Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül,
Türkiye ile
Ermenistan arasında diplomatik ilişki kurulmasını engelleyen sorunlar ortaya çıktığını belirterek, “Bugün bulunduğumuz noktaya gelinmesinden Türkiye'nin sorumlu olduğunu düşünmüyorum. Bu durumdan hoşnut olduğumuzu söyleyemem” dedi.
Azerbaycan Milli Meclisine hitap eden Gül, Azerbaycan ve Türkiye arasındaki ilişkilerin siyasi, iktisadi, diplomatik, enerji, ticaret, eğitim, kültür ve
iletişim gibi çok boyutlu ve zengin bir dokusu olduğunu söyledi.
İlişkilerin en öncelikli ve önemli paydasının iki
ülke arasındaki soy, dil ve
inanç birliği olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, ilişkilerin başka ülkeler arasında görülmeyen özel karakterini bu boyutun verdiğini kaydetti.
Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkileri “kardeşlik” olarak tanımlayan Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu kardeşlik duygusunu şu şekilde görürsünüz ki, Azeri Türkü'nün canı yandığı zaman bizim de yanar. O ağladığında, biz de ağlarız. O mutlu olduğunda biz de oluruz. Bu öyle samimi bir duygudur ki, uluslararası ilişkileri tasvir etmek için kullanılan çıkar, menfaat, güç dengesi gibi kavramlar, onu anlamak için kifayet etmez. Kardeşlikte menfaat olmaz, düşmanlık olmaz. Biz isteriz ki, ülkemizin varlığı Azeri Türkü'ne güven versin.”
AZERBAYCAN'IN DEMOKRATİK YAPISI
Çağımızda kalıcı bir
refah ve istikrarın ancak
demokrasi koşullarında sağlanabileceğini belirten Gül, Azerbaycan'ın demokratik yapısını güçlendirmek ve
insan hakları standartlarını yükseltmek için samimi bir çaba içerisinde olduğunu ifade etti. Gül, Azerbaycan'ın bu yöndeki çabalarının devamını kuvvetle desteklediklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Gül, Azerbaycan'da gelecek yıl yapılacak ve bütün dünyanın yakından izleyeceği cumhurbaşkanlığı seçimlerinin Azerbaycan demokrasinin gelişimi ve ulaştığı olgunluğu göstermesi açısından önem taşıyacağını söyledi.
Türkiye, Azerbaycan ve
Gürcistan arasında gerçekleştirilen
boru hattı projelerine değinen Gül, bu projelerin stratejik
işbirliğinin gelişmesi yönünde cesaret verici olduğunu dile getirdi. İlişkilerin gerçekleştirilmeyi bekleyen büyük potansiyeli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, “Bizlerin görevi zor da olsa her alanda işbirliği yapılması için daima çalışmaktır” dedi.
Gül,
bölgesel projelerin gerek barış ve istikrara gerek global enerji güvenliğine büyük katkı sağladığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Gül, “Bölgede atılan olumlu adımları izlemekle yetinen ve söz konusu projelerin dışında kalmayı
tercih edenler yaptıkları hataların bedellerinin, sandıklarından daha ağır olduğunu ileride anlayacaklardır. Hızla küreselleşen dünyada bu tür bölgesel entegrasyon çalışmalarının dışında kalarak istikrarlı bir devlet yapısı kurmak mümkün değildir” diye konuştu.
ERMENİSTAN İLE İLİŞKİLER
Türkiye ve Azerbaycan'ın Ermenistan ile ilişkilerine de değinen Cumhurbaşkanı Gül, şunları söyledi:
“Türkiye, Ermenistan Cumhuriyeti'ni 16
Aralık 1991'de tanımıştır.
Karadeniz'e sahili olmadığı halde Ermenistan'ı Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'na davet etmiştir. Buna rağmen, Türkiye ile Ermenistan arasında diplomatik ilişki kurulmasını engelleyen sorunlar ortaya çıkmıştır. Bugün bulunduğumuz noktaya gelinmesinden Türkiye'nin sorumlu olduğunu düşünmüyorum.
Bu durumdan hoşnut olduğumuzu söyleyemem. Zira bölgemizin huzur ve istikrarı açısından, bölgedeki tüm ülkelerin birbiriyle ikili ve çok yönlü düzeyde iyi komşuluk ilişkileri içinde bulunmalarının gerekli olduğuna inanıyorum.
Ermenistan'ın bir yandan komşusu Türkiye'ye karşı hasmane davranışlar içinde bulunmasının, bir yandan da diğer komşusu Azerbaycan'ın
topraklarını işgal altında tutmasının bugünkü durumun sebebi olduğunu artık tüm dünya görmelidir.
Biz,
Güney Kafkasya Bölgesinin huzur ve istikrarı için temel uluslararası hukuk ilkeleri olan toprak bütünlüğüne saygı, anlaşmalarla tanınmış sınırların değişmezliği ve dokunulmazlığı, uyuşmazlıkların barışçıl yollardan çözümü ilkelerine sadakat gösterilmesini esas kabul ediyoruz. Yukarı Karabağ sorununun da Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü içinde, barışçı yollardan çözümü için gereken katkıyı ve desteği sağlamaya devam edeceğiz.
Öte yandan, Ermenistan'ın tarihin yargılanmasını tarihçilere bırakması gerektiği şeklindeki görüşümüzde hiçbir değişiklik olmadığını, paylaşılmış tarihimizin birlikte incelenmesi için oluşturulmasını önerdiğimiz Ortak
Tarih Komisyonu teklifimizin halen geçerliliğini koruduğunu bir kez daha vurgulamak isterim.
Ermenistan 1915 olaylarının yorumlanmasını başka ülkelerin parlamentoları nezdinde takip etmeyi sürdürdükçe ilişkilerin normalleşmesiyle ilgili bir gelişme beklenmemelidir.
Bölgemizdeki çok taraflı işbirliği projeleri, enerji, iletişim, ulaştırma alanlarında Güney Kafkasya'daki iki ülke Azerbaycan ve Gürcistan ile Türkiye arasında sağlam temellere dayalı güçlü bir ortak alan yaratmaktadır. Böylece barış ve işbirliği ruhu içinde hareket edilmesinin halklara ne gibi kazançlar getirdiğini Ermenistan halkının da görmekte olduğunu umuyorum. Bölgedeki projelerin barış, işbirliği, istikrar ve iyi komşuluk ilişkilerine saygı duyan diğer ülkelere de açık olduğunu Ermenistan yöneticilerinin de anlamaları gerektiğini düşünüyorum.”
“AVRASYA YÜZYILA DAMGASINI VURACAK”
Cumhurbaşkanı Gül,
Bakü-Tiflis-
Ceyhan, Bakü-Tiflis-
Erzurum ve Bakü-Tiflis-
Kars projeleriyle
Avrasya'nın yeni bir konum kazandığına işaret ederek, “İçinde bulunduğumuz yüzyıla damgasını vuracak olan bölge Avrasya'dır” dedi.
Hazar havzasının Avrasya'nın mihenk taşını oluşturan, tarihi İpek Yolunu çağdaş projelerle taçlandırarak somut bir gerçeklik haline getiren özelliğe sahip olduğunun altını çizen Gül, Türkiye ve Azerbaycan'ın Avrasya jeopolitiğinin omurgasını oluşturduğu kaydetti.
Gül, “Doğu ile
batı arasında uzanan bu işbirliği platformunu Türk dilini konuşan
toplum kuşağı üzerine inşa etmemizin yararına da inanıyorum” diye konuştu. Azerbaycan ile
Türkmenistan arasında “Hazar Geçişli
Doğalgaz Boru Hattı Projesi” hayata geçirildiğinde Hazar havzasının
doğu-batı enerji koridorunun en önemli
transit mevkisine dönüşeceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, “Bunlar bizim Avrasya vizyonumuzun temel taşlarıdır. Bu vizyon Türk dünyasının da ortak vizyonudur” dedi.
Konuşmasının son bölümünde Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine tekrar değinen Gül, şunları söyledi:
“Hem Azeri kardeşlerimizin parlak geleceğine hem de iki ülke ve halkları arasındaki kardeşliğin bölgemizin ve hatta çok daha geniş bir coğrafyanın geleceğine damgasını vuracağına inancımız daha da güçlenmiştir.
Bizler yüce milletimizi tanımayanların hayallerine dahi sığmayan bu ortak hedeflere hep birlikte varacağız. Ebedi Türkiye-Azerbaycan kardeşliği uğrunda bugüne kadar alın teri dökenlerin, bu yolda birçok zarar gören ve her şeyini hatta yaşamını dahi yitirmekten çekinmeyenlerin bu inançlarının boşa olmadığını hep birlikte göstereceğiz. Yaşasın Türkiye-Azerbaycan dostluğu ve kardeşliği.”
Gül, konuşmasının sonunda da Azerbaycan parlamentosu üyeleri tarafından ayakta alkışlandı. Azerbaycan Milli Meclisi Başkanı
Oktay Asedov, Gül'ün Azerbaycan'da bulunmasından son derece memnun olduklarını belirterek, “Her iki ülke
terör meselesinde, bölgesel meselelerde birdir, bir olacaktır” dedi.
AA