Beyaz TV'de canlı yayında soruları yanıtlayan Davutoğlu, "
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun
Türkiye'nin
İsrail ile ilişkilerini düzeltmek adına bir
bakanını İsrail'e gönderdiği iddiasına" yönelik olarak, "Ben bu ülkenin
Dışişleri Bakanıyım. Bende böyle bir bilgi yok. Eğer Sayın Kılıçdaroğlu'nda böyle bir bilgi varsa onu bilemem. Bu dönemde İsrail'e gitmiş hiç bir bakanımız yoktur. Geçen sene büyükelçimize yapılan tutum sonrasında takındığımız belli bir pozisyon vardır. Daha sonra Mavi
Marmara olduktan sonra bırakın bir bakanımızın İsrail'e gitmesi, hiçbir resmi heyetimiz gitmemiştir" dedi.
Davutoğlu, geçen yıl 15 Temmuz'da Brüksel'de İsrailli Bakan Ben Eliezer ile görüştüğünü anımsatarak, bu görüşmeyi de dışişleri bakanı olarak Türkiye'nin özür ve tazminat konusundaki kesin beklentilerini ifade etmek ve şartlarını dikte etmek üzere yaptığını kaydetti. Dışişleri bakanlarının savaş şartlarında bile görüştüklerini anlatan Davutoğlu, İsrail'in bu yönde bir adım atarak bir görüşme talebinde bulunması durumunda bir temas olabileceğini, Türkiye'nin özür ve tazminat talebinden taviz vermesinin söz konusu olmayacağını ifade etti.
Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bekleriz ki muhalefetimizden artık bir milli mesele haline dönüşmüş olan bu konuda hükümetimizin yanında olsun. Maalesef Sayın Kılıçdaroğlu'nun İsrail basınına verdiği bazı demeçler, Türk hükümetinin o dönem takip ettiği politikaya yönelttiği eleştiriler, İsrail'in elindeki argümanları güçlendirecek. Bu soruları İsrail de bize soruyor çünkü. İsrail de kendince (Türk hükümeti
Mavi Marmara sivil toplum hareketi değildir. Türk hükümetinin desteği ile gitmiştir veya Türk hükümeti onay verdi) şeklinde intiba vermek için. Bunu yapmak suretiyle İsrail kendisine yönelik bir tepkinin sivil tepki değil, siyasi tepki olduğunu göstermeye çalışıyor.
Milli bir mesele haline gelmiş bir konuda karşı tarafın elini güçlendirecek tarzda mesnetsiz sorular sorarak, sanki sorunun kaynağında Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin tutumu varmış gibi bir intiba vermek doğrusu Türkiye'de geçmiş yıllarda bile görülmeyen bir tutumdur ve bu ana muhalefet partimize yakışmıyor. Muhalefet partimizin önce 9 vatandaşımızı öldüren İsrail'den
hesap sorması gerekir."
-YENİ FİLO STK FAALİYETİ-
Davutoğlu, "Gazze'ye yeni bir
yardım filosunun yola çıkması konusunda hükümet olarak tavrınız ne olur?" şeklindeki soru üzerine, geçen seneki ilkesel pozisyonlarının bu sene için de geçerli olduğunu belirterek, bunun bir sivil toplum kuruluşu faaliyeti olduğuna ve sadece Türkiye'den STK'ların katılmadığına işaret etti.
Davutoğlu, "Gazze'de 1 buçuk milyon insanı açık hava hapishanesi şartlarında tutan İsrail'e dönüp 'bu ablukayı kaldır' demeyenlerin Türkiye'ye dönüp Türkiye'nin demokratik kültürü içinde hükümet kontrolu altında olmayan 'sivil toplum kuruluşlarınızın faaliyetini durdurun' demesini kabul etmemiz mümkün değil" diye konuştu.
Filistin'de yönetimin birleşmesine rağmen İsrail'in Gazze'ye ablukasının devam ettiğine işaret eden Davutoğlu, bu tutuma karşı Türkiye'de tek bir sesin yükselmesi gerektiğini ifade etti.
Davutoğlu, "Öbür taraftan da Rafah kapısının açılmış olduğunu gözününde bulundurarak STK'ların bütün bu faktörleri gözeterek daha dikkatli ve her hangi bir istismara sebebiyet vermeyecek adımlar atması lazım. İsrail tarafından kullanılacak bir söylemi ve eylemi benimsememek lazım" diye konuştu.
-"TÜRKİYE MISIR İLE KARŞILAŞTIRILAMAZ"
Bakan Davutoğlu, muhalefetin "gerekli adımlar atılmazsa
Diyarbakır Tahrir meydanına dönecek" söylemine ilişkin olarak bunların çok rahatsız edici ve Türkiye'yi tanımayan söylemler olduğunu belirtti.
Bu söylem ile Türkiye'deki
demokrasi tecrübesine büyük haksızlık edilmiş olacağını kaydeden Davutoğlu, Türkiye'nin
Mısır ile, Mübarek yönetimi ile karşılaştırılamayacağını dile getirdi.
BDP yetkililerinin
TBMM çatısı altında yer alabildiklerini ve her türlü görüşlerini söylediklerini belirten Davutoğlu, Mısır'da
muhalif hareketlerin böyle bir imkanı olmadığını söyledi.