Milliyet Gazetesi’nde yayınlanan tutanaklarda Öcalan, çözüm sürecini sabote edecek tarzda kışkırtıcı ifadeler kullanıyor. “AKP’yi 10 yıldır ayakta tutan benim, biz AKP’yi çıkartan gücüz” ifadelerini kullanan Öcalan, süreç başarılı olmazsa halk savaşı yaşanacağı tehdidini savuruyor. Çözüm sürecine destek veren kesimleri hedef alan Öcalan, hükümetle pazarlık yapmak istediğini dolaylı bir dille anlatıyor. Bu çerçevede Başbakan Erdoğan’ın ‘başkan’lığını destekleyeceklerini belirtiyor. Öcalan, Sırrı Süreyya Önder’in “Sizin konumunuz ne olacak?” sorusuna şu cevabı veriyor: “Ne ev hapsi, ne de af... Bunlara gerek kalmayacak. Herkes, hepimiz özgür olacağız. Başarılı olursam, ne KCK tutuklusu kalır ne de başkası. Bu olmazsa 50 bin kişiyle halk savaşı olacak. Ölen ölecek, ben karışmıyorum. Yalnız, herkes bilmeli ki, ne eskisi gibi yaşayacağız, ne de eskisi gibi savaşacağız. Kendime güveniyorum. Şunu iyi bilin devlet de benden vazgeçemeyecek.”
Öcalan'a ait olduğu iddia edilen bu ifadelerin kamuoyuna yansıtılması ortak görüş olarak "çözüm sürecine sabotaj" şeklinde yorumlanırken, AK Parti ve BDP’den kritik isimler Habur ve Oslo sürecini sabote eden güçlerin bir kez daha aynı çabayı sergilediğini düşünüyor. Derin güçlerin bu süreci de tıkamayı hedefleyerek, İmralı görüşmeleriyle başlayan yeni barış çabalarını da baltalamaya çalıştığı belirtiliyor.