- Diyarbakır’da PKK tarafından kaçırılan 14 yaşındaki Sinan Bökçüm’ün ailesine destek ziyaretleri devam ediyor.
- Kürt siyasetçi ve yazar İbrahim Güçlü, PKK’nın kaçırdığı çocuklarla ilgili PKK’nın, hükümetin ve MİT’in açıklama yapması gerektiğini söyledi.
- Güçlü: Acaba ortak bir anlaşma mı var? Çocuklar dağa çıkıyor hükümet ses çıkarmıyor...
- Anne Aysel Bökçüm: İki uzman devletin askeriyle benim oğlum da devletin öğrencisidir..
Diyarbakır'da 23 Nisan günü PKK'nın Devrimci Gençlik Lise Yapılanması, her okuldan 5 -6 çocuğu Lice ilçesine götürdü. Bunlardan biri de Mehmet Sinan Bökçüm(14) oldu. Oğlunu örgütten alamayan aile, ‘PKK oğlumu ver’ adıyla oturma eylemi başlattı. Aileyi her gün çok sayıda kişi ziyaret ediyor, telefonla arayıp destek oluyor. Aileyi ziyaret eden Kürt yazar ve siyasetçi İbrahim Güçlü, 15 çocuğun, bazı açıklamalara göre ise 25 çocuğun PKK tarafından kaçırıldığının bilindiğini söyledi. Güçlü, “Bu çocuklar hepimizin çocukları, onun için sivil toplum örgütleri siyasi partilerin üzerinde duracağı önemli konulardan bir tanesidir. Bu sorun daha önce basında birçok kere dile getirildi. PKK’nın 13 -14 ortaokul lise hatta ilkokul öğrencilerini, dağa götürmesi yeni bir sorun değildir. Ancak duyarsızlıktan dolayı kanayan yaranın üzerinde durulmadı. Bununla ilgili PKK eleştirilmedi, bu insanlık suçunun engellenmesi konusunda çaba sarf edilmedi.” diye konuştu.
“HÜKÜMETİN GEÇMİŞTEN DAHA ÇOK, ÇOCUĞUN ÖRGÜTE KATILDIĞINI TESPİT ETMEMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR”
Kürt siyasetçi, çocukların dağa gitmesiyle ilgili çok ciddi iddiaların olduğunu belirterek, “Okullarda bir takım öğretmenler çocuk haklarını savunması gerekirken onların dağa gitmesinde aracı oluyorlar. Ailenin tespiti doğru. Başka bir ailede de gördüm. Okul müdürü çocuğun kendi iradesini gittiğini söylüyor. Eğer öğretmenlerimiz haklarımızdan habersizse elbette bu çocukların bunu bilmesi olanaklı değildir. Devlet de sorumludur, Başbakan da sorumludur. Şu anda bir barış sürecinden bahsediliyor. Silahlı mücadele dönemi bitmiştir. Madem ki bitti. Hükümet, MİT ve Öcalan’la konuşuyorsa böyle bir proje üzerinde çalışıyorlarsa, hükümet bu bölgede geçmişten daha çok çocukların örgüte katıldığını tespit etmemesi mümkün değildir.” diye konuştu.
“ACABA BİR ANLAŞMA MI VAR HÜKÜMET SES ÇIKARMIYOR”
Sinan Bökçüm ve diğer çocuklarının tutumu ile ilgili hükümetin açıklama yapmak zorunda olduğunu anlatan Güçlü şöyle devam etti: “Sinan gidişine ya da diğer çocuklarının tutumu ile ilgili hükümet açıklama yapmak zorundadır. Hükümet her konuyla ilgili açıklama yapıyor bununla ilgili yapmıyor. PKK ise yine açıklama yapmıyor. Hükümet ve Öcalan’la görüşen MİT’in şunu bilmesi gerekiyor. Acaba ortak bir anlaşma mı var? Çocuklar dağa çıkıyor hükümet ses çıkarmıyor. Abdullah Öcalan’ın PKK’ya silah bıraktırmasına inanan hükümet, Öcalan kanalıyla çocukların getirilmesi konusunda neden bir çaba içine girmez. Yoksa böyle bir çabayı talep mi etmiyor. Öcalan ile görüşme yapanlar 1 Mayıslarla ilgili kadınlara selam göndermekle ilgili konuştuğu halde bu çocuklarla bir konuşma yapmıyor. Öcalan ‘Biz zaten silahı bırakıyoruz niye dağa gidiyorsunuz’ neden demiyor. Ya da hükümet bu konuyla ilgili neden konuşmuyor. PKK bunları biliyor duyuyor. Ailesinin feryadı dünyaya ulaştı. Büyük ihtimalle ABD Dışişleri'nden bir açıklama beklemesi uzak değildir. Dünyayı yayılıyor. PKK biz diyor bir tane gönderirsek bize karşı geliştirilen sivil itaatsizlik eylemi ördüğümüz duvar yıkılır. Evet çocuklardan ördüğünüz duvar yakılmalı.”
ANNE AYSEL BÖKÇÜM: İKİ UZMAN DEVLETİN ASKERİYLE BENİM OĞLUM DA DEVLETİN ÖĞRENCİSİDİR
Oğlu için başlattığı eylemin 11. gününü geride bırakan anne Aysel Bökçüm ise devletin iki uzman için gösterdiği çabayı çocuklar için gösterdiğini dile getirdi. Anne Bökçüm, “Benim oğlum devletin öğrencisidir. Dünyayı ortaya koydunuz iki asker için. Gözüm de yoldaydı askerler bırakılınca. Ben de vatandaşım. İlla askere gitmem mi gerekiyor. Kimse neden sesimi duymuyor. Benim oğlum da öğrencidir.” diye konuştu.
CİHAN