Genelkurmay İstihbarata Karşı Koyma Komutanı
Tümgeneral Muharrem Mutlu Arıkan'a ait olduğu iddia edilen ses kaydı önceki gün internete düşerken, kayıttaki
Ergenekon itirafları kamuoyunda şok etkisi yaptı. "Bunların yayınlanması uygun değildir.' diye yazmışız. O da tutanağa geçirmiş ve dolayısıyla onları koymamış oraya. Daha neler var..." şeklindeki sözler,
soruşturma sürecindeki sıkıntıları da gözler önüne serdi. Şüphelilerde bulunan binlerce
belge Genelkurmay'a sunulmuş, ancak 'gizli' denilerek çoğunun
dava dosyalarına girmesi engellenmişti. En dikkat
çekici örneklerden biri Genelkurmay danışmanı olduğu ileri sürülen Nuran Yıldız'ın notlarıydı. TSK, '
Askerî
casusluk ve
şantaj' çetesinden çıkan 165 bin belgeyi de 'gizli' saymıştı.
Ergenekon davasının üçüncü iddianamesinin klasörlerinde ise 214 'çok önemli' belge 'sır' olarak kaldı.
Ergenekon soruşturması sürecinde yapılan operasyonlarda özellikle Genelkurmay'a ait çok sayıda belge ele geçirildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı sorduğunda da Genelkurmay kendisine ait belgelerin çoğu için, 'TSK'ya ait olduğu ve içeriği itibarıyla yetkili makamların
kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgilerden olduğu' şeklinde
cevap verdi. Ancak zamanla bu belgeler arasında Türkiye'yi sarsan bilgiler çıktı. Bunun çok yakın örneği Zaman gazetesinde yayımlanan dönemin Genelkurmay İstihbarat Şube Müdürü
Albay Turgut Ak'ın imzası olan belge. 'Gizli' ibareli belgede, dönemin
Kara Kuvvetleri Komutanı
İlker Başbuğ'un, danışmanı Nuran Yıldız'ı parti liderlerine göndererek
seçim sürecini yönettiği öne sürülüyor.
CHP, DYP ve Anavatan'a Meclis'e girmemeleri yönünde talimat verildiğini gözler önüne seren belgede, Başbuğ, dönemin
Anavatan Partisi lideri
Erkan Mumcu'ya özetle şu mesajı iletmiş: "
Anayasa Mahkemesi'yle konuştuk, AKP'yi kapatacaklar. Erdoğan, Gül ya da Arınç'tan biri seçilirse TSK müdahale edecek. Yeni oluşum sözü veriyoruz."
Bu belge kendisine sorulan Genelkurmay, 'gizli' cevabı vermişti. Ancak daha sonra
emekli Albay Levent Göktaş'a ait olduğu iddia edilen 51 No'lu DVD'de çıkınca Ergenekon dava dosyasına girmişti. Yine aynı şekilde, '
İrtica ile Mücadele
Eylem Planı' belgesinin ofisinde bulunduğu
avukat Serdar Öztürk'ten de 70 adet
gizli belge çıktığı dosyada yer aldı. Bu belgeler içinde 'Kaos Planı' çıkmıştı. Ergenekon ana davası
tutuklu sanığı emekli asker Fikret Emek'ten elde edilen iki adet klasör içinde çok
gizli belgeler olduğu bildirilen ağzı mühürlü bez
torbalar dava dosyasından çıkarılarak adli emanete alınmıştı.
CASUSLUK DAVASINDA 165 BİN BELGE 'SIR' OLDU
Ergenekon
terör örgütü soruşturmasını başlatan İstanbul Başsavcı Vekili
Zekeriya Öz'ün talimatıyla, 9
Nisan 2008 tarihli tutanakta şu bilgiler yer alıyor: "
Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülmekte olan 2007/1536 soruşturma kapsamında soruşturma savcısının talimatları ile soruşturma kapsamında elde edilen 'ÇOK GİZLİ' belgelerin bulunduğu
görevsizlik kararına bağlı iki klasör ile 13 adet CD'nin torba içerisinde ağzı mühürlü olarak Genelkurmay Başkanlığı'na gönderilmesine..."
Yargılaması süren '
Askerî casusluk ve şantaj' iddianamesinde devletin güvenliğini tehlikeye sokacak 165 binden fazla belge çeteden çıktı. Genelkurmay, bu belgelerin yayınlanmamasını istedi. Savcılık, bu belgeleri adli emanete kaldırdı. Öte yandan Ergenekon davasının üçüncü iddianamesinin 185 klasöründe 214 'çok önemli' belge ise 'sır' kapsamında dava dosyasına girmedi.
Ergenekon davası tutuksuz sanığı İşçi Partili Hayati Özcan'ın İzmir'deki ev ve ofisinde ele geçen 4 adet CD'de çıkan belgeler de Genelkurmay'a sorulmuştu. Genelkurmay, belgelerin 'TSK'ya ait olduğunu ve içeriği itibarıyla gizli kalması gerektiğini' bildirmişti. Bu belgeler arasında '2004 yılı Ege Bölgesi ve yurtiçi, yurtdışı bölücü, yıkıcı, irticai,
azınlık ve misyonerlik faaliyetleri takibi çizelgesi', '
Okul,
dernek,
vakıf, dershane isimleri' ve 'Karargah Evleri konulu 5 sayfalık belge' de bulunuyordu.