hazırlıktır bu. Suç teşkil ediyorsa bu fiilin
yetki bakımından yetkili mercinin tayini fiilin bittiği yere göre yapılır. Ayrıca
kanun teşebbüsü cezalandırıyor. Bu öyle bir teşebbüs ki askeri mekanda da başlamış olsa, askeri mekan dışında sürdürülecek bir teşebbüstür. Benim kanaatim sivil yargının görev alanına girmesi, tahkikatın sivil yargı tarafınan yapılmasıdır. Halkın
adalet duygusunun tatmin edilmesi için sivil mahkemenin konuya bakmasının uygun olduğu kanaatindeyim.
SİVİL YARGIYA TESLİM ETMELİ
Prof. Dr.
Servet Armağan: Yargıya müdahale etmemek lazım. Yargı ne yapacağını bilir. Usul kanunlardaki hükümlere göre gereğini yaparlar zaten. Konuda bir hata olursa tarafların
itiraz hakkı da var. Sürecin başlaması iyi bir şey. Önemli olan ne zaman ifadenin alınacağı değil tebligatın yapılmasıdır. Askeri mahkeme üzerine düşen soruşturmayı yapar daha sonra işin diğer kısmının sivil yargıda devam etmesi gerekir. Çünkü askeri yargının görev alanı kısıtlıdır. Sırf askeri suçlara bakar, askerlere karşı işlenen suçlara bakar. Aslolan sivil yargının bu işlere müdahele edip ele almasıdır. Askeri
savcılık ifadesini alsa bile
subay olduğu için soruşturmayı sivil yargıya devretmesi lazım.
ŞU AN YAPILAN DOĞRU DEĞİL
Prof Hüseyin Hatemi: Bu bana kalırsa hukuken
akıl erdiremediğim bir karar, madem ki ortada bir
darbe iddiası var, ortada bazı belgler var neden sivil savcılık tarafından ifade alınmıyor.
Askerlik görevne ilişkin bir şey değildir darbe. Askeri mahkemenin yetkisine girmez. Böye bir suç isnadı varsa kişi asker olsa da sivil savcılıkta ifade vermesi gerekir. Sivil savcılık tarafından yapılır incelemesi. Hukkuken yapılan bu işlem bence doğru değil.
NİTELİKTEN SONRASI SİVİLİN İŞİ
İstanbul Barosu Başkanı Muhammer Aydın: Genelkurmay’ın bu konuda duyarlılık gösterip soruşturma başlatmasını önemli görüyorum. Sivil yargının soruşturma yapmaması için hiçbir sakınca yok. AK Parti’nin soruşturma için ihbarda bulunmasına da gerek yoktu.
Savcılar zaten görevini yapıyordu. İki yönlü olarak bakılması, olayın önemini ve ülkede sıkıntı yaratmaya yönelik olarak duyarlılığın neticesi diye düşünüyorum. Askeri savcılık belgenin niteliğiyle ilgili bir soruşturma yapacak soruşturma sonrası için tüm gelişmeler ise sivil yargıyı ilgilendirir.
STAR
taraf_komplo