10
Nisan 2003
Kerkük.
1
1 Nisan 2003 Musul.
Tapu ve nüfus idareleri peşmergeler tarafından yağmalanıyor.
Demografik yapıyı değiştirmek için
Türkmen ve Araplara ait kayıtlar yakılıp yok ediliyor.
Bu sırada
Irak birlikleri
Kuzey'i terk etmiş,
bölge tamamen
Amerikan birlikleri ve peşmergelerin hakimiyetine geçmiş durumda.
***
Süleymaniye'de konuşlanan Türk
özel harekat timi gelişmeleri yakından izliyor.
Türk istihbaratı bölgede etkin. Meydana gelebilecek olaylar hakkında önceden haber alma kabiliyetine sahip.
Türkmenler de Türk askerine
yardımcı oluyor,
rehberlik yapıyor.
Nitekim, Türkmenlere ait tapu kayıtlarını yok etme hazırlıkları istihbaratçıların başarılı çalışmasıyla önceden öğreniliyor ve Süleymaniye'de görevli
özel birlik bu kayıtların tamamını kopyalayarak Türkiye'ye gönderip, güvence altına alıyor.
***
Türkiye'nin Kuzey Irak'taki etkinliği sadece bu kritik
operasyonla sınırlı kalmıyor.
Bölgedeki Türkmenlere, Türkiye'den yardım malzemeleri ulaştırılıyor:
İlaç,
yiyecek...
***
Bu sırada peşmergeler, bölgede Türkmenleri ve Arapları yok sayarak her istediğini yapabilmek için Amerikalıları kışkırtıyor ve Süleymaniye'deki birliğin etkisiz hale getirilmesine karar veriliyor.
Çuval olayından önce, 22 Nisan 2003'te Türkmenlere
gıda ve ilaç götüren Türk timi, "Silah taşıyorsunuz" iddiasıyla ABD birlikleri tarafından durduruluyor.
Yardım konvoyundaki Türk askerleri 2 gün süreyle alıkonuluyor.
ABD'liler "Misafir ettik" diye açıklama yapıyor ama asıl amaç Türk birliğini caydırıp, hareket kabiliyetini kısıtlamak ve peşmergeleri bölgenin tek hakimi haline getirmek...
***
Ardından Türk-Amerikan ilişkilerini derinden yaralayan "
çuval olayı" meydana geliyor.
4 Temmuz 2003 tarihinde.
Yani ilk olaydan yaklaşık 2,5 ay sonra.
Süleymaniye'deki Türk karargahında görevli bir binbaşı komutasındaki 11 Türk özel harekatçı ve Türkmen mihmandar, Amerikan 173. Hava İndirme Tugayı'na bağlı askerler ve peşmergelerin
baskınına uğruyor.
Baskın sırasında Türk askerleri gelenleri önceden görüyor. Ancak Amerikalılar daha önce de o binaya birkaç kez "
kahve içmeye" geldiği için bunun bir saldırı olduğuna ihtimal verilmiyor.
Ta ki, Amerikan askerleri teslim olmalarını söyleyene kadar.
***
Olay sırasında Türk özel harekatçıları
silahla karşılık verme fırsatı buluyor ancak bunu
tercih etmiyor.
Peki hepsi özel eğitimli bu askerler neden teslim oluyor? Birincisi;
Süleymaniye timi, üstlendiği kritik operasyonu tamamlamış olmanın, yani tapu kayıtlarını Ankara'ya ulaştırmanın verdiği rahatlıkla hareket ediyor.
İkincisi; timin
komutanı serinkanlı davranarak, iki
ülke arasında ağır sonuçlar doğurabilecek büyük bir çatışmayı önlüyor. "Karşılık vermeyin" diyor.
***
ABD'liler 11 asker ve Türkmen mihmandarı derdest edip başlarına çuval geçirerek götürüyor ve 60 saat süreyle sorguya çekiyor.
Ama gerek sorgulamada, gerekse büroda yapılan aramalarda Türk "özel ekiplerinin" gizlice yürüttüğü "tapu operasyonuna" ilişkin herhangi bir
belge ya da bilgiye ulaşılamıyor.
***
Süleymaniye'deki Türk askerleri her ne kadar başlarına çuval geçirilmiş olsa da, kopyalanıp götürülen belgelerle, asıl çuval tapu kayıtlarını yakarak her şeyi yok edeceklerini sanan peşmergelerin başına geçmiş oluyor.
***
Süleymaniye'de önemli olan, Türk askerlerinin hem operasyonu başarıyla tamamlaması, hem zayiat vermemesi, hem de iki ülke ilişkilerini içinden çıkılmaz bir noktaya sürüklememesiydi.
Çünkü Amerikan askerlerine karşılık verilmesi durumunda çıkacak çatışmada ölü sayısı yüksek olabilirdi. Nitekim, olay sırasında
Genelkurmay Harekat Başkanlığı görevini yürüten Kor
general Köksal Karabay, emekliye ayrıldıktan sonra çok önemli bir detayı şöyle açıklıyordu: "
ABD askerleri Türk timinin bulunduğu sokağa girdiklerinde tim komutanı kapıya çıkıp 'hoşgeldiniz' diyor. ABD'liler üzerine çullanıyorlar.
Bu sırada herkes ateş etmeye hazır. Ama tim komutanı binbaşı Aydın elini kaldırarak 'ateş etmeyin' diyor. Olayı soruşturan ABD'li Korgeneral John Slyvester'in 'Neden ateş etmediniz' sorusuna Tim komutanı
Binbaşı Aydın E. 'O kadar acemice geliyorlardı ki, ateş etsek en az 60 kişiyi öldürürdük. Biz de ölürdük ama iki ülke arasında kapanmaz bir yara oluşurdu' diyor. Bunun üzerine General Slyvester'in tim komutanını Aydın'ı alnından öpüyor."
***
Türk askerleri serbest bırakıldıktan sonra ABD
Genelkurmay Başkanı'nın Türk Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Hilmi Özkök'ü arayarak özür dilediği ve şu mesajı ilettiği öne sürülüyor: "
Askerlerinizin anlayışlı davranması beni çok mutlu etti. Tanrıya bin
şükür, askerleriniz ve askerlerimiz evlerine sağsalim dönebildi."
***
Bu olaydan 7 yıl sonra, kamuoyuna açıklanan "Musul ve Kerkük'teki tapu operasyonu" haberi gösteriyor ki, Türkmenlerin bölgedeki gayrimenkulleri güvence altına alınmış, operasyon başarıyla tamamlanmıştır...
TAKVİM
Süleymaniye şehrinde Türk askerinin başına çuval geçiren Amerikalı komutan Orgeneral
Raymond Odierno ile Hasan Iğsız'ın birlikte çekilmiş fotoğrafı ortaya çıkmıştı: