22 Temmuz 2007 genel
seçimlerinin sonuçları pekçok bakımdan önemliydi. Ancak bu sonuçların, geleceğe dönük hesapları en fazla bozan b
ölümü,
AK Parti’nin güneydoğuda aldığı oyların beklenenden çok yüksek olmasıydı.
Türkiye’de bazı ‘gizli ittifaklar’a değinmek, bunları gün yüzüne çıkarmak, birilerini fazlasıyla ürkütür. Aynı zamanda bildik suçlamalarla (
komplo teorisi vs.) karşı karşıya kalırsınız. Bunların hiçbir değeri yok; çünkü konuşmak zorundayız.
***
Esasen 2004
yerel seçimleri, güneydoğuda önemli bazı ipuçlarını ortaya çıkarmıştı. DTP’nin o dönemde üç ilde, Van,
Bingöl ve
Siirt’te belediye seçimlerini kaybetmesi, pekçok yerde AK Parti’nin ciddi oy oranlarına ulaşması; bir bakıma yakın geleceğe işaret ediyordu.
Bugün DTP’nin 56 belediye başkanlığı bulunuyor. Bunlar arasında sembolik değeri en fazla olan
Diyarbakır. Burada seçim kazanmak bir bakıma DTP için varlık meselesi. Daha açık konuşmak gerekirse, Diyarbakır’da seçim kaybetmek
PKK için bir ölüm kalım meselesi.
Bu ifadeyi özellikle kullanıyorum; çünkü PKK Diyarbakır’da bu işi ne kadar önemsediğine dair işaretler vermeye başladı.
Abant Platformu’nun Diyarbakır’da toplanmasına engel oldu. Üstelik bunu son derece açık bir tehditle gerçekleştirdi. Seçim yaklaştıkça benzeri hamleleri beklemek için kahin olmaya gerek yok.
***
AK Parti, 2007 seçimlerinde aldığı sonuçların ardından, Diyarbakır başta olmak üzere bu bölgede pekçok belediye başkanlığını kazanma üzerine bir
hedef geliştirdi.
Gerek hükümet, gerekse partinin Diyarbakır’daki etkin isimleri, seçim stratejisini ‘
hizmet vurgusu’yla oluşturmayı planlıyor. DTP’nin ‘ideolojik duruş’ üzerine bina ettiği seçim taktiğini bu şekilde aşmayı hedefliyor.
Zaman zaman ortaya çıkan bazı açıklamalar, Diyarbakır’ı alma konusunda ‘hizmet’ dozunu aşsa da, AK Parti’nin olabildiğince sakin bir seçim stratejisi izlediği söylenebilir.
Böylece PKK-DTP hattının gerginlik üzerinden hedeflediğini,
iktidar partisi ‘hizmet’ ve ‘barış’
mesajıyla yakalamaya çalışıyor. AK Parti, eğer uygun
aday bulabilirse, Diyarbakır’ın gergin siyasi atmosferinde köşesine çekilen çok sayıda seçmeni sahaya çekerek başarılı olabilir.
***
Bir yandan yerel
seçim takvimi işlerken, diğer yanda DTP’ye yönelik
kapatma davasının sonucu da seçimler üzerinde çok ciddi etkide bulunacak. DTP,
Anayasa Mahkemesi’nden istediği ‘mağduriyet’ kozunu elde edebilirse, yerel seçimlerde bunu kolaylıkla lehine çevirebilir.
İşte tam burada yazının başında ifade ettiğimiz ‘gizli ittifaklar’a geliyoruz.
Acaba güneydoğuda AK Parti’nin DTP’nin önüne geçme ihtimalinden rahatsız olan güçler, bu partiye istediği seçim avantajını verebilecek mi?
DTP’nin bir kanadının siyasi merkezin asıl sahibi olarak gördüğü bazı güçlere ‘Laiklik konusunda AK Parti’ye karşı ortak mücadele verebiliriz’ mesajı verdiğini unutmayalım.
Bakalım bu mesaj güç merkezlerinde nasıl bir karşılık buldu.
Ve bakalım o güç merkezleri, PKK-DTP hattında sahip oldukları ittifakı sürdürme konusunda ne kadar kararlı olacaklar.
***
Sizi bilemem. Ama
Balıkesir’de olanlar beni fazlasıyla endişelendirdi.
Allah göstermesin, bu tür olaylar artarsa, bunların ortaya çıkaracağı bir atmosferde malum ittifaklar istediğini alabilir. Ama kaybedenin Türkiye olacağı kesin.
Anayasa Mahkemesi’nden siyasi iktidara, güneydoğudan Türkiye’nin en batısına kadar zor bir sınavdan geçiyoruz.
Gizli ve kirli ittifakların oyunlarını bozmak için daha iyi bir fırsat olamaz.
NASUHİ GÜNGÖR/STAR