Sır, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
Kuzey İskandinav ülkelerinde
intihar oranlarının yüksek olduğunu, bunun gün ışığının görünmemesinden kaynaklandığına dikkati çekti.
Kuzey İskandinav ülkelerinde depresyonda olan insanlara günün doğduğu dönemde aşağı yukarı yarım saat süreyle gün ışığına çok benzeyen bir ışık verildiğini kaydeden Sır, ışık tedavisi denilen bir yöntemin kullanıldığını aktardı.
Güne
erken başlamanın insan sağlığı ve metabolizması yönünden daha iyi olduğunu ifade eden Sır, şöyle dedi:
''
Güneş doğduktan sonra hemen çalışmak insan psikoloji açısından iyi bir şey. Kötü bir şey değil.
Sabah erken başlamak, hatta günün
doğumuna gözü açık olmak ki bunu depresyonun tedavisinde fototerapi olarak kullanıyoruz, ışık tedavisi diyoruz. O nedenle gün doğumunda insanların gözlerinin açık olması ve kısa süre içerisinde çalışmaya başlaması da olumlu bir şey. Güne erken başlamak insanı daha zinde yapacaktır. Gün ışığını seyretmek duygusal yönden depresyonun tedavisinde kullandığımız bir yöntemdir. Bizde ayrıca bir gariplik vardır.
İlkokul çocukları güne erken başlıyor. Ama büyük insanlar
mesaiye saat 09.00-10.00'da başlıyor. Daha geç başlıyor. Aslında tam tersi olması gerekiyor. Erişkin insanların daha erken başlayıp çocuklara da uyuma zamanı tanınması gerekiyor. Biz çocukları erkenden okula gönderiyoruz. Ama erişkinlerin mesaisi daha geç başlıyor.''
-Farklı zaman dilimi olabilir-
Sır,
yurt dışında özellikle büyük ülkelerde mesai için farklı zaman dilimleri kullanıldığını,
Diyarbakır ve
İstanbul arasında güneşin doğuşu arasında yaklaşık 1 saatlik sürenin bulunduğunu vurgulayarak, ''Güneşin doğuşu ve
batışı doğu ile batı illerinde farklı ama
mesai saatleri aynı. Bu da insanların güne daha geç başlamasına sebep oluyor. Akşam da yine gün karardıktan sonra eve dönmelerine neden oluyor. Türkiye'de mesai açısında 2 farklı zaman dilimi olabilir'' diye konuştu.