2010
ALES sonbahar dönemi
kılavuzunda kılık kıyafetle ilgili bir
düzenleme yapıldı. Düzenlemeyle, öğrencilerin başörtüsü takarak sınava girmesinin yolu açıldı.
Ama bu serbestlik, görevi eğitimin önünü açmak olan Eğitim-İş Sendikası'nı rahatsız etti. Sendika, kılavuz yayımlanır yayımlanmaz hemen
Danıştay'ın kapısını çaldı ve başörtüsüyle sınava girilmesini sağlayan düzenlemenin iptal edilmesi için
dava açtı...
Sendika, Danıştay'dan istediğini aldı. Danıştay, Eğitim-İş Sendikası'nın açtığı davada; başörtüsüyle eğitime bir kez daha "dur" dedi. Davaya
bakan Danıştay 8. Dairesi, ALES kılavuzundaki başörtüsünün önünü açan maddelerin yürürlüğünü oy birliğiyle durdurdu.
Başörtüsüyle sınava girilmesinin laikliğe aykırı olduğu görüşüne varan Danıştay, kararını 2 ilginç gerekçeye dayandırdı. Bunlardan ilki, fiziksel teşhisle ilgili. Daire, başörtüsünün, sınavda kadın-erkek teşhisini güçleştireceği kanaatine vardı.
Görevi, düzenlemelerin sadece kanuna aykırı olup olmadığını denetlemek olan Danıştay, konu başörtüsü olunca sınav güvenliğine kadar ilerledi. Kararın 2. gerekçesinde; "Başörtüsü, sınav güvenliğini olumsuz yönde etkileyebilir" denildi...
Danıştay, başörtüsü kararında ilginç bir görüş de ortaya koydu. Başörtülü öğrencilerin alacakları puanları 3 yıl kullanacak olmasının, telafisi güç imkanlar doğuracağı belirtildi.
YÖK, Danıştay'ın durdurma kararına sessiz kalmadı. YÖK Başkanı Yusuf
Ziya Özcan, karara
itiraz edeceklerini söyledi. Danıştay'ın bu kararına ilk tepki ise AK Parti'den geldi.
Danıştay'ın bu kararının, diğer sınavları kapsayıp kapsamayacağı ise
tartışma konusu oldu.