Macit, "
Anayasa Mahkemesi'nden açıkçası beklediğimiz sonucu göremedik. Parti meclisi toplanacak ve
referandum öncesi
DSP'nin anayasa değişikliğiyle ilgili tavrını, görüşünü kamuoyuyla paylaşacağız. Şu an da referandumla ilgili netleşmiş bir görüşümüz yok." dedi.
Parti Genel Merkezi'nde gazetecilerin
Anayasa değişikliği ve referanduma ilişkin sorularını yanıtlayan Macit, DSP olarak
iktidara Anayasa'yı uzlaşarak değiştirme talebinde bulunduklarını ancak bu önerilerinin iktidar tarafından kabul görmediğini belirtti.
Macit, "Anayasa değişikliğinin
HSYK ve
Anayasa Mahkemesi'nin yapısı ve parti kapatmayla ilgili DSP'nin görüşleri var. Bu görüşleri üzerinde çalışılarak değiştirilebilirdi ama AKP yetkilileri bu önerimize sıcak bakmadan kendi görüşlerini getirdiler." diye konuştu.
Yargı bağımsızlığı konusunda
düzenlemede kaygılarının olduğunu belirten Macit, Adalet Bakanlığı'nın yargı üzerinde olağandan daha fazla etkisi olacağına dikkat çekti.
Anayasa Mahkemesi'nden bekledikleri sonucu göremediklerini ve referandum için netleşmiş bir tavırlarının olmadığını ifade eden Macit şunları söyledi: "Biz Anayasa Mahkemesi'nden açıkçası beklediğimiz sonucu göremedik. Ama nihai kararımız, DSP kurumsal bir partidir. Yetkili kurulları toplanacak, Başkanlık Kurulumuz en kısa sürede toplanacak. Parti meclisi toplanacak ve referandum öncesi DSP'nin anayasa değişikliğiyle ilgili tavrını görüşünü kamuoyuyla paylaşacağız. Şu an da referandumla ilgili netleşmiş bir görüşümüz yok."
Anayasa Mahkemesi ve HSYK'nın yapısıyla ilgili maddeler konusunda kaygılarının olduğunu hatırlatan Macit, Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararını açıklanmasıyla tavırlarının daha da netleşeceğini kaydetti.
"MAHKEME PAKETİ ESASTAN İNCELEDİ TARTIŞMALARINA KATILMIYORUM"
Macit
mahkemenin paketi esastan incelediği tartışmalarına katılmadığını savunarak şöyle devam etti: "Anayasa değişikliğine Anayasa Mahkemesi ancak şekli yönden bakabilir ama burada bir de boşluk var.
Türkiye Cumhuriyeti kuvvetler ayrılığı ilkesine göre kurulmuş bir devlettir. Bu prensipte yargı, yürütme, yasama. Şimdi, eğer bu kuvvetlerin biri diğerinin alanına girerse bunu de denetleyecek bir kurum olması gerekir. Yani gerek şekil gerek esas olarak.
Burada kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı bir
uygulama var. Yürütmenin ki anayasa değişikliğini yürütme getirdi. Kim ne söylerse söylesin yürütme getirdi. Niçin yürütme getirdi? Yürütmenin getirdiği '
taslak' dendi '
teklif' dendi. Zaten orada bir çelişki var. Bize geldiklerinde ve diğer partilere gittiklerinde
Başbakan Yardımcısı vardı, Grup
Başkanvekili vardı ve
Adalet Bakanı vardı. Gelen 3 kişinin içinde 2 tanesi yürütmenin bakanıydı. O nedenle yürütme getirdi. Yürütmenin yargının yetkisinin bir kısmının Adalet Bakanlığı'na geçecek şekilde yapmış olması yargı yetkisinin yürütme yetkisinin emrinde olması, o görüntüyü vermesi aslında esasa girme şekle girme tartışmasını boşa çıkarıyor. Orasında
kanun koyucu bir açıklama koymamış yani Anayasa'da bu ilk 4 maddedeki değiştirilemez maddelerle ilgili bir şey. 'Teklif edilemez' diyor. Peki, teklif etti o zaman ne olacak. Teklif ettiği zaman bunu düzenleyecek, iptal edecek bir kurum olması lazım. O nedenle orada bir boşluk var. Bu boşluğu dolduran bir düzenleme yaptı Anayasa Mahkemesi. Oraya girdi o nedenle esastan inceledi' şeklindeki eleştirileri yanlış buluyorum. Eğer Anayasa Mahkemesi, bu anayasa paketini komple iptal etmiş olsaydı veya hatta işte anayasaya aykırılık iddiasındaki yargının yetkisiyle ilgili maddeleri iptal etmiş olsaydı o zaman 'yasamaya müdahale etti' denilebilirdi ama böyle bir durum yok."