O şimdi bilimler tarihi konusunda dünyanın önde gelen otoritelerinden birisi oldu...
DÜNYA onu yıllardır el üstünde tutsa da
Türkiye onu önceki gün
İstanbul Gülhane Parkı içindeki Has Ahırlar Binası’nda
Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından açılan ‘
İslam Bilim ve
Teknoloji Tarihi Müzesi’’yle yeniden tanıma fırsatı buldu. Bilimler tarihi alanında dünyanın sayılı otoritelerinden birisi olan, Süryanice,
İbranice ve Latince dáhil 27 dili çok iyi derecede bilen Frankfurt Üniversitesi Arap-İslam Bilimleri Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Fuat Sezgin’in, Türkiye’den ayrılma nedeni cunta tarafından üniversiteden atılmak olmuş.
O 147 PROFESÖRDEN BİRİ
İSLAM Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi kurucusu Prof. Dr. Fuat Sezgin, 1961 yılında 36 yaşındayken Türkiye’yi neden terk ettiğini şöyle anlattı: 1960 yılında bir hükümet darbesi gibi bir şey oldu. Askerler devletin idaresini ele geçirdiler.
Milli Eğitim Komitesi diye bir yer kurdular. Kararları hemen alabiliyorlardı. Bu kararlardan biri de Türkiye üniversitelerini
tasfiye etmekti. Bir gün bunlar, ‘Hangi
profesörler zararlıdır?’ diye bir liste çıkarmışlar. Bunların listeleri
kanun gibiydi.
Gazeteler, 147 profesörün atıldığını yazıyordu. Benim de adım vardı’ dedi.
ÇAĞIRDIKLARINDA GİTMEMİŞTİ
‘ASKERİ idarenin bir mülki idareyi bertaraf ederek devletin başına geçmiş olmasından memnun olmadım’ diyen Prof. Dr. Sezgin, ‘Bir çok şeyler bekliyordum ama bir gün üniversiteden atılacağımı beklemiyordum. Hatta Türkiye’yi kendiliğimden terk etmeyi de düşünmüyordum. Çünkü memleketime çok bağlıydım. Bu hadiseden bir yıl evvel,
Almanya’da
misafir doçent olarak bulunuyordum. Bana orada doçentlik yapmamı
teklif ettiler. Bu teklifi gülerek reddettim. ‘Ben İstanbul’u, Türkiye’yi nasıl terk ederim?’ dedim.
Özür dilediler’ diye konuştu.
GİDİŞİM BENİM İRADEM DIŞINDA
PROF. Sezgin, sözlerini şöyle sürdürdü: Gazetedeki ‘zararlı profesörler listesini ve ismimin bu listede olduğunu görünce ülkeden gitmenin artık benim iradem dışında olduğunu anladım. Gazeteyi çantama koydum,
Süleymaniye Kütüphanesi’ne gittim ve hemen orada üç tanıdığım dostuma
mektup yazdım. İki Amerikalı, bir de Frankfurt Üniversitesi’nin eski rektörü olan dostlarıma ‘Bana bir yer bulun, geleceğim’ diye yazdım. 30 gün içinde üçünden de
cevap geldi. Üçü de beni memnuniyetle kabul ediyorlardı. Ama ben Frankfurt’u
tercih ettim, Frankfurt’a gittim.
İslam bilimlerini bizden iyi biliyorlar
Prof. Dr. Fuat Sezgin,
modern Avrupa’nın İslam ilimlerine bakışı konusunda da şöyle konuştu: Avrupa’daki iki cereyandan biri, neticeleri bilen Avrupalılar, ikincisi ise 18. yüzyılda ortaya çıkmış olan yanlış bir Bilimler Tarihi görüşü. O görüşün adı Rönesans. Burada
Yunanlılar’da bir bilim gelişmesi vardı ve doğrudan doğruya Yunan kitaplarının neticesine dayanarak bilimlerini geliştirdiler. Bu Rönesans tarifi içerisinde Müslümanlar’ın varlığı yok. Bu tamamıyla uydurma bir dünya görüşünden ibaret.
MAZİYLE BAĞLARIMIZ KOPMUŞ!
BİR
Fransız filozofu 1923 yılında yazdığı bir kitapta Rönesans’ı alaya alıyor; ‘Profesörler kulisinde uydurulan bir dünya görüşünden ibarettir’ diyor. Benim temas ettiğim ve tanıdığım Avrupalılardan yola çıkarak, Avrupalılar’ın İslam Bilimleri’ni Türklerden daha iyi bildiklerini söyleyebilirim. Türkler olarak maziyle bağımız o kadar kopmuş, Avrupalıların 17. yüzyıldan itibaren üstünlük bayrağını ellerine almalarını görmek bizi o kadar bastırmış ki, bunun aksini düşünemiyoruz bile.
STAR GAZETESİ