Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Milletvekili Faruk Bal, MİT’in ulusal ve uluslararası hukukun tanıdığı iki legal kuruluş olan emniyet ve ordunun yanında üçüncü bir kuruluş haline getirildiğine işaret etti. Anayasa ve mevzuata göre meşru iç ve dış güvenliği polis ve askerin üstlendiğini belirten Bal, hukuk ve mevzuat dışına çıkıldığında bu görevli personelin yargılandığını hatırlattı. Hukuk devletinin yasama, yürütme ve yargı organlarıyla dengelenmiş mekanizmasının üzerine yeni bir güç, yeni bir kudret inşa edildiğini kaydeden Bal, piyasa ekonomisinin üzerine de MİT’in gücünü ortaya koyarak Türkiye’nin yepyeni bir bilinmeze doğru sürüklenmek istendiğini ifade etti.
Yasa teklifine göre MİT’in iç, dış operasyon yapabilir hale geldiğini anlatan Bal, “Ordudan tank ister, top ister, uçak ister, füze ister, gerekirse veya kafasına eserse dış operasyonda birtakım işleri yapar. Yargılama yok. Bu MİT’in görevi dediğiniz zaman akan sular durulur. Türkiye’ye göre durulur da uluslararası hukuka göre durulur mu? Hayır. Uluslararası hukuka göre durulmaz. Siz TIR’larla sevk ettiğiniz silahlarla ilgili Türkiye’yi muaheze ettireceksiniz” dedi.
HAK VE HÜRRİYET İHLALİ
Kanun teklifiyle vatandaşın çekirdek hakkı denilen savaş halinde dahi ilişilemeyecek alanlarına MİT’in sokulduğunu anlatan Bal, özel hayatın gizliliği ile temel hak ve hürriyetlerin ihlal edildiğini kaydederek, “Vatandaşlar arasındaki eşitlik hukuku bozuluyor. Konut dokunulmazlığı ortadan kalkıyor. İfade hürriyeti, haberleşme hürriyeti, basın hürriyeti, halkın haber alma hürriyeti ve hak arama hürriyetini kısıtlanıyor. Mahkemelerin bağımsızlığını tehdit altına sokuluyor” ifadelerini kullandı.
DİLEDİĞİ BELGEYİ ALABİLECEK
Yasa ile MİT’in dilediği belge ve bilgileri istediği kurum ve kuruluştan alabileceğini, dilediği kurum ve kuruluşların bilgisayarlarına girip elektronik bilgilerine ulaşabileceğini dile getiren Bal, bu bilgileri vermeyenlerin de 3 yıldan 12 yıla kadar hapis cezasına çarptırılabileceğini söyledi. Bal, MİT’e verilen yetkilerle birlikte Türkiye’de AKP’nin ayağına dolanan herkesin risk altına girdiğini ifade etti.
Hükümetin MİT Yasası’nı Yüce Divan’dan kurtulmak için çıkardığını belirten Bal, “Operasyonlarda ortaya çıkan yolsuzlukları, hırsızlıkları, kara para aklamalarını, altın kaçakçılıklarını örtbas edebilmek onun delillerini yok edebilmek ve onları bulan polisleri savcıları çete şekline dönüştürerek onlara karşı bir istiklal mücadelesi verirken MİT’e de bir misyon vermek için bu yasa çıkarılıyor” şeklinde konuştu.
AMAÇ OSLO’YA YASAL ZEMİN
MİT Yasası’nın ikinci amacının Oslo ve İmralı görüşmelerine yasal zemin kazandırmak olduğunu belirten Bal, şunları söyledi: “Türkiye’de analar ağlamasın, PKK yurtdışına çıkacak aldatmacası ile PKK silahıyla birlikte Türkiye’nin Güneydoğu Bölgesi‘ndeki mezra, köy, ilçe, belde ve vilayete indi. Bunlar gece silahlı, gündüz külahlı. Gece tehdit ediyor, gündüz külahıyla hükmediyor. Orada örgüt Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından vergi topluyor. Vatandaşlarımızı askere alma söylemi adı altında dağa gönderiyor. Asayiş birlikleri, öz yönetim adı altında kimlik kontrolü yapıyor ve şehitlikler kuruyor. Bu bölgelerde adayları ben belirlerim diyerek milletin iradesini hakim olmaktan çıkarıyor, terör örgütünün iradesini oraya hükümran kılıyor.”
30 Mart özerkliğin ilan seçimi oldu
BDP’li yetkililerin söylemlerini de hatırlatan Bal şunları söyledi: “Son seçimler belirlenmiş olan bu bölgenin sınırının çizilmesi seçimidir. Buralarda özerkliğin ilanı seçimi, özerkliğin referandumudur. Buralara hakim kılınan, AKP’nin meşrulaştırdığı müzakerelerle masasına oturduğu İmralı’daki ağır hapis mahkumuna liderlik ve özgürlük seçimidir dediler. Bu kapsam içerisinde hükümet yetkililerinin gideceği yer, Yüce Divandır. Abdullah Öcalan uyardı. ‘Yüce Divan’a gidiyorsunuz, ben sizi kurtaracağım’ dedi, bu kanunu getirdiler.”
STK VE PARTİLERİN “İNİNE” GİRECEKLER
İktidarı otoriter ve dikta anlayışı içerisinde olmakla suçlayan Bal, iktidarın ayağına dokunan basının MİT Kanunu ile tehdit altında olduğunu vurgulayarak, “Kendi tabirleri ile her siyasi partinin, si,vil toplumö örgütlerinin inine girecekler, siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsuru olmaktan çıkacak. İktidara karşı muhalefet kudretini yok edecekler. Giremedikleri şirketlerin içine girecekler onları ya yandaş hale getirecekler, ya da ortadan kaldırmaya teşebbüs edecekler” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin istibdat devleti haline getirilmek istendiği söyledi.
BUGÜN GAZETESİ