Danıştay, hükümetin gizli Milli
Güvenlik Siyaset Belgesi'ni,
Anayasa'ya aykırılık yönünden incelemek üzere
Başbakanlık'tan resmi yazıyla istedi. Danıştay 10'uncu Dairesi'nin 25
Nisan 2006 tarihinde oybirliğiyle aldığı karar sonucu Başbakanlığa yazılan yazıyla, MGS Belgesi'nin kabul ve onayına ilişkin
Bakanlar Kurulu kararı, belgenin kendisi ve Başbakanlığın
savunması birlikte talep edildi.
Danıştay 10'uncu Dairesi bu kararı, İnsan Hakları Derneği (İHD) ve
Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nın (TİHV) 24
Mart 2006 tarihinde yaptığı, hükümetin Mili
Güvenlik Siyaset Belgesi'ni
uygulama kararında yürütmenin durdurulması talebi üzerine yaptı. Böylelikle
Cumhuriyet tarihinde ilk kez, yargı, yüksek
gizlilik dereceli bir hükümet belgesini, Anayasa ve Türkiye'nin imzaladığı uluslararası anlaşmalara uygunluğunu incelemek üzere hükümetten talep etmiş oluyor.
Radikal'in elde ettiği bilgilere göre, gelişmelerin seyri şu şekilde oldu.
Yeni
Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (
MGSB), 24
Ekim 2005 tarihinde MGK tarafından görüşüldü ve Bakanlar Kurulu'na
tavsiye edildi. Bakanlar Kurulu 20 Mart 2006 tarihli toplantısında MGSB'yi kabul etti. MGSB'nin metni, yüksek gizlilik derecesi nedeniyle Resmi Gazete'de yayımlanmaksızın yürürlüğe girdi.
İHD ve TİHV adına
avukat Öztürk Türkdoğan, 24 Mart tarihinde Danıştay Başkanlığı'na başvurarak, Bakanlar Kurulu'nun MGSB'yi kabul ve onaylayan kararının yürütmesinin durdurulması ve iptalini istedi.
Avukat Türkdoğan, MGSB yürürlüğünün durdurulması ve iptali istemini Anayasa'nın 2, 6, (Bakanlar Kurulu yetkilerini belirleyen) 112, (MGK yetkilerini belirleyen) 118'inci maddelerine aykırılık; 2945 sayılı MGK Genel Sekreterliği Yasası'na aykırılık ve Türkiye'nin imzaladığı BM sözleşmeleri ve
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırılık iddialarına dayandırdı.
Danıştay Tetkik Hâkimi
Ergün Özcan'ın talebi incelemesi ardından "Yürütmenin durdurulması isteminin
davalı idarenin savunması alındıktan sonra incelenmesi gerektiği düşünülmektedir" hükmüne vardı.
Danıştay Savcısı
Nevzat Özgür'ün savı ise şöyle oldu: "2577 sayılı İdari
Yargılama Usulü Kanunu'nun 27'nci maddesi uyarınca yürütmenin durdurulması isteminin karara bağlanabilmesi için, davalı idarenin savunmasının alınması gerekeceği düşünülmektedir."
Bunun üzerine hüküm veren Danıştay 10'uncu Dairesi şu hükme vardı: "Davanın durumu ve uyuşmazlığın hukuki niteliğine göre yürütmenin durdurulması isteminin, davalı idarenin savunması alındıktan veya yasal savunma verme süresi geçtikten sonra incelenmesine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 16. maddesinin 5. fıkrası uyarınca dava konusu Bakanlar Kurulu Kararı ile Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nin de içinde bulunduğu, davaya ilişkin dosyanın aslı veya onaylı örneğinin savunmayla birlikte Danıştay'a gönderilmesi gerektiğinin davalı idareye bildirilmesine, 25.4.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir."
Kararda, Başkan Ali Güven ve üyeler Ahmet Başpınar, Cem Erbük, Nüket Yoklamacıoğlu ve İbrahim Berberoğlu'nun imzaları var.
Böylece, talebin doğrudan reddedilmesi yerine, Başbakanlığın savunmasının istenmesi durumu, benzeri davalarda ilk kez ortaya çıkmış oldu. Milli Güvenlik Siyaseti'nin parlamentoya danışılmadan yalnızca MGK'daki görüşmelerle belirlenmesi, bazı tartışmalara yol açmış ve
TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın
23 Nisan konuşmasında da eleştirilmişti.
10. Daire kararı, Başbakanlığa 18
Mayıs 2006 tarihinde (bir tesadüf eseri Danıştay İkinci Dairesi'ne yapılan silahlı saldırıda Mustafa
Yücel Özbilgin'in öldürülmesinin ertesi günü) tebliğ edildi. Yasaya göre, Başbakanlığın bir aylık
yanıt süresi 18 Haziran'da doldu. Ancak
Başbakanlık, süre dolmadan önce Danıştay'a başvurarak, bir aylık
ek süre istedi. Bu süre de 18 Temmuz'da dolacak. Başbakanlığın, Danıştay'a MGSB'yi ve onu onaylayan kararı verip vermeyeceği, ya da nasıl bir savunma yapacağı henüz belli değil.
Bu arada Başbakanlık kaynakları, Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu'nun dün Başbakan
Tayyip Erdoğan tarafından kabul edilmesinin, Çörtoğlu'nun başkan seçilmesi ardından, kendi başvurusu çerçevesinde bir nezaket ziyareti çerçevesinde gündeme geldiğini, Danıştay'ın 17 Mayıs saldırısı ardından tartışılan güvenlik, yeni bina türünden fiziki sorunlarının da konuşulduğunu söylediler.
Danıştay 10'uncu Dairesi'nin MGSB kararının görüşmede gündeme geldiği doğrultusunda ise bir açıklama yapılmadı.
Davanın seyri, Türkiye'de demokratik hakların kullanılması açısından yeni bir örneği ortaya çıkarabilir.
RADİKAL