Dava 26 Eylül'e ertelendi.
Van 4. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde görülen
davanın 3. celsesi bugün yapıldı.
Sabah saatlerinde adliyeye getirilen
sanıkların
duruşması saat 16:00'da başladı. Duruşmada
tutuklu sanıklar
korucu Osman Ergen, korucu Metin Babat, Fahri
Işık, Hasan Mert, Fehim Kına, Yasin Sürücüoğlu, Hanife
Arslan (70), Selahattin Döğer, Nurettin Özdil ile tutuksuz sanıklar
Seyfi Güzel, Nazım Sarı hazır bulundu. Sanıkları 8
avukat savunmak için hazır bulundu.
Fahri Işık'ın avukatı Melisa Telsaç ile Selahattin Döğer'in avukatı
Taner Polat, müvekkillerinin kendi iradeleri dışında
örgüt üyeleri ile
telefon görüşmesi yaptıkları ve etkin pişmanlık yasasından yararlanmalarını talep etti.
Tutuklu sanık 70 yaşındaki Hanife Aslan'ın avukatı Dincel Aslan da, müvekkillinin Beriitan kod adlı örgüt üyesini tanımadığını, görüştüğü Zeynep isimli kişinin teyzesinin kızı olduğunu belirterek, rahatsızlığı sebebiyle
tahliyesini talep etti.
Sanıklar yaptıkları savunmalarında örgüt ile bir ilişkilerinin olmadığını iddia ederek, tahliyelerini talep edip, telefon görüşmelerinin kayıtlı olduğu belirtilen CD'lerin
mahkeme ortamında dinlenmesini istedi.
Sanıklardan Hanife Aslan'ın, kürtçe yaptığı savunması
mübaşir tarafından Türkçe'ye çevrildi. Aslan,
yaşlı olduğunu ve kimseyi dağa gönderecek gücünün olmadığını,
hasta yatağından kalkarak duruşma geldiğini söyledi.
Sanıklardan korucu Metin Babat, 5 sayfalık yazılı savunmasını mahkemeye verdikten sonra kısa olarak özetini yaptı. Babat, 1988 yılında
terör örgütünün köylerini bastığını ve akrabalarından 28 kişinin hayatını kaybettiğini ölenler içinde ailesinin fertlerinin de olduğunu örgüte
yardım ve yataklık yapmasının söz konusu olmadığını savundu.
Duruşma savcısı Yılmaz Kıstı, telefon kayıtlarının kovuşturma aşamasında tekrar dinlenmesi ve yeni tanıkların yargılamaya bir yarar getirmeyeceği için taleplerin reddini istedi.
Savcı Kıstı, sanıklardan Metin Babat, Hanife Aslan ve Hasan Mert'in üzerlerindeki suçun vasıf ve mahiyeti,
delil durumu göz önünde bulundurarak tahliyesini istedi.
Mahkeme heyeti verdiği kısa bir aradan sonra savcının talebini yerinde bularak sanıklardan Metin Babat, Hanife Aslan ve Hasan Mert'in tahliyesine, diğer sanıklar Osman Ergen, Fahri Işık, Fehim Kına, Yasin Sürücüoğlu, Selahattin Döğer, Nurettin Özdil tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Mahkeme heyeti, İkiyaka köyünde 1998, 1999 yıllarında silahlı
terör örgütü tarafından bir baskının olup olmadığı ve yapılmışsa sonucu hakkında bilgi verilmesi için
Yüksekova İlçe Jandarma Komutanlığı'na müzekkere yazılmasına, iddia makamının esas hakkındaki mütalaası26 Eylül 2008 tarihine erteledi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
Hakkari'nin
Dağlıca bölgesinde 21
Ekim 2007 gecesi terör örgütü tarafından yapılan baskında 12 asker şehit olmuş, 16 asker yaralanmış ve 8 asker terör örgütü tarafından kaçırılmıştı. Baskınla ilgili yürütülen
soruşturmalarda örgüte bilgi verdiği iddia edilen 11 kişi hakkında terör örgütü üyesi olmak, terör örgütüne yardım ve yataklık etmek suçlarında dava açılmıştı.
Dağlıca baskınında sonra Yüksekova'da
jandarmanın daha önce
mahkeme kararı ile yaptığı
teknik takip sonucunda yaptığı operasyonda içinde 2 köy korucusunun olduğu çok sayıda kişi gözaltına alınmıştı. Van
Cumhuriyet Savcısı Çetin Akkaya yürütülen soruşturma sonunda hazırlanan iddianamede İkiyaka Dağları ve Doski Vadisi'ndeki
terörist grupların lideri olan ve Dağlıca baskının yöneten kişilerden biri olan 'Agit' kod adlı Vahyettin Karay isimli teröriste ait telefonla 'Zindan' kod adlı Hüseyin isimli teröristin sanıklardan Beşir kod adlı korucu Osman Ergen ile baskından önce sürekli telefonla görüştüğü ifade edilmişti. Söz konusu görüşmelerin ve mesajlaşmaların dökümlerine yer verilerek, terör örgütü ile muhbirleri arasında yapılan görüşmelerde yapılan gizli şifrelerin çözümü iddianameye yansıtılmıştı.
Tutuklu sanık köy korucusu Osman Ergen'in 7 Ekim 2007 saat 21:26'da Zindan kod adlı teröriste cep telefonuyla çektiği ve içeriğinde "Merhaba amcaoğlu, Goziri, 22 (asker) vardır. Gece ile gündüz, 10 tane (korucu), 12 tane (rütbeli asker) orda kalıyor. Aynı sayıda karşısında bot yolunda, üstünde bir tepe var orda kalıyorlar. İyi akşamlar selamlar" şeklindeki mesajı iddianamede yer almıştı.
Korucu Ergen, ifadesinde SMS ile verdiği bilgileri doğrulayarak, verdiği bilgilerden dolayı pişman olduğunu böyle bir eylemin yapılacağını bilmediğini ileri sürmüştü. Terör örgütüne çevrede olup biten, askeri hareketlilik korucuların faaliyetleri hakkında bilgi verdiğini
itiraf etmişti.
CİHAN