5 yılda bir revize edilen belgedeki iç tehdit unsurlarının soyut ifadelere dayanması ciddi handikap olarak görülüyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın belgedeki iç tehdit
algısının yanlışlığına yönelik tespitine her kesimden
destek geldi.
Emniyet Asayiş
Yardımlaşma (EMASYA) Protokolü'nün kaldırılmasının ardından Milli
Güvenlik Siyaset Belgesi (
MGSB) tartışmaya açıldı. 5 yılda bir revize edilen belgedeki tehdit unsurlarının yeniden değerlendirileceği belirtiliyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın belgedeki iç tehdit algısının yanlışlığına yaptığı vurgunun ardından Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül belgenin günün realiteleri göz önüne alınarak hazırlanması gerektiğini açıkladı. 'Kırmızı
Kitap' olarak da bilinen belgenin, Anayasa'dan üstün olmadığını belirten Gül, "Anayasa'nın üstünde görüldüğü dönemler olmuştur. Tamamen yanlış. Kanun değildir.'' dedi. Bu değerlendirmeler kamuoyunda yankı buldu.
Emekli askerî hâkim
Faik Tarımcıoğlu,
Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ndeki tehdit unsurlarının günün somut gerçekleri ile örtüşmesi gerektiğinin altını çizdi.
Tehdit unsurlarının ruhunun ve algısının değiştirilmesi gerektiğini savunan Tarımcıoğlu, "İç tehdit unsuru sanki dış tehditten de öndeymiş gibi bir algı var. Bu çok yanlış.
Türkiye'nin çağı yakalaması ancak bu tehdit algısının değişmesi ile olur. İç tehdit algısı değiştiği zaman Türkiye süper bir güç haline gelir." ifadelerini kullandı. İç tehdit unsurlarının somutlaştırılmasının önemi üzerinde duran Tarımcıoğlu şöyle devam etti: "Ucu açık, ne olduğu belli olmayan ifade ve göndermeler doğru değil. İç tehdit algılaması çoğu zaman provokatif ve hayali tezlere dayanarak hazırlandı. Hayali bir irtica söylemi ile
dindar insanlar bile töhmet altında bırakıldı. Bölücülük yine hakeza. Çünkü bu konuda da halkın bir talebi yok, ortada bir
terör örgütü var. Bu
terör örgütünün ayrıştırılması lazım. Yine eskiden komünizm tehdidiyle oluşturulmuş bir solculuk tehdidi var. Tüm bunların somutlaştırılması gerekiyor.
İrticadan kasıt hangi örgütlerdir? Aşırı sol veya bölücü unsurlardan kasıt hangi örgütlerdir?"
Emekli
Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi,
Ceza Kanunu'nda suç olan maddelerin bu belgede zikredilmesinin yanlış ve gereksiz olduğuna dikkat çekti. Tanrıverdi, "Yasalarda suç olarak belirlenen şeylerin bu belgede yer alması farklı kurumları bu örgü veya yapılara karşı farklı bir ilgiye sevk ediyor. Fişleme türü şeyler çıkıyor karşımıza. O belgenin içeriğinde bunları tehdit olarak belirlemek doğru değil. Dolayısıyla iç tehdit unsurunun Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nden tamamen çıkarılması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Tanrıverdi, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nin hükümetin
Meclis'ten güvenoyu almış programına uygun olarak hazırlanmasını istedi.
Uluslararası Stratejik
Araştırmalar Kurumu (
USAK) Başkanı
Sedat Laçiner de belgenin halka iyi bir şekilde anlatılması gerektiğini vurguladı. Demokratik ülkelerde belgenin kamuoyu ile paylaşıldığını belirten Laçiner, "Belgenin içeriği ve uygulamaları hakkında hükümetin yanı sıra Meclis de bilgi sahibi olmalı." görüşünü savundu.
ZAMAN