27
Mayıs darbesinin ardından, 1961'de
TBMM'de,
Millet Meclisi'nin yanı sıra
Cumhuriyet Senatosu'nun da olduğu iki meclisli bir yapı ortaya çıktı. Milli Birlik Komitesi başkanı ve üyeleri ile eski cumhurbaşkanları da
senatonun tabii üyeleri arasındaydı.
Cumhuriyet Senatosu, Millet Meclis'ini
denetleme işlevi görüyordu. Cumhuriyet Senatosu üyeleri, kanunlar üzerinde denetim yapıyordu. Yani kanunlar onlardan izin alınmadan Meclis'ten geçemiyordu.
Senato, Millet Meclisi üzerinde üst denetim kurulu gibi çalışırken bu haliyle halkın seçtiği milletvekileri üzerinde de
psikolojik baskı unsuru olarak kulanılıyordu. İşte böylesine bir yapı Türkiye'de 1961 yılında kuruldu ve 19 yıl görev yaptı. Senatonun çalışmaları günahlarıyla sevaplarıyla tarihe not düşülecekti ancak bu olmadı.
12
Eylül darbesi ile Cumhuriyet Senatosu da yürürlükten kaldırıldı. Meclis'te milletvekili kalmadığı için darbeciler Danışma Meclisi kurmaya karar verdi. Meclis amirliğine ise bir tümgeneral atandı. Ancak bu döneme ışık tutacak
belge ve bilgiler de yok edildi.
Senato'nun 19 yıl boyunca aldığı kararlar, tutulan zabıtları, yazışmaları ve tutanakları imha edildi. Böylece
12 Eylül darbecileri,
27 Mayıs darbesinin ürünü senatonun yaptığı işlerin arşivini yok etti. Bugün, Meclis'te sadece Millet Meclisi ile ortaklaşa alınan kararların dosyaları bulunuyor.
Arşiv ortada yok ancak ne şekilde ortadan kaldırıldığı da bilinmiyor. Mecliste o dönem görev yapan
emekli İhsan Ezherli dosyaların yok edildiğine şahit oldum diyor. Ancak ne şekilde ortadan kaldırıldığı sorulunca "Devlet sırrı" diyerek açıklama yapmıyor. Emekli Arşiv çalışanı Ezherli, dosyaların Milli
Güvenlik Konseyi'nin emri üzerine dönemin TBMM Genel Sekreteri tarafından ortadan kaldırtıldığını söylüyor. Sadece dosyalarda çok önemli bilgiler vardı demekle yetiniyor. Emekli arşiv memuru
12 Eylül darbesi ile birlikte Meclis'te şahit olduğu olayları ise acıyla anıyor.