Gazeteci Ömer Şahin'in
Kanal A'daki "Görüş Farkı" programına katılan
Vedat Bilgin,
Anayasa Mahkemesi'nin
tasfiye edilmesini, 27
Nisan muhtıracılarının ve 27
Mayıs'ın yargılanmasını istedi. Mustafa Çalık da, 411 oyla Meclis'ten geçen başörtüsüyle ilgili
düzenlemeyi esastan bozan
Anayasa Mahkemesi'nin suç işlediğini savundu. Çalık, Anayasa Mahkemesi'nin
Menderes'i asan
Yassıada Divanı'nın devamı olduğunu da kaydetti.
27 Mayıs'ın soykırım suçu gibi olduğunu, zamanaşımına uğramayacağını söyleyen Çalık, 12
Eylül Anayasası'na ilişkin olarak ise şunları söyledi: "Türk milliyetçilerinin Kenan
Evren'in Anayasasının değişmemesi için herhangi bir sebepleri olamaz.
Muhsin Yazıcıoğlu'nu
beraat edeceği davadan 3 senesi hücreden, 7 küsur sene içerde yatıran adamlar yargılanmalıdır. Yılma Durak'ın kolunu kıran adamlar, Mahir Damatlar'a 60 gün işkence eden adamlar yargılanmak zorundadır. O adamların bize dayattığı Anayasayı savunacak sebebimiz yoktur."
Mustafa Çalık ve Prof.Dr. Vedat Bilgin programda bütün darbelerin altında 27 Mayıs zihniyeti olduğunu savundu. Her iki isim de sembolik olsa bile 27 Mayıs darbesinin yargılanmasını istedi. MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin Başdanışmanı olan Bilgin, askeri darbelerle ilgili de şunları söyledi: "Bizdeki darbeler bir gelenek oluşturdu ve bütün gerekçelerini 27 Mayıs ideolojisinden aldı. 27 Mayıs'ta askeri
vesayete geçilmiştir. Bu da Baascı ideoloji ile pekiştirilmeye çalışılmıştır. Seçimle gelen ilk Başbakanı cinayetle yok eden darbenin sorumluları hiç olmazsa gıyaben yargılanmak zorundadır. Bütün darbecilerin yargılanması, bunun önünün açılması lazım.
27 Nisan e-muhtıra sonuncusudur ve çok önemlidir.
Cumhurbaşkanlığı seçimine müdahale etmek istediler. Kim istiyor? Seçilmişler mi?
Hayır. Meclis'in hukukunu ortadan kaldırarak müdahale istemek çok ağır suçtur. Sivil bir mahkemede bu işin açığa çıkması lazım. 27 Nisan, 28 Şubat'ta yargılanmalı, kamu vicdanı aydınlatılmalı"
Ülkücü hareketin tanınmış aydınlarından ve bir dönem BBP'de
Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte
siyaset yapan Dr. Mustafa Çalık, darbelere ilişkin ağır açıklamalar yaptı: "27 Mayıs, yeniçeri eşkiyalığıdır. En başta Türk ordusunu mundar etmiştir. Bir nesli mahvetmiştir. Mustafa Kemal'in haberdar olmadığı bir Kemalizm
icat etmiştir. Mustafa Kemal'in görse yırtıp çöpe atacağı,yüzlerine çarpacağı Anayasa, milletvekili yemini uydurmuşlardır."
Mustafa Çalık, 1982 Anayasas'na da giren
Atatürk milliyetçiliği gibi bir kavramın gerçekte olmadığını vurguladı. "Kemalist milliyetçilik uydurmadır" diyen Çalık, Atatürk ilke ve inkılapları cümlesinin Anayasa'dan çıkarılmasını istedi. Atatürk'ün ölümüne kadar geçerli olan 1924 Anayasasını örnek gösteren Mustafa Çalık, şöyle devam etti: "Atatürk'ün ahirete göçtüğü gün yürürlükte olan Anayasa'nın hiçbir yerinde Atatürk ilke ve inkılapları ibaresi, Atatürkçülük lafzı, Atatürk milliyetçiliği yoktur. Kesinlikle Anayasa'dan çıkarılmalıdır. Anayasa'da olmasının sakıncası şudur: Kişi kültüne dayalı hukuk olmaz. Bu safsatadır. Bunu Atatürk dahi yapmış olsa yanlış olurdu."
ATATÜRK'ÜN İLKE VE İNKILABI MİLLİ İRADE'DİR
Prof.Dr. Vedat Bilgin ise Atatürk'ün ilke ve inkılabı olmadığını savundu. Bunu Atatürk'ün bizzat kendisinin "Size dogma bırakmıyorum" diyerek söylediğini ifade eden Bilgin, "Atatürk
miras olarak TBMM'ni bırakıyor. Atatürk'ün ilkesi diyebileceğimiz şey
milli iradeye saygılı olmaktır, her halükarda Meclis'i açık tutmaktır. Bir de bağımsızlıktır. Bağımsızlığın temsil yeri de Meclis'tir"
Mustafa Çalık, Anayasa Mahkemesi'nin
Adnan Menderes ve 3 bakanı asan Yassıada Divanı'nın devamı olduğunu savundu.
İdam kararı veren Mahkemenin başkanı olan Salim Başol'un Anayasa Mahkemesi'nin ilk başkanı olduğunu da hatırlatan Çalık, "Anayasa Mahkemesi'ne gerek yoktur. Yargısal denetim için değil, milli iradeyi vesayet altına almak için kurulmuştur" görüşünü savundu. Çalık,
AK Parti, MHP, DTP'lilerin 411 oyuyla kabul edilen başörtüsü yasağını sona erdirmeyi hedefleyen Anayasa değişikliğini "esastan" inceleyen Anayasa Mahkemesi'nin büyük suç işlediğini öne sürerek, "Anayasa Mahkemesi o kararı verdiği
vakit münfesih duruma düşmüştü. Bunun icabı, Savcıların üyeleri derhal gözaltına alarak Suçüstü mahkemesine sevketmesiydi. Karara iştirak etmeyen üyeler de suçludurlar.
Haşim Kılıç'ın da o karar üzerine
istifa etmesi gerekirdi. Hiçbir
organ kaynağını Anayasadan almayan
yetki kullanamaz. O yetkiyi kullanan kişi, kurum, kuruluş gayrimeşrudur"
ANAYASA MAHKEMESİ VESAYET KURUMUDUR
Vedat Bilgin de Anayasa Mahkemesi'nin hukuki değil,ideolojik bir kurum olduğunu ve 27 Mayıs'ta bu misyonla kurulduğunu savundu. Bilgin, "Bu vesayet kurumlarının tasfiye edilmesi gerekir. Bunlara ihtiyaç olabilir, ama muhteviyatının yeniden tanımlanması gerekir. Milli irade, gelenek, kültürün esas alınarak, işlevini kolaylaştıracak düzenleme aracı olarak yeniden tanzim edilmeli."
TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİN KENAN EVREN ANAYASASI'NI SAVUNACAK MAKUL SEBEBİ YOKTUR
Mustafa Çalık,
Kenan Evren'in eseri olan
12 Eylül Anayasası'nı hiçbir Türk milliyetçisinin savunamayacağını söyledi. 12 Eylül'de işkence gören
ülkücüleri hatırlatan Çalık, "Muhsin Yazıcıoğlu'nun bereaat edeceği davadan yedi küsür sene içeride yatıran, üç küsür senesini hücrede yatıran adamlar yargılanmalıdır. Postalla Yılma Durak'ın kolunu,
Namık Kemal Zeybek'in gözü önünde kolunu kıranlar yargılanmalıdır. Mahir Damatlar'a 60 gün işkence eden adamlar yargılanmak zorundadır. Bu adamların bize dayattığı anayasayı savunmak için bir makul sebebimiz yok. (CİHAN)