İstanbul Emniyeti
Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri,
12 Haziran 2007'de
Ümraniye Çakmak Mahallesi'ndeki gecekonduya şok
baskın düzenlemiş ve evin çatısına zulalanmış 18'i MKE yapımı toplam 27adet
el bombası bulmuştu.
Operasyondan bir gün sonra bombalardan bazılarının kendi kendine
patlama tehlikesi taşıdığı ortaya çıktı. Bunun üzerine İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı, 10. Ağır
Ceza Mahkemesi'nden patlama tehlikesini gerekçe göstererek, kriminal inceleneme yapıldıktan sonra bombaların
imha edilmesi talebinde bulundu.
Mahkeme aynı gün, Ceza Muhakemeleri Kanunu ve Suç Eşyası Yönetmeliği'ne dayanarak; el bombalarının kriminal
rapor alındıktan sonra imha edilmesine karar verdi.
Karar üzerine; el bombalarından 7'si patlatılarak imha edildi. Geri kalan 20'si de ateşleyici mekanizması sökülerek tehdit unsuru olmaktan çıkarıldı. 20 el bombası daha sonra
soruşturmaya esas olmak üzere Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne teslim edildi.
Riskli 7 el bombası kriminal raporlar için uzmanlar eşliğinde patlatılmıştı ve soruşturma için gerekli deneylerde kullanıldı. Raporlarda el bombalarının "benzerlerine eş değerde infilak ettikleri" kaydedildi.
Ceza Muhakemesi Kanunu ve Suç Eşyası Yönetmeliğine uygun olarak hakim ve savcıların onayı ile yapılan imha işleminin bazı gazeteler tarafından
delil karartma gibi gösterilmesi dikkat çekti. Oysa, bilgilendirme notunda da belirtildiği gibi imha kararının dayandırıldığı SUÇ EŞYASI YÖNETMELİĞİ, kriminal rapor ve yeteri kadar numune alınması şartıyla; tehdit oluşturan delillerin elden çıkarılmasına izin veriyor.