Dehşete düşüren anket sonuçları

Araştırma şirketi Konda’nın verilerine göre Türkiye’de yaşayan insanlar hukuk eşitliğine inanmıyor.

Dehşete düşüren anket sonuçları

Türkiye’nin yüzde 40’ının kanunlara olan güvenini yitirdiğini söyleyen Konda Genel Müdürü Bekir Ağırdır, “Vatandaşların yüzde 58’i mahkemeye yolu düştüğü zaman yargıçların zengin veya fakir kişilere göre karar vereceğine inanıyor.” dedi.

Zaman Gazetesi'nin haberine göre, Türkiye’de yaşayanların yarısı ‘Ülkemizde vatandaş ve devletin kurumları hukuk karşısında eşittir’ cümlesine inanmıyor. ‘Kanunlar, mahkemeler beni korur’ cümlesine inananların oranı ise yüzde 60. “Yüzde 58 ise hukuku hayatı düzenleyen kurallar olarak anlamıyor, devletin vatandaşı denetlemek için koyduğu kurallar olarak anlıyor.” diyen araştırma şirketi Konda’nın Genel Müdürü Bekir Ağırdır, Türkiye’nin yüzde 40’ının kanunlara olan güvenini yitirdiğini söyledi. Yaptığı son araştırmayı 12.si düzenlenen İstanbul Sanayi Kongresi’nde paylaşan Ağırdır, “Türkiye vatandaşlarının yüzde 58’inin mahkemeye yolu düştüğü zaman yargıçların zengin veya fakir ‘kişilere göre’ karar vereceğine inanıyor. Dolayısıyla bu toplumda hukukun üstünlüğüne olan inanç son derece düşük.” açıklamasında bulundu. Araştırmaya göre fazla mesaisi ödemelerin yüzde 45’i bu durumu, ‘hukuka başvurmam, hayat böyle’ şeklinde açıklıyor. ‘Komşunuz sizi taciz ederse ne yaparsınız?’ sorusuna kadınların yüzde 35’i ‘Hukuka başvurmam, hayat böyle.’ cevabını veriyor. Bir diğer ilginç veri ise kadın şiddeti ile ilgili. Nitekim eşinden şiddet gören kadınların yüzde 25’i buna rıza gösteriyor ve ‘Kader böyle.’ diyor. Kadınların yüzde 34’ü ise sadece eşinin şiddetinden yakınıyor. Avukata, mahkemeye gidenlerin oranı ise yüzde 41. Bu tablonun ülkede özgüven eksikliğini çarpıcı şekilde gözler önüne serdiğini kaydeden Ağırdır, ‘Neden Türkiye’de vasatlığa razı olma hali var ya da niye Soma’da o güvenliği eksik madende insanlar çalışmaya razı?’ sorusuna, “Çünkü bu topraklarda bin yıldır hiçbir hak talebi toplumun, ucu  kıyıma varmadan bir başarı hikâyesine dönüşmedi. Bu topraklarda her talep egemenler veya devlet tarafından ezilmişlere verilmiştir. O yüzden toplumsal bellekte hak talebi ve örgütlenmek kavramları negatiftir. O yüzden örgütlenmek hiçbir dilde bu ülkedeki kadar negatif değildir. O yüzden hiçbir aile, sendikaya gir, hakkını ara evladım demez. Kabul eder.” dedi. Ailelerin sadece yüzde 9’unun çocuklarına haklarını aramaları yönünde telkinde bulunduğunu söyleyen Ağırdır, ülkedeki 100 bin derneğin 90 bininin dayanışma derneği, 5 bin vakfın 4 bin 200’ünün dayanışma vakfı olduğunu özgüven eksikliğine örnek gösterdi. Ağırdır, “Onca çabaya rağmen hâlâ bugünkü yasalarda sorun vardır. Bu toplumda korku kültürü medya ve siyaset sayesinde son derece yaygındır. 85-90 yıldır bu kültürle büyümüş toplumun en büyük korkusu bölünmedir. O yüzden ‘icat çıkarma’ denir. Bunu yanlış buldukları için değil, özgüvenli olmadıkları için aynı zamanda böyle denir.” ifadelerini kullandı. Türkiye’de insanların yüzde 12’si için geleceğin ‘1 yıllık vade’ şeklinde algılandığını kaydeden genel müdür, “Yüzde 16’sı için 1 yıl ile 3 yıl. Ülkede ortalama gelecek algısı ise 11 yıl.” bilgisini verdi. Sen De Gel Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Betil ise Türkiye’de devletin vasatı sürdürmekte başarılı olduğunu, bunu bilinçle yaptığını savundu. Türkiye’nin 2000’de üretimde ilk 15’te olmasına karşın şu an gerilere düştüğüne dikkat çekti.

Kongrede söz alan Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı İshak Alaton, Türkiye’nin zihni devrim yapmadan ilerleyemeyeceğini söyledi. “2023 hedeflerine inanmıştım ancak hedefleri koyduktan sonra beklenilen zihinsel devrim gerçekleşmedi. Bu devrimin olmaması için bütün tedbirler de alındı. Dikkat edin 3 senedir 100-151-152 milyar dolar ihracat etrafında dönüyoruz. Bu şekilde 9 sene sonra 500 milyar doları unutun. Vasat kalmaya devam edersek 200 milyar doları da bulamayacağız.” dedi. Kongrede 6 kişi ile birlikte konuk olduğu panelde konuşan Orta Anadolu Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği Başkanı Adnan Dalgakıran, “Bu ülkede insanlar dünya ile değil birbiri ile yarışıyor. Bu sebeple bir üretim kaleminde Almanya’da 4 şirket varken Türkiye’de 64 şirket var.” dedi.


<< Önceki Haber Dehşete düşüren anket sonuçları Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER