Bir süredir başkentte
Meclis Başkanı Köksal Toptan üzerinden geliştirilen bir
senaryo var. Senaryo, siyasi iktidarı devre dışı bırakan bir formül içeriyor. Deniyor ki, hükümet, bu anayasa çalışmasını Toptan’a devretsin, o yürütsün. Senaryonun
koro halinde dile getirilmesi ise
psikolojik harekatın bir parçası.
Toptan’ın da zaman zaman bu tuzağa düştüğü gözüküyor. Kafası karışık. Beni mazur görsün, nabza göre
şerbet veriyor. Yılların tecrübeli siyasetçisinin
başkanlık koltuğunda izlediği ‘zikzak siyaseti’ne hayretle bakıyorum.
DTP Grubu’na yaptığı ziyaret sırasında şöyle diyor: ‘Aslında anayasayı bir kurucu meclis hazırlasa daha iyi olurdu.’ Tepkiler olunca açıklama yapıyor: ‘Ben aslında kurucu meclisi bir seçenek olarak söyledim.’
Sivil
toplum kuruluşları temsilcileriyle görüşmesinde farklı bir Toptan var: ‘Sivil bir anayasayı yapan bir meclisin başkanı olmaktan onur duyarım.’
Hangi Toptan’a inanacağız?
Daha tehlikeli olanı,
Doğan Grubu’nun da bu senaryoda aktif rol alması. Toptan demeçlerine Doğan Grubu gazetelerinde sıkça yer verilmesinin bir sebebi hikmeti varmış. Duyunca hayrete düştüm. Şaşkınlığım senaryonun mahiyetine değildi elbet, bu filmi çok görmüş birisi olarak. Aracı isme hayret ettim.
Doğan Grubu’nun üst düzey bir yöneticisi, bir
sivil toplum kuruluşu başkanını arayıp ricada bulunuyor: ‘ Sayın Başkan, durum çok kötü.
Hükümetle konuşsanız da bu yeni anayasayı Köksal (Toptan) Bey’e bıraksalar. Daha iyi olmaz mı?’
Aynı zamanda grubunun iki numaralı gazetesinde köşe yazan yöneticinin sohbetinden başka ayrıntılar da var. ‘Durum kötü’den kasıt, belli. Demek istiyor ki; Eğer hükümet bu anayasayı yaparsa,
muhtıra veya
darbeye hazır olun! Bir bildikleri mi var yoksa?
ŞAMİL TAYYAR/STAR