Dağlıca baskınıyla ilgili yeni belgeler vahim hataları gözler önüne seriyor.Baskın öncesi
PKK’lıların bölgede olduğu üç kez
rapor edilmiş.
Askerleri helikopter isteği reddedilmiş.Olay sırasında üç bölük komutanı da izinli.Baskın günü projektör yakılması da cabası…
baskınında PKK tarafından
esir alınan sekiz asker Tabur Komutanı
Topçu Kurmay Yarbay
Onur Dirik’in “kanat raporunda” suçlanmış, bu erlerin “büyük zararlar doğuran emre itaatsizlik” suçu işlediğini ve bu yüzden şehit sayısının arttığı iddia edilmişti. Dirik ayrıca sekiz askerden er
Ramazan Yüce’nin “vatanına ve birliğine açık şekilde
ihanet ettiği ve iki
personeli teslim olmaya zorladığı” suçlamasında da bulunmuştu.
EL BOMBASIZ NÖBET
Ancak
Taraf’ın elde ettiği ve iddianamede yer alan belgeler ve askerlerin ifadeleri, PKK’lıların o bölgede bir buçuk ay önce saptandığını, Dağlıca baskınından üç gün önce dokuz yüklü
katırla göründüklerini, baskının olduğu günün altı saat öncesinden yine PKK’lı grupların yoğun faaliyet gösterdiğinin tespit edildiğini ortaya koyuyor. İfadelerde davanın seyrini değiştirecek çarpıcı bilgilerde var. Tepede bulunan mevcudun çok yetersiz kaldığı, askerlerin
el bombası olmadan on günlük gönderildiği PKK’lıların çevrede olduğunun bilinmesinden ötürü askerlerin “endişe duyarak gerildiği”, “diken üstünde” oldukları gibi.
Ayrıca olaydan üç gün önce bölgede PKK faaliyetleri tespit edilip mevzide görevli Çağdaş Üsteğmen tarafından helikopter istenmesine rağmen, Tabur komutanı Dirik’in helikopter göndermediği bilgisi de ifadelerde var. Baskının olduğu gün bölükte, bölük komutanının olmadığı, Dirik’in ağzından
itiraf ediliyor. Gerekçe ise, komutanın yapılacak başka bir
operasyon için dinlendiriliyor olması.
İŞTE DAVANIN SEYRİNİ DEĞİŞTİRECEK İFADELERDEN SATIR BAŞLARI….
Piyade Çavuş Ufuk Çelik:’’Taburun
emniyetini sağlamak için Keri Tepesi’ni bizim bölük tutuyordu. Bizim bölüğün mevcudu yaklaşık 250 kişi idi. Ancak 20
Ekim 2007 tarihine kadar 1986/3 tertip erler
terhis olup gidince ayrıca tabur komutanının emriyle her bölükten yaklaşık otuzar kişi seçilip alınarak Buğra Bölük Timi oluşturulup tabur karargahının olduğu bölgede operasyon için hazır tutuluyordu. Bölük mevcudumuz 80 kişiye düştü.26 kişi de Keri mevzilerinde 10 gün görevde kalmak durumunda oldu.19 Ekim 2007 tarihinde
Nikon dürbününü kullanan Zeynel Abidin, dokuz yüklü katır ve dört silahlı PKK militanı gördü. Yaklaşık bir buçuk ay öncede Meri Tepesi’nde silahlı
terörist grubu görülmüştü. Çağdaş
üsteğmen bölük mevcudunun çok yetersiz kaldığını, bu nedenle mevcut personelle tepeyi nasıl emniyete alabileceğimizi bize sorarak bizden fikir aldı. Hava çok
soğuk olduğundan her yarım saatte bir, bir kişi çadıra girerek ısınıyordu.
Personelin üzerinde taşıdığı birer adet taarruz el bombası, tabur komutanının emri ile
savunma el bombaları ile değiştirilmek üzere toplanmıştı. Biz yeni el bombalarını almadan, yani el bombasız Keri Tepe’ye gelmiştik. Çatışmanın olduğu gün 18:00 sıralarında katırları ve teröristleri gördüm. Durumu Çağdaş Üsteğmen’e bildirdim. O da telsizle durumu tabur komutanlığına iletti. Bu bölgeye taburdan topçu ve hana topu atışı yapıldı ama mermiler hep kısa düştü. Havan ve topçu menzili dışında kaldılar. Tabur komutanı o sırada köydeki düğünde olduğundan üsteğmenimize telsizden herhangi bir emir verilmedi. Bu yüzden bölük komutanımız bu gece uyumamamız gerektiğini ve dikkatli olmamız gerektiğini söyledi.
Herkes önemli bir olayın olabileceğinden endişe duyarak gerilmişti.Hepimiz diken üstünde idik.O gün sis vardı ve aydınlatma projektörleri ile aydınlatılıyordu.Bu nedenle bulunduğumuz tepeden personel yakın mesafeden rahatça görülebiliyordu.Saat 00:30 sularında çatışma başladı.Yüzden fazla teröristin olduğunu düşünüyorum’’
Piyade er Recep Can: Olay gecesinden iki gün önce öğle saatlerinde dokuz on katırla üç kişilik görüntü tespit edildi. Bu görüntü Çağdaş Üsteğmen tarafından Tabur Komutanı’na bildirildi. Akabinde
kobra helikopteri talebinde bulunuldu ancak talep uygun görülmedi.
Piyade Onbaşı Mustafa Kala: Olaydan üç gün önce terörist gruplar ve katırlar görüldü. Olay günü kırmız
alarm durumundaydık. İlk ateşi teröristler başlattı. Mevzilerimize
roketatar,el bombası,doçka, biksi ve kalaşnikof silahlarla yoğun bir baskı ateşi başladı.
TEÇHİZAT YETERSİZ
Cüneyt Ömür,
Özhan Şabanoğlu,Mehmet Şenkul,Fuat Başoda,Fatih Atakul,İlhami Demir,İrfan Beyaz,
Ramazan Yüce ve diğer askerlerin ifadelerinde de olaydan iki gün önce ve olay gününden altı saat önce PKK’lı grupların göründüğü ve teçhizatın yeterli olmadığı vurgulanıyor.Ömür’ün ifadesinde ise silahının beş altı kez tutukluk yaptığı belirtiliyor.Er Yüce’ye olay anında istirahatta olduğu suçlaması yapılmasına rağmen ifadelerden bunun komutanlar tarafından askerlerin donmaması için her yarım saatte bir yaptırıldığı anlaşılıyor.
Yine Dirik’in ifadesinde baskın günü bölgede bölük komutanı bulunmaması şu sözlerle açıklanıyor:”Bölgede bölük komutanı bulunmamasının sebebi birinin izinde olması,diğerinin ertesi gün icra edilecek izin konvoyunun yol emniyet görevini sevk ve idare edilecek olması ve birinin de birkaç gün sonra yapılacak operasyonun komutanı olarak görevlendirildiği için dinlendiriliyor olmasıdır.Bölgede iki bölük komutanı izinli olduğu için lider personelin tecrübe ve yetenek durumu dikkate alınarak gerekli
düzenleme yapılmaktadır.”
TARAF GAZETESİ