Habertürk'ten Fatih Altaylı'nın yazısının ilgili bölümü:
“Biliyorsun sağlık nedenleriyle buradayım. Tansiyonum 22. Her gün 10 cc ilaç almak zorundayım. Temmuz sonuna kadar raporum var.”
“Temmuz sonunda dönecek misiniz?”
“Karar vermedim. Ama söyler misin bana niye döneyim. Deli saçması bir soruşturmanın parçası olmak için mi? Benim alnım ak. Hiç bir kötülük yapmadım. Devletime karşı en
küçük bir suç işlemedim. Bundan kuşkum yok. Ama gelirsem beni içeri atacaklar. Bu halimle belirsiz bir sürecin içine gireceğim. Niye geleyim? Gelip hapiste mi çürüyeyim?”
“Yani bundan sonra Türkiye’ye dönmeyecek misiniz?”
“Olur mu hiç. Orası benim vatanım. Döneceğim elbet. Bak açıkça söylüyorum. Eğer mahkûm olursam o gün gelirim. Suçlu bulunursam burada bir dakika durmam gelirim. Cezam neyse çekerim.”
“Ondan önce gelmeyecek misiniz? Davanın bitmesini mi bekliyorsunuz?”
“Şimdi orada benim suçlu olduğum, suçlu olduğum için kaçak olduğum yolunda bir hava yaratıyorlar. O zaman işin kolayı var. Eğer ben suçluysam, ABD ile aramızda suçluların iadesi anlaşması var. Yazsınlar
Amerikan Adalet Bakanlığına bir yazı. ABD beni Türkiye’ye iade etsin. Eğer suçluysam, eğer ellerinde kanıt varsa suçlu olduğuma dair, iade talebinde bulunsunlar.”
“Yoksa gelmeyecek misiniz?”
“Bilmiyorum. Kararımı vermedim.”
Dalan’la yaptığımız konuşmanın hülasası, özeti bu. Anladığım kadarıyla yargı süreci tamamlanıncaya kadar Türkiye’ye dönme niyeti yok.